Bir Çarşı, Bir Tarih, Bir Dünya...

02 Ocak 2012 Pazartesi
\n

Geçen pazar Kapalıçarşının 550. yılı kutlandı. Orası yalnızca bir çarşı değildir; bir ucunda Beyazıt, öbür ucunda Cağaloğlu, Haliç cephesinde Mercan Yokuşu ve güney tarafında Çemberlitaşın bulunduğu dev bir külliyedir.

\n

Bu çarşıda yalnız mallar alınıp satılmaz; bu toprakların kültürü, sanatı, ince el işleri, ahlakı, örfü kısacası yaşamı sergilenir tüm dünyaya.

\n

Ahilik geleneğinden Özbek pazarına, antikacısından süs takılarının maharetli ellerde yaratıldığı küçük dükkânlara kadar her şeyi bulursunuz, yaşarsınız bu dev mekânda.

\n

- Kapalıçarşı Doğu ile Batının kültürüyle, estetiğiyle, insanı ile bir araya gelip bütünleştiği bir yerdir. Anadoludur, Orta Asyadır, Ortadoğudur, Balkanlardır, Avrupadır, Rusyadır, Amerikadır, Japonyadır; Kapalıçarşı dünyadaki tek küresel pazardır, hem de beş asırdan beri.

\n

- Türklerle birlikte Ermeni, Yahudi, Rum sanatçıları orada görürsünüz. Halepli Yusufu, Niki, Jirayiri tezgâhta hassas takıları lehimlerken izlersiniz.

\n

Eyüp Sabrinin bir elmas zarafeti ile işlenmiş lületaşı eserlerini ancak Kapalıçarşıda görebilirsiniz.

\n

O bir çarşı değildir yalnızca

\n

- Bir ucunda İstanbul Üniversitesi, Beyazıt Kulesi, Sahaflar Çarşısı ve Süleymaniye ve Bakırcılar Çarşısını barındırır. Çınaraltı, Beyazıt Camisi ve Devlet Kütüphanesi tarihin tanıklarıdır.

\n

- Öbür ucunda bir asırdan fazla Babıâli basınını barındırmıştır koynunda. Hürriyetten Cuumhuriyete, Milliyetten Dünyaya Türk basınının ve siyasetinin kalbi Kapalıçarşının yanı başında attı.

\n

- Bir tarafta Vefa Lisesi, Cibali Kız Lisesi öbür tarafta İstanbul Kız ve Erkek Liseleri var oldular.

\n

Vefa Lisesinden değerli hocam Reşat Ekrem Koçuyu Hürriyetin karşısında kadehini yudumlarken görmek bana keyif verirdi. Oktay Ekşi ya da Ali Gevgilili ile sohbet etmeye giderken mutlaka Kapalıçarşıdan geçerdim, o yıllarda.

\n

İstanbulun 9 bin yıllık tarihi, Kapalıçarşının birkaç kilometre çevresinde dolanır durur. Kapalıçarşı üniversiteler, gazeteler, ünlü liseler, sahaflar, camiler ve meydanlarla donanmış insanlık tarihinin merkezidir.

\n

- İktisat Fakültesinde öğrenciyken Kapalıçarşıdan satın aldığım işlemeli toprak sürahi ve kemer hâlâ çalışma odamı süsler.

\n

- 30 yıl önce düşürdüğüm abanoz baston bugün de koleksiyonumun içindedir.

\n

Vefadan sınıf arkadaşım İsmail Nuran Yerlinin Bedestendeki küçük dükkânında çaylarımızı yudumlarken önümüzden kimler geçmezdi ki: Japon turistinden Suriyeden gelmiş, elindeki sedef kakmalı bastonunu ayaküstü satmaya çalışan sade vatandaşa kadar herkesi görür ve onlarla sohbet ederdik.

\n

Ve Tuluyhan Uğurlu

\n

Tuluyhan Uğurlunun nefis konseri Kapalıçarşının 550 yıllık geçmişine ışık tutan içerikteydi. Dünü ve bugünü piyanosu ile sergilerken yarın için de mesajlarını aktarıyordu.

\n

İkinci bölümde Mehter Takımı ile oluşturduğu kompozisyon bu çarşının ruhunu yansıttı; dün ve bugün, Doğu ile Batı, gelenekler ile çağdaş değerler; ırk, din, kültür ayrımı tanımayan özgürlük sevinci Kapalıçarşıyı pazar günü dolduran binlerce izleyiciye ulaşıyordu.

\n

Pazar günleri kapalı olan çarşı, Nuruosmaniye kapısını konseri izlemek için gelen binlerce seyirci için açmıştı.

\n

Kapalıçarşı kesinlikle bir AVM değildir; ondan çok öteye tarih, kültür, sanat, ahlak, gelenek, insanlık değerlerinin bütünleştiği bir dev çınar gibi tarihin derinliklerinden yavaş yavaş gelişerek gelmiştir.

\n

Adının Kapalıçarşı, üstünün de kapalı olduğuna sakın aldanmayın; o dünyanın en açık ve küresel çarşısıdır.

\n

Nice yıllara değil, nice asırlara sevgili Kapalıçarşı.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları