Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İşbirlikçi Değilse, Herkes Biraz Ulusalcıdır

17 Ocak 2009 Cumartesi

Türkiyedeki ve dünyadaki sorunlara bu toprakların, bu halkın penceresinden bakan herkes az ya da çok ulusalcıdır...

- Sosyal demokratından sosyalistine kadar geniş yay içinde, sosyal ve laik hukuk devletinden toplumcu yapılanmayı savunanlara kadar herkes ulusalcı özellikler taşır”. Emperyalizme karşı iseler ulusalcılık asgari ortak zemin niteliğindedir”...

Güney Amerikada ABD (ve emperyalizm) karşıtı hareketin adı ulusal soldur. Türkiyenin içinde bulunduğu coğrafyada, sosyal demokrasi, Avrupadaki sosyal demokrasi gibi olamaz”. Aynı şekilde, sosyalizm (komünizm) de, enternasyonalist ve sınıfsal özelliğini, en azından yaşadığımız dünyada kaybetti. Hele bugün Avrupa sosyalizminde, sınıfsal bir mücadelenin bulunduğu hiç söylenemez.

Türkiyedeki sol ile Güney Amerikadaki sol arasında, potansiyel olarak önemli benzerlikler bulunmaktadır”.

Kısacası Türkiyedeki sol, ulusalcı bir zemin üzerinde bulunmak zorundadır”.

- Merkez, muhafazakâr ve sağdakilerin de, eğer çok özel uluslararası angajmanları bulunmuyorsa, bunlar da ulusalcı zemini, asgari müştereklerden biri olarak kabul etmek durumundadırlar.

Muhafazakâr, statükocu, sağ olarak nitelenen kesimler içinde siyasal İslamı öne çıkaranlar bulunmaktadır. Bu kesimin de ulusalcı (milliyetçi) zemine karşı çıkmaması gerekir. Çünkü içinde bulunduğumuz coğrafyada ulusalcı zemin dışına çıkmak, gayri milli ve işbirlikçi cepheye kaymakla eşanlamlıdır”.

Bu ifadenin doğruluğunu, bugün Türkiyede içinde yaşadığımız gelişmeler bir laboratuvar gibi göstermektedir.

Muhafazakâr ve sağ kesimde ulusalcılığa (milliyetçiliğe) karşı çıkanlar, Türkiyeye Washington ve Brükselin gözü ile bakmaya başladılar. Kısacası, açık ya da örtülü işbirlikçilerkonumuna gelmişlerdir.

Siyasal İslamın çelişkisi

AKP ve Saadet Partisinin felsefeleri göz önüne alındığında, muhafazakâr cephedeki siyasal İslam içindeki bölünme ve ayrışmalar açık olarak görülür.

AKPnin tabanını ve tavanını bu konuda ayırmak gerekir. Tavanı ABD, İngiltere ve İsrail ile yakın ve derin ilişkiler içindedir. Buna karşılık tabanda tavandan çok farklı bir kimlik bulunmaktadır”.

İsrailin Gazze katliamı yalnız Türkiyeyi değil, AKP tabanını da hareketlendirdi ve tavan ile tabanın çelişkilerini ortaya koydu.

- Özellikle bu coğrafyada, siyasal İslamın tabanı antiemperyalist bir özelliğe sahiptir”. Bu da doğal olarak, ulusalcı (milliyetçi) bir refleksi içinde barındırır.

Solda, merkezde, sağda ve muhafazakâr tarafta kendini Atatürkçü olarak gören geniş bir kesim vardır. Bu kesimde işin derinliğine girenler olsun, yüzeyde kalıp etliye sütlüye bulaşmayanlar olsun, ulusalcılığa (milliyetçiliğe) yatkındırlar. Onunla bir bağ kurarlar, en azından karşı çıkmazlar.

- Kendilerinde sağcı, solcu, liberal diye bir ayrım yapmayan elit (ve seçkinler) genellikle biçimsel de olsa Atatürke yakın dururlar. Bu biçimsel birliktelik yobazlara karşı bir duruş olduğu kadar, Batıcılığa da bir göndermedir! Atatürkün kalpaklı değil papyonlu halini tercih ederler.

‘Evet diyenler’ sınıfı

Türkiyede 12 Mart 1980 darbesi ile başlayıp 1990 sonrasında iyice palazlanan yeni bir sınıf türedi. Bunların ortak özelliği, Batının yeni Türkiye politikasına evet demek”. İçlerinde her kesimden insan var. Evet diyenler, Batı ile işbirliğine giden, işbirlikçi kesimi oluşturuyorlar.

- ABD, AB ve İsrailin en yakın ve derin dostu haline gelen siyasal İslam, bu cephede başı çekiyor.

- Kimi büyük sermaye çevreleri ve yeni liberaller bu taraftalar.

- Kimi bürokratik kademeler ve sivil toplum örgütleri, evetçilersafına göz kırpıyorlar.

- Medyanın dinci ve liberal kanatları bu cenahta saf tuttular.

Bölücü çevrelerin sözünü bile etmiyorum, onlar cephenin doğal üyeleri.

İşte bütün bu Evet cephesi”, ulusalcıların en büyük düşmanları oldular. Ulusalcılara, aynen Batının baktığı gözlükle bakıyorlar. Bu aslında çok doğal bir şey. Batı emperyalizmi, Türkiyede en çok ulusalcılardan korkuyor.

Ulusalcılar, Batının bölgedeki planları karşısında büyük engel. BOPun yürümesi için Türkiyede ulusalcı cephenin tasfiye edilmesi gerekiyor. Ergenekon bunun sonucu değil mi?

Batının yeni Türkiye politikasına evetdiyen cephe emperyalizm adına ulusalcılara saldırmak zorunda”. Ancak,

- Türkiyede halkın yüzde 90ı Amerikaya karşı.

- Yüzde 75i ABnin Türkiyeyi kıskaca aldığını anlamış, artık tepki gösteriyor.

Ve Batının içimizdeki Truva atları”, bu büyük çoğunluğa karşı saldırıya geçmiş durumdalar.

Çünkü Türkiyede herkes az ya da çok ulusalcı, işbirlikçiler dışında

www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları