Erol Manisalı
Erol Manisalı erolmanisa@yahoo.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Çözüm İçin İktidar-Muhalefet Yakınlaşması

14 Ocak 2013 Pazartesi

Türkiye ve Irakın odak noktasına oturtulduğu Kürt (ve Kürdistan) meselesinin çözümü öngörüldüğü gibi, ilerlemesini sürdürmektedir.\n

\n

Irak ayağı tamamen ve sağlam bir biçimde gerçekleşmiştir. Şimdi Suriye ayağı hal yoluna konmuştur. Erbil-Suriye hattına Türkiyenin ne şekilde müdahil olacağı, yanıtı aranan sorudur.\n

\n

- Ankaranın himayesinde bir yapılanma mı?\n

\n

- Diyarbakır - Erbil - Suriye cephesi olarak bir oluşum mu?\n

\n

- Türkiyenin başı çektiği bir federal yapı mı?\n

\n

- Yoksa sadece genel demokratikkurallar içinde kısmi özerklik mi?\n

\n

ABD ve AB; kadim dost Türkiyenin içinde bulunduğu bir oluşumu tercih ediyorlar. Çünkü siyasi, iktisadi ve askeri olarak çok yakın olduğu ve sözünden çıkmayacak bir Türkiye görüyorlar.\n

\n

Nedenlerine gelince\n

\n

- NATO içinde, askeri olarak kontrol kendi inisiyatiflerinde bulunuyor.\n

\n

- İktisadi olarak dışa en açık, en küresel konumda, sisteme entegre edilmiş bir Türkiye var.\n

\n

- Batının İslami çevrelerle arası çok iyi; İslam - piyasa - Batı bağları oluşturulmuş bulunuyor.\n

\n

- Laik ve Atatürkçü çevreler de genellikle Asyadan çok Batıya yakın.\n

\n

Batıcıve Batılı ilginç ve çelişkili bir koalisyon”, Batıya, Türkiyenin tercih edilmesini sağlamaktadır”.\n

\n

Bu durumda Ortadoğudaki yeniden yapılanmada Türkiye siyasi, iktisadi, askeri, kültürel, dini, entelektüel boyutlarıyla daha çok, Batıya yakın; farklı nedenlerle bile olsa…\n

\n

Bir anlamda Türkiye (ve İsrail) Batının bölgedeki doğal iktisadi, siyasi, kültürel ve askeri uzantıları konumundalar”. Bu nedenle Kürdistan konusunun, Batının büyükleri yanında Türkiye ve İsrailin himayesinde yürütülmesiyeni küresel ve bölgesel dinamiklere ters düşmüyor, ehveni şer olarak algılanıyor.\n

\n

Türkiyenin İslami yeniden yapılandırılmasının, Batı için ilerideki olası risklerişimdilik kendilerini düşündüren en önemli faktör.\n

\n

Reel politiğin üstünlüğü\n

\n

Irak Kürdistanı, Suriye ve Güneydoğu arasındaki (ve içindeki) oluşumlar, 1991den itibaren belirli bir çizgiye oturtulmuş bulunuyor.\n

\n

2003’ten sonra ise hızlı ve yığımlı gelişen bir boyuta ulaştı. Adım adım öngörüldüğü doğrultuda yürütülüyor.\n

\n

- Kuzey Irakın Türkiye (ve Batı) tarafından himaye altına alınması\n

\n

- Son iki yıldır Suriyedeki iç savaşta Türkiye (ve Batının) rejime ve Esada karşı birlikte cephe açmaları\n

\n

- Öcalan ile görüşme sürecinde yalnız iktidarın değil ana muhalefetin de destek vermeye başlaması önemli bir aşamaya gelindiğinin somut göstergeleridir.\n

\n

Reel politiğin götürmekte olduğu sürecin ana hatları ortaya çıkmaya başladı. Ancak hâlâ yanıtı hem iktidar hem de ana muhalefet tarafından net olarak verilemeyen gelişmeler var:\n

\n

- Yeni oluşum, zaman içinde sonuç alınmasına mı bırakılacak?\n

\n

- Yoksa, kısa vadede olmasa bile orta vadede kesin sonuç alınması mı sağlanacak?\n

\n

İşin zamana bırakılarak uzun vadeye yayılması, Türkiyenin ve bölge ülkelerinin faturalarının büyümesine yol açar. Kanlı iç çatışmaların ve terörün sürmesi sonucunu doğurur.\n

\n

Bu nedenle çözümün, çok fazla uzatılmadan, en geç orta vadede elde edilmesi gerekir.\n

\n

Aksi halde çatışmalar ve savaşlar, bölgede doğalgaz ve petrol tükeninceye kadar sürüp gider.\n

\n

J.P. Sartreın dediği gibi, savaşları çıkaranlar zenginler olmasına karşın, ölenler hep fakirlerdirsözü bir daha geçerlilik kazanır.\n

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları