Merkel Hep AB'yi 'Dürüstçe' Anlattı!

05 Kasım 2012 Pazartesi

Merkel, Erdoğanın son Almanya ziyaretinde yalnız Almanyanın değil, ABnin Türkiye politikasını da net (ve dürüst) bir biçimde ortaya koydu.

\n

- Türkiyenin ortaklığı konusunda görüş ayrılıkları vardedi. Tercümesi, Türkiye ABye üye olarak alınmayacaktır.

\n

- Ama biz dürüstüz; Türkiye ile görüşmeler sürecektirdiye ekliyor. İşte burada trajikomik bir durum var; hem AB Türkiyeyi tam üye yapmayacak hem de sanki üye yapılacakmış gibi müzakere sürecini sürdürecektir”.

\n

Brüksel bu anlamda, özü bakımından dürüst olmasa bile, ahlaksızlık oyununu açık ve dürüst bir biçimde oynadığı için(!) Merkelin dediği gibi dürüst sayılır.

\n

Dürüst olmayan yoksa \t\tbiz miyiz?

\n

Türkiye-AB ilişkilerini 1970li yıllardan bugüne kadar Demirel, Ecevit, Özal, Erbakan, Çiller, Yılmaz ve Gül ile bir akademisyen olarak yüz yüze konuştum. Konuştuklarım bazen iktidarda bazen de muhalefetteydiler. 1989dan itibaren Brükselin Türkiye politikası çok daha net hale geldi.

\n

T. Özal 1989da, Brüksel Türkiyenin tam üyelik başvurusunu reddettikten sonra şöyle bir açıklama yaptı; AB bizi almasa da Gümrük Birliği’ni kabul edeceğiz”.

\n

- ABnin işi artık kolaylaşmıştı. Ankara, AB himayesini, bir anlamda kabulleniyordu.

\n

Almanya adına, daha o tarihte Dr. Udo Steinbach Almanyanın Türkiye politikasını açıklıyordu(*).

\n

AB (AT) Türkiyeyi almadan ilişkileri derinleştirecekti.

\n

- Erdoğanın son Almanya ziyaretinde Merkelin söyledikleri, 23 yıl önce zaten açıklanmıştı; AB kendine göre tutarlı idi. Tutarlı olmayan Ankara idi. Hangi iktidar gelirse gelsin, Brüksel ile üyelik oyununu sürdürdü, gerçekleri görmezlikten geldi. Belki de en açık oynayan Özal; 1989’da AB bizi almasa da Gümrük Birliğine gireceğizdiyerek yanlış bir politikayı dürüstçe kamuoyuna açıklıyordu!

\n

İlişkilerden yakınanlar ve \tdestekleyenler

\n

- Ticaret değilse bile sanayi ve tarım çevreleri en büyük zararı gördüler.

\n

- Türkiyenin AB dışı pazarlara açılma olanakları ipotek altına alındı”. Tek yanlı ilişkiler PKK gibi siyasi konulardan Lozanın kazanımlarının erozyona uğratılmasına kadar her alana yayıldı.

\n

- Buna karşılık Türkiyede işlemeyen demokrasiye çözüm yolları AB kurumları yolu ile açılmaya çalışılıyor!

\n

- Uluslararası hukuka ters düşen mevcut AB-Türkiye ilişkilerinden, içerde işlemeyen demokrasiye, AB kanalı ile çözüm aramak gibi, çelişkili bir durum yaşanıyor”.

\n

Evde kavga eden karı kocanın toprak ağasından adalet istemesi gibi bir şey.

\n

Egemen Bağış bile şikâyet etti

\n

Ekim ayında İTOda konuşan AB Bakanı Egemen Bağış, Gümrük Birliğinden yakındı. Dış ticaretin aleyhte gelişmesinin en büyük nedeni ABnin ikili ticaret anlaşması yaptığı AB dışı ülkelerden, malların Türkiyeye gümrüksüz girmesidirdedi(**).

\n

Bu satırların yazarı meseleyi daha Gümrük Birliği anlaşması yapılmadan başbakanlara, ilgili bakanlara tek tek anlatmış ve kamuoyuna yüzlerce makale ve onlarca kitapla sunmuştur.

\n

Bağışın 19 Ekim 2012de söylediklerini Abdullah Gül 8 Mart 1995te TBMMde yaptığı konuşmada zaten tahmin etmemiş miydi?

\n

(*) Hayatım Avrupa, II. kitap, sayfa 58-61

\n

(**) İstanbul Ticaret Gazetesi, 19 Ekim 2012, sayfa 11

\n

Not: Okurlarla yarın (6 Kasım) saat 13.00te Tarihçi Kitabevinde (Kadıköy) buluşmak üzere.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları