Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Suriye Kararsızlığı
Geçen hafta isyancılar Esad yönetiminin kimyasal silah kullandığına ilişkin “kanıtları”, “uluslararası topluluğa” sunduğunda, Batı medyasında hemen, “evet şimdi tamam” yazıları egemen oldu. Sonra, bu yorumlar hızla yerlerini kuşkulara, kanıtları sorgulama çabalarına bıraktı. ABD yönetimi de “Bağlaşıklarımızın baskısı bizi Suriye’ye müdahale etmeye zorlayamaz” diyordu.
\nHalbuki aynı medya “Irak’ta kitle imha silahları var”, “Kaddafi soykırım uygulamak üzere” iddialarını, adeta yalamadan yutmuştu. Bu kez neden farklı? Batı neden bu kez bu kadar kararsız?
\nİlk anda iki etken dikkat çekiyor. Birincisi, Suriye’de yaşanan süreci Irak, Libya deneylerinin ışığında değerlendirince, devirmek istedikleri yönetimlere karşı savaşanlara destek verirken aslında kendilerine de düşman, enternasyonalist bir perspektife sahip, şeriatçı selefi akıma, El Kaide türevlerine destek verdiklerinin farkına varmaya başlıyorlar.
\nGerçekten de, Batı’nın kaynaklarıyla, bu savaş coğrafyalarında uluslararası İslamın militanlarına destek, eğitim verilmeye, Pakistan sınırında, Mali’de, Irak’la Suriye arasındaki geçişlerde olduğu gibi cihat, şeriat düzeni yayılmaya başlıyor. Bu bölgeler uluslararası sermayenin çıkarları açısından kabul edilebilir bir istikrara da kavuşamıyorlar.
\nGeçen hafta, The Times’da Finkelstein’in, Spiegel’de Gebaure ve Salloum’un yorumlarının dikkat çektiği gibi kimi Avrupa ülkesi vatandaşı Müslüman gençler, Veziristan’a gidene kadar, Türkiye üzerinden kolaylıkla Suriye’ye geçiyor, orada savaşın ateşinde eğitiliyor “kinlerini biliyor”lar, tehlikeli ilişki ağları oluşturuyorlar. Ya sonra Avrupa’ya döndüklerinde savaşa burada devam ederlerse?
\nNew York Times’da Hubbard’ın vurguladığı gibi, bu olasılık, özellikle Boston’daki bombalı saldırıdan sonra, ABD yönetiminde aşılması zor bir ikilem yaratıyor. New York Times, Savaş Çalışmaları Enstitüsü’nden Elizabeth O’Bagy gibi Suriye muhalefetini yakından bilen uzmanlardan “muhalefetin içinde hiç seküler güç yok” gözlemini aktarıyor.
\nSuriye’de başlangıçta olaylar kentlerde “yeni orta sınıfın”, güneyde kır yoksullarının ekonomik siyasi talepleriyle başlamıştı, şiddet içermeyen yollardan ilerlemeye çalışıyordu. Açıkçası, Esad rejiminin şiddet makinesi karşısında kısa dönemde bir şansları yoktu ama orta dönemde... Batı bu demokratikleşme riskini almak yerine, İran’a darbe vurmak adına hiç anlamadığı bir dünyaya, henüz kazanma şansı olmayan bir hareketi kışkırtarak, silahlandırarak müdahale etti. Zayıf seküler akımlar kısa sürede çöktüler, AKP Türkiyesi’nin, Körfez gericiliğinin yardımıyla selefi akımların yolunu açtı.
\nİroni şurada: Dün, Batı’nın karşısında işbirliğine hazır bir Esad rejimi vardı. Batı, 70 bin canın yok olmasına yol açan iç savaşı kışkırttıktan sonra, yarın karşısında başına bela bir rejim bulmaktan korkuyor.
\nKararsızlığın bir nedeni daha var. O da Suriye’nin, iyi donanımlı, kararlı bir kara ordusunun, sivil milis gücünün yanı sıra Wall Street Journal’ın pazartesi günü “world class” kavramıyla aktardığı “çok gelişkin hava savunma sistemi”.
\nABD, İngiltere ve Avrupa’nın güçleri bu hava savunma sisteminin hedefi olmak istemiyorlar. İkincisi, bu sistemlerin imalatçısı Rusya’ya, Batı’yla doğrudan savaşa girmeden, Batı’nın hava gücünü deneme zaaflarını öğrenme fırsatı vermek istemiyorlar.
\nİsrail’in ABD başkonsolosu, müdahale için “çok karmaşık” kavramını kullanıyor “Biz hiçbir zaman ABD’ye Suriye konusunda bir baskı yapmadık” diyor (The Guardian 29/04). Geçen hafta New York’ta Jarusalem Post tarafından düzenlenen bir toplantıda konuşan İsrail Strateji, İstihbarat ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Yuval Steinitz, ABD’nin İran politikasıyla Suriye politikası arasında bir ilişki kurmadıklarını vurgulayarak, “Kimyasal silah iddialarına rağmen bir ABD müdahalesi peşinde değiliz” diyor (The New York Times, 28/04). Giderek artan sayıda Batılı yorumcu Suriye’ye askeri bir müdahaleden yana olmadıklarını yazıyorlar.
\n***
\nBugün 1 Mayıs, kapitalizme karşı birlik, dayanışma ve direniş günü. Dilerim Taksim’de olay çıkmadan, tüm solun katılımıyla, geleneğe uygun biçimde birlikte kutlanır. Diğer taraftan bu 1 Mayıs’a, yeri doldurulamaz bir Marksist entelektüel, siyasetçi, dostum, Sevgili Nail Satlıgan’ı kaybetmiş olmanın acısıyla giriyoruz. Yaşamı, ahlakı, duruşu ve çalışkanlığı hepimize örnek oluyor... Nail’i unutmayacağız...
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
En Çok Okunan Haberler
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Mitinge neden katılmadığını açıkladı
- Tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu
- İmamoğlu'na 'ahmak' dedi, davaya çağırdı
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- AKP'li Mustafa Varank ölümden döndü!
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'
- Halk TV'den ayrılan Şirin Payzın'ın yeni adresi netleşti