Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Uygarlık projesinden, faşist üretme çiftliğine
Kapitalizmin krizini neoliberal küreselleşmeyle yönetme çabaları, yükü halk sınıflarının üzerine yıktı. Bu yıkımın kültürel dinamikleri sınıf aidiyetlerini, dayanışma alışkanlıklarını aşındırdı. Bu dönüşümlerin içinde, Avrupa Birliği, demokratik, çok kültürlü, çevreci, devletler üstü, özgürlükçü bir “uygarlık projesi” olarak sunuluyordu. Şimdi AB’nin lider ülkelerinde faşist hareketler yükseliyor; faşist partilere ilgi duyan gençlerin sayısı artıyor. “Uygarlık projesi”, bir “faşist üretme çiftliğine” dönüştü.
Projenin motorları tekliyor
Faşist hareketler, Avrupa Parlamentosu 2024 seçimlerinden, yalnızca bu “uygarlık projesinin” ana motorları, Almanya ve Fransa’da değil, tüm AB ülkelerinde, büyük kazanımlarla çıktılar. AB parlamentosu içinde faşist partilerin bir “süper grup” kurarak AB sürecini şekillendirme olasılığı çok güçlendi.
Fransa’da Le Pen’in partisi Ulusal Toparlanma, parlamento seçimlerinde liberal Başkan Macron’un partisinden iki kat fazla oy alınca Macron, meclisi dağıtıp erken seçimlere gitmeye karar verdi. Macron, Ulusal Toparlanma dışındaki tüm partileri arkasına alarak Le Pen’i durdurmayı planlıyor. Ancak gerçeklik başka bir yönde gelişiyor. Macron’un partisinin temsilcileri hem kendilerine danışılmadan alınan karar karşısında şaşkınlar hem de moralleri bozuk ve seçim yorgunular. Muhafazakâr parti, Cumhuriyetçiler, Le Pen’i destekleme konusunda kendi içlerinde bölündü. Küçük faşist parti ve grupçuklar, Le Pen’ın partisini destekleyecekler. Le Pen’in Ulusal Toparlanma partisinin mecliste çoğunluğu oluşturarak yeni hükümeti kurma şansı arttı. Sol hareketin grupları da bir araya gelerek faşizme karşı bir birleşik cephe oluşturmaya çalışıyorlar ama büyük olasılıkla Macron’u, faşistlerle birlikte yönetme kâbusu bekliyor. New York Times’da bir yorum “Fransa dehşet verici bir şeyin eşiğinde” diyordu.
Almanya da “dehşet verici bir şeyin eşiğinde”. AB, parlamento seçimlerinde Almanya’nın ana muhalefet partisi merkez sağ Hıristiyan demokratların oyu bir önceki seçimlere göre yerinde sayarken koalisyon hükümetinin iki ana partisi Sosyal Demokratlar (SDP) ve Yeşiller (YP) hezimete uğradılar. SDP yüzde 13.9 ile yüzde 16 oy alan faşist AfD’nin gerisine 3. parti konumuna düştü. YP’nin oyu da 2019 seçimlerine göre 8.6 puan gerileyerek yüzde 11.9 oldu. Koalisyon hükümetinin ortakları arasında bütçe açığının finansmanı konusunda aşılması çok zor çatlakların olduğu, bu sonuçlardan sonra ayakta kalmasının giderek zorlaşacağı aktarılıyor (Financial Times).
Faşist AfD, hakkında ortaya dökülen şok edici skandallara karşın ülke çapında 2. parti, doğu eyaletlerinde 1. parti konumuna yükseldi; gelişme ivmesi diğer tüm partilerden daha güçlü. Sağ ve sol uçları birleştirmeyi amaçlayan Sahra Wagenknecht’in partisi de ilk kez girdiği seçimlerde ülke çapında yüzde 6, doğu eyaletlerine yüzde 15 oy aldı. The Economist ve Financial Times “aşırı sağ” partilerin yükselişinin Fransa ve Almanya iş çevrelerinde kaygı yarattığını aktarıyorlar. Wall Street Journal da “Seçim kazanıyorlar ama yönetebilecekler mi” diye soruyor.
Faşist hareketler yükselirken
geçmişte sol partileri, protesto
hareketlerini, kadrolarıyla kitlesel
enerjileriyle besleyen gençlerin bu
kez, hemen tüm Avrupa ülkelerinde
faşist hareketlere giderek daha çok
yöneldiği görülüyor (The Independent,
Guardian, Brussel Signal, Unheard).
Bu yönelimin nedenleri aslında ayrı bir
yazı konusu ama burada dört noktayı
vurgulayabiliriz. (1) Bugüne ilişkin
tatminsizlik, geleceğe ilişkin belirsizlik,
ekonomik kötümserlik yaygın. (2)
“Kapitalist gerçekçilik” gençlere
yaşamlarını yönlendirecek bir anlam/
amaç (değerler) sunamıyor. (3)
Sosyalist hareketin daha çok geçmişi
çağıran (nostaljik-melankolik) söylem
ve duyarlıkları bir çıkış yolu, gençlere
gelecek umudu sunmaktaki yetersiz
kalıyor. (4) Bunlara karşın faşist
hareket özellikle 2’de değindiğim
konuda, “ulusal onur-gelenek,
dayanışma”, “ırksal saflık”, seçkinlere
düşmanlık gibi fantastik de olsa, kolay
anlaşılabilir cevaplar ve seçenekler
öneriyor. Bu ortamda, Avrupa’yı
kapitalizm altında birleştiren “uygarlık
projesi”, 1930’lardaki gerçeğine
“rücu ederek”, “bir faşist üretme
çiftliğine” dönüşüyor.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- İtirafçı Nevzat Bahtiyar'dan sürpriz hamle geldi
- Avrasya tüneli trafiğe kapatıldı!
- Kadınlara cehennem hazırlayanlar
- Nasuh Mahruki'nin tutuklanma gerekçesi belli oldu!
- Cem Garipoğlu soruşturmasında karar!
- Elektronik kelepçeyi kırıp cinayet işledi
- Beşiktaş'tan Talisca açıklaması: 'Karar verilmiştir'
- MSB açıklamasında 'Erdoğan' ayrıntısı
- Albaya verilen ceza belli oldu!
- Teğmenlerin avukatlarından açıklama geldi!