Yoksa Sıra İran'da mı?

14 Kasım 2011 Pazartesi
\n

ABD ve İsrail kaynaklarında olduğu kadar kimi Avrupa kaynaklarında sıkça işlenmeye başladı: “...... İran nükleer silah üretiminin sınırına gelmiş bulunuyor. İranın nükleer silah üretmesine izin verilemez, her ne pahasına olursa olsun engellenmeli”.

\n

Kimi İsrail ve ABD kaynaklı değerlendirmelerde, silahlı müdahale ile İranın nükleer tesislerinin yok edilmesi ciddi olarak gündeme getiriliyor.

\n

Dünya kamuoyunda, İrana silahlı müdahalenin altyapısı hazırlanıyormuş gibi bir izlenim doğuyor. Daha önce Irak konusunda da benzer bir gelişme yaşanmıştı.

\n

Ancak İran meselesi yeni bir kutuplaşmanın ve cepheleşmeninde habercisi gibi. Çin başta olmak üzere Rusya ve bazı Asya devletleri İrana müdahaleye karşı çıkıyorlar.

\n

İran kritik ülke

\n

Batı-Asya rekabetinde (ve çatışmasında) İran en kritik ülke. İranın Batı tarafından vurulması (ve ele geçirilmesi) Asya ülkeleri bakımından Ortadoğuda gelişmekte olan dengelerin tamamen kendi aleyhlerine dönmesi anlamına geliyor.

\n

Bu nedenle İranın arkasında durmak zorunluluğunu hissediyorlar. İrana Batı müdahalesini bir anlamda, Asya cephesine bir müdahaleolarak görüyorlar.

\n

Ancak öte yandan Çin, Rusya ve Hindistan bir anlamda, dışa açılarak küresel sistemin bir parçası olmuş durumdalar.Bu bakımdan ABD ve AB ile rekabet ve çatışmalarında, kırmızı çizgileri aşamazlar.

\n

Dahil olmaya çalıştıkları küresel sistemi yıkacak çatışmalara girmek kendilerine de zarar verir. İrana destek verirken bu çelişkilerle yüzyüze kalıyorlar.

\n

İranın Asyadan siyasi, iktisadi ve askeri alanlarda alacağı destek bu nedenle belirsizlikleri de beraberinde getiriyor.

\n

Ya Ankara’nın ‘İran \t\tmeselesine’ bakışı?

\n

Ankara hükümeti İran konusunda çelişki ve belirsizlikleri içinde barındırıyor:

\n

- İşin İslami boyutunda İrana yakın durmak istiyor.

\n

- Ancak ABD ile çok yakın bağları, Washingtonın çizdiği kırmızı çizgiler dışına çıkmasını engelliyor.

\n

BM oylaması sırasında yaşanan ret oyu olayıve füze kalkanına ev sahipliği meselesi bu çelişkilerin en açık kanıtlarıdır.

\n

Ancak önümüzdeki dönemde Ankara hükümetinin ABDnin İran politikasına karşı çıkmasını beklemek yanlış olur. Libya ve Suriyede olduğu gibi İran olayında da benzer bir tutum beklenebilir.

\n

Ancak İran meselesi Arap meselelerinden çok farklıdır. Türkiye ile İran arasında çok uzun yıllardan beri, asgari müştereklerde anlaşmakyaklaşımı, resmi olmayan bir biçimde geçerlidir. Ticaretten Türkiyede yaşayan İran nüfusuna, terörden tarihsel kültürel beraberliğe kadar pek çok öğe her iki ülkeye de derinlemesine nüfuz etmiştir.

\n

Ankara yalnız Tahranla Batı arasında değil, Asya büyükleri ile Batı arasında da sıkışmaya başlamış bulunuyor. Ortadoğu ile ilişkilerde yaşanan nitelik farkları sonucu doğan çelişkiler”, İran ve Asya meselesinde de geçerlidir.

\n

Dış ticaret ve yatırımlarda Asya büyüklerinin toplam içindeki payı artmaktadır. Siyasi ve iktisadi ilişkiler aynı paralelde işlemiyor.

\n

Büyük lokma İran

\n

İrana yapılacak bir saldırı Türkiyeyi çok zor duruma sokar.

\n

- Türkiye içerden siyasi, iktisadi ve kültürel olarak çok sarsılır.

\n

- İrana destek veren Asya büyükleri ile, ekonomi başta olmak üzere, birçok alanda karşı karşıya gelir.

\n

- Ortadoğuda doğacak askeri, iktisadi ve siyasi kargaşanın faturasının önemli bir kısmını ödemek zorunda kalır.

\n

ABDnin Ankara hükümetine sağlayacağı destek bu bedeli ne oranda telafi eder, şimdiden kestirmek zor. Ancak bu bedeli ne oranda telafi eder, şimdiden kestirmek zor. Ancak bu yüzden Türkiye, Ortadoğudaki keskin ve sert kapışmanın net bir tarafı olur ve bu yolun geri dönüşü yoktur.

\n

Bugün Avrupa ve ABDde yaşanmakta olan iktisadi kriz, İrana askeri müdahaleyi engelleyen bir faktör olarak işlese de, İranın pasifize edilmesinden büyük yarar bekleyenler, bu operasyonu yine de göze alabilirler.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları