Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
'Seçim Başarısı' ve Girilen Yeni Süreç
AKP’nin seçimlerde iki kişiden birinin oyunu alması karşısında çeşitli nedenler sıralanageldi. Seçim yardımlarından bireysel desteklere kadar pek çok şey ortaya kondu.
\nBunlarda doğruluk payı olmakla birlikte, “en önemli neden” ihmal edildi. AKP’nin başarılı sonuç almasında en etkili faktör, 2002’den beri partinin (ve yönetimin), Türkiye’deki iktisadi, siyasi ve sosyal düzene yavaş yavaş egemen olmasındandır.
\nAKP, “sistemin asli öğesi” olarak algılanmaya başlanmıştır. Bu anlamda, yarı bilinçli ya da bilinçli olarak, önemli bir kesim tarafından, alternatifi bulunmayan bir olgu gibi algılanıyor.
\n2002’de iktidara gelen “Yeni AKP”, içeride iktisadi, sosyal ve siyasi olarak kendi düzenini ve “sistemini” yaratırken, “küresel düzen değişikliği ve talepleri ile de örtüşmüştür”. Bu durum 2002-2011 döneminde “iç ve dış dinamiklerin örtüşmesi” olarak da algılanabilir.
\n- AKP bir yandan, içeride kendi yeniden yapılanmasını oluştururken,
\n- Diğer yandan da bölgeye yönelik küresel rüzgârları arkasına aldı.
\nBunun Türkiye’ye getirdiği eksiler ve artılar ayrı bir meseledir; ancak artı ve eksi puanlar ne olursa olsun AKP’nin 12 Haziran’a kadar yükselişine katkı sağlamıştır. Sıralayalım;
\n1) Özelleştirmeler Türkiye’ye büyük para girişine yol açtı. 50 milyar dolar dolayındaki satış dışında, “kısa vadeli dolaylı etkiler de göz önüne alınırsa” rakam daha da büyüktür.
\n2) Borsaya sıcak para yağmıştır; bunların “kısa vadede getirdiği rahatlatıcı etkileri” oldu. Özelleştirmelerin de, sıcak paranın da uzun vadede ticari ve mali dengeler üzerinde çok olumsuz etkilerine karşın, kısa ve orta vadede yapay bir refah artışı görüldü.
\n3) Ortadoğu ile siyasi ve sosyal yakınlaşmalar Körfez’den büyük paraların gelmesine neden oldu. Hatta aynı akış Kafkasya-Rusya hattında da görüldü.
\nLiberal, açık, piyasacı ve özelleştirmeci uygulamalar, yabancılara vergi avantajları ve düşük kur politikası ile birleşince, Türkiye ekonomisi onlar açısından bir cennet gibi algılanmaya başlandı.
\nAyrıca AB ile imzalanan tek yanlı Gümrük Birliği anlaşması yeni ortamda, üçüncü ülkeler için ek bir güvence oluşturdu. Türkiye’ye dışardan para ve şirket yağdı. Olumsuz sonuçları uzun vadede görülecek değişim, kısa ve orta vadede rahatlatıcı etki sağladı. 2011’in başında Türkiye genelinde on milyon, sadece İstanbul’da üç milyon arabanın varlığı bunun kanıtı değil mi? Sağlık ve konutu da ekleyince, iki anahtar hedefi üçe çıktı.
\nYa siyasi ve sosyal olarak?
\nSiyasi ve sosyal olarak da AKP üst yönetiminin sistem üzerindeki denetimi, hukuki ve idari alanlarda yapılan değişiklikler, halkın gözünde yeni yapılanmanın, “kalıcı ve değiştirilemez olarak” algılanmaya başlamasına yol açtı.
\nBunlar AKP iktidarına sağlanan psikolojik, sosyal ve siyasal dışsallıklar (dolaylı etkiler) olarak seçim sonuçlarına yansıdı. AKP’ye olumsuz bakanlar bile, kendilerini yeni düzenin bir parçası olarak görmeye başladılar.
\nBuna, tabandaki mevcut örgütlenmeyi de eklemek gerekir. Tabandaki örgütlenmeler açısından, AKP en ileri düzeyde oldu. Parti disiplini ve örgütlenmesi yanında İslama dayalı doğal ve tarihsel örgütler, en fazla AKP’ye yarar sağladı.
\nOrtadoğu ve dış destek
\nABD ve AB’nin 2002 seçimlerinden başlayarak AKP’ye destek verdiğini gördük. Son seçimlerde, “aba altından sopa gösterme sinyalleri” görülmeye başlasa da Batı’nın ana çizgisi değişmedi.
\nABD ve özellikle de Avrupa, “CHP’nin fazla geri plana itilmemesi, etkili bir muhalefet olması yolunda”, son dönemde bazı destekler vermeye başladılar.
\nTabii bunun temel bir önkoşulu vardı; “CHP, Batı ile çatışmadan, uyumlu ve ılımlı bir sosyal demokrat parti olmalıydı”. Bu konuda hem CHP’de hem de Batı’da bazı adımlar atıldı, barış çubukları yakıldı.
\nSon seçimler öncesinde AKP’yi kaygılandıran bu gelişmeler, seçim sırasında ve sonrasında bazı ince ayarlar yapmasına neden oldu;
\n- İsrail ile yumuşamanın başlatılması,
\n- Arap uyanışı (ya da iç çatışmaları) konusunda ABD ve AB politikalarına uyum sağlaması, bunun en önemli göstergeleri oldu.
\nAKP seçimlerde başarı kazanmasına rağmen, “partinin üst yönetimi en zor dönemine girmiştir”. ABD ve AB şimdi Güneydoğu ve Kürdistan konusunda somut (ve büyük) ödünler istemektedirler.
\nBu talepler, ne oranda karşılanabilecektir? AKP açılımlarının, daha somut gelişmelere doğru yönlenmesi ile, “bazı iç ve dış dinamiklerin zorladığı bir sürece girmiş bulunuyor”.
\nBatı bu konuda, “yalnız ılımlı ve uyumlu bir AKP iktidarı değil, uyumlu bir muhalefet de görmek istiyor”.
\nDolayısıyla en zor sürece giren yalnız AKP yönetimi değildir; CHP de bu süreç içinde yeni politikalara doğru zorlanacaktır.
\nDemokrasi ise bu küresel baskılar ve hesaplar sonucunda, bir amaç olmaktan çıkmış, araç haline dönüşmüştür. Hem iç hem dış dinamikler açısından... Bugün yaşamakta olduğumuz hukuki sorunlar, bunun yansımalarıdır...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- Saadet'te yeni genel başkan belli oldu
- Kriminal raporun ayrıntıları ortaya çıktı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'da aile katliamı
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- 4 kişiyi öldürüp intihar etti!
- 'Bu işin şakası yok, herkes ayağını denk alsın'
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- CHP'li vekilden Masterchef Sergen'e tepki