Feyzi Açıkalın

Bak, bi tanesi

12 Mayıs 2023 Cuma

Biliyorum, daha ilk buluşmamızda “Bir tanem, canım, hayatım” sözlerini sana yöneltirsem gözlerini patlatarak, “Ne münasebetle!” deyip bana kızacaksın. Olsun, ben yine de affına sığınarak böyle başlıyorum.

Bak canımın içi; yoksulluk var ya, cami önünde mendil açmak filan değildir. Yoksulluk, insanca bir yaşam için standart kabul edilmiş harcama gücüne erişememek demektir. Yoksunluk yoksulluğun amca oğlu olur. O da, daha önce kolayca ulaşabildiğin ve yaşamının vaz geçilmezi sandığın tüketim alışkanlıklarına artık ulaşamıyor olmandır.

Biliyorum, insan yoksullaşmayı sindiremez, arına sığınır. Yeni kuşaklar bu deyimi bilmez; arına sığınmak utanmak demektir. Yoksulluğundan utanır. Onu en başta kendisine itiraf etmekten çekinir. Zamanla bunu kabullense bile, geçindirmek zorunda olduğu bir ailesi varsa, bunu onlara yansıtacak olmanın vicdan azabıyla kahrolur.

Halkı yoksullaştıranlar kurtarıcı olarak ortaya çıkar. Sözüm ona, kaybedilen koşulları geri verecektir. Korkulur bunlardan; uyuşturucuya alıştırır gibi gıdım gıdım, ancak hayatta kalacak şekilde yardım gelir. Bu bir muhtaçlık ilişkisi başlangıcıdır. Yoksuldan rıza üretmeye dönük bir oyundur ve mutlaka karşılığında bir diyet istenmektedir.

Nuru hayatım, varlık nedenim; eğer zaten rakamlarla başın beladaysa yani bin, milyon ve milyarın gerçek değerlerine vakıf değilsen yoksulluğunu hiç fark edemezsin. Böylece eleştiremez, yakınamaz hale gelirsin. Kendi, binlerden oluşan gelirini sana yıllar içinde öğretildiği gibi milyar ile telaffuz edersen, milyarlık hırsızlık sana hiçbir şey ifade etmez. Senden çalınanların boyutunu anlayamazsın.

Dahası sistem öyle çalışır ki, senden çalınanlarla zengin olanları över hale gelirsin. Onların varlığı senin için gurur kaynağı olmaya başlar. Sana, vazgeçemeyeceğin aidiyet duyguları aşılarlar. Seni onun üstünden sömürürler. Bunun için propaganda aygıtlarını kullanırlar. İşbirlikçileri, suç ortakları seni sistemin içine alır, suç örgütünün bir parçası yapar.

Bir tanem; biliyorum, “hayat kısa, çok da şey etmeye gerek yok” diye düşünüyor olabilirsin. Ama öyle değil işte. Başka hayatların da mümkün olduğunu bilmelisin. Daha huzurlu, dogmalardan arınmış, hukukun üstünlüğünün sağlandığı, yaratıcılığa prim veren yaşam şekillerinin de olduğunu bilip, bunları talep edebilmelisin. Üretilen zenginlikten daha eşit şekilde pay alınan, uygar ülkelerin standart hale getirdiği yaşam ve beslenme koşullarına erişmeyi hedefleyebilmelisin.

Ortak nimetlerinden yararlanacağın bir refah toplumunu yeniden yaratmak senin elinde.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları