Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Suriye Kararsızlığı

01 Mayıs 2013 Çarşamba

Geçen hafta isyancılar Esad yönetiminin kimyasal silah kullandığına ilişkin kanıtları”, “uluslararası topluluğasunduğunda, Batı medyasında hemen, evet şimdi tamamyazıları egemen oldu. Sonra, bu yorumlar hızla yerlerini kuşkulara, kanıtları sorgulama çabalarına bıraktı. ABD yönetimi de Bağlaşıklarımızın baskısı bizi Suriyeye müdahale etmeye zorlayamaz diyordu.

\n

Halbuki aynı medya Irakta kitle imha silahları var, Kaddafi soykırım uygulamak üzereiddialarını, adeta yalamadan yutmuştu. Bu kez neden farklı? Batı neden bu kez bu kadar kararsız?

\n

İlk anda iki etken dikkat çekiyor. Birincisi, Suriyede yaşanan süreci Irak, Libya deneylerinin ışığında değerlendirince, devirmek istedikleri yönetimlere karşı savaşanlara destek verirken aslında kendilerine de düşman, enternasyonalist bir perspektife sahip, şeriatçı selefi akıma, El Kaide türevlerine destek verdiklerinin farkına varmaya başlıyorlar.

\n

Gerçekten de, Batının kaynaklarıyla, bu savaş coğrafyalarında uluslararası İslamın militanlarına destek, eğitim verilmeye, Pakistan sınırında, Malide, Irakla Suriye arasındaki geçişlerde olduğu gibi cihat, şeriat düzeni yayılmaya başlıyor. Bu bölgeler uluslararası sermayenin çıkarları açısından kabul edilebilir bir istikrara da kavuşamıyorlar.

\n

Geçen hafta, The Timesda Finkelsteinin, Spiegelde Gebaure ve Salloumun yorumlarının dikkat çektiği gibi kimi Avrupa ülkesi vatandaşı Müslüman gençler, Veziristana gidene kadar, Türkiye üzerinden kolaylıkla Suriyeye geçiyor, orada savaşın ateşinde eğitiliyor kinlerini biliyorlar, tehlikeli ilişki ağları oluşturuyorlar. Ya sonra Avrupaya döndüklerinde savaşa burada devam ederlerse?

\n

New York Timesda Hubbardın vurguladığı gibi, bu olasılık, özellikle Bostondaki bombalı saldırıdan sonra, ABD yönetiminde aşılması zor bir ikilem yaratıyor. New York Times, Savaş Çalışmaları Enstitüsünden Elizabeth OBagy gibi Suriye muhalefetini yakından bilen uzmanlardan muhalefetin içinde hiç seküler güç yok gözlemini aktarıyor.

\n

Suriyede başlangıçta olaylar kentlerde yeni orta sınıfın”, güneyde kır yoksullarının ekonomik siyasi talepleriyle başlamıştı, şiddet içermeyen yollardan ilerlemeye çalışıyordu. Açıkçası, Esad rejiminin şiddet makinesi karşısında kısa dönemde bir şansları yoktu ama orta dönemde... Batı bu demokratikleşme riskini almak yerine, İrana darbe vurmak adına hiç anlamadığı bir dünyaya, henüz kazanma şansı olmayan bir hareketi kışkırtarak, silahlandırarak müdahale etti. Zayıf seküler akımlar kısa sürede çöktüler, AKP Türkiyesi’nin, Körfez gericiliğinin yardımıyla selefi akımların yolunu açtı.

\n

İroni şurada: Dün, Batının karşısında işbirliğine hazır bir Esad rejimi vardı. Batı, 70 bin canın yok olmasına yol açan iç savaşı kışkırttıktan sonra, yarın karşısında başına bela bir rejim bulmaktan korkuyor.

\n

Kararsızlığın bir nedeni daha var. O da Suriyenin, iyi donanımlı, kararlı bir kara ordusunun, sivil milis gücünün yanı sıra Wall Street Journalın pazartesi günü world classkavramıyla aktardığı çok gelişkin hava savunma sistemi.

\n

ABD, İngiltere ve Avrupanın güçleri bu hava savunma sisteminin hedefi olmak istemiyorlar. İkincisi, bu sistemlerin imalatçısı Rusyaya, Batıyla doğrudan savaşa girmeden, Batının hava gücünü deneme zaaflarını öğrenme fırsatı vermek istemiyorlar.

\n

İsrailin ABD başkonsolosu, müdahale için çok karmaşık kavramını kullanıyor Biz hiçbir zaman ABDye Suriye konusunda bir baskı yapmadık” diyor (The Guardian 29/04). Geçen hafta New Yorkta Jarusalem Post tarafından düzenlenen bir toplantıda konuşan İsrail Strateji, İstihbarat ve Uluslararası İlişkiler Bakanı Yuval Steinitz, ABDnin İran politikasıyla Suriye politikası arasında bir ilişki kurmadıklarını vurgulayarak, Kimyasal silah iddialarına rağmen bir ABD müdahalesi peşinde değiliz diyor (The New York Times, 28/04). Giderek artan sayıda Batılı yorumcu Suriyeye askeri bir müdahaleden yana olmadıklarını yazıyorlar.

\n

***

\n

Bugün 1 Mayıs, kapitalizme karşı birlik, dayanışma ve direniş günü. Dilerim Taksimde olay çıkmadan, tüm solun katılımıyla, geleneğe uygun biçimde birlikte kutlanır. Diğer taraftan bu 1 Mayısa, yeri doldurulamaz bir Marksist entelektüel, siyasetçi, dostum, Sevgili Nail Satlıganı kaybetmiş olmanın acısıyla giriyoruz. Yaşamı, ahlakı, duruşu ve çalışkanlığı hepimize örnek oluyor... Naili unutmayacağız...

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları