Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Fantezilerin' Dünyasında Türkiye

18 Nisan 2012 Çarşamba
\n

Nilgün Cerrahoğlu cumartesi yazısında, Büyük Ortadoğuülkelerinin sınırlarını, siyasi yapılanmalarını yeniden düzenleme projelerinin, ABD dış politika çevrelerinde ne kadar yaygın bir fantezi olduğunu bir kez daha anımsattı. Aynı günlerde Reuters, Dışişleri Bakanı Davutoğlunun Türkiyenin sınırları aynı zamanda NATOnun da sınırlarıdır sözlerini aktarıyordu. Davutoğlunun Stratejik Derinlik çalışmasının bir başyapıt olduğunu söyleyen, Yeni Türkiye kitabının yazarı Graham Fullerin Türkiyenin daha çok sola ihtiyacı varsözlerine tepkiler de azalarak da olsa devam ediyordu.

\n

Türkiyede yaşayanlar çeşitli fantezilerin(Gerçeğin etkilerini gizleyen kurgular) nesnesi olmaya zorlanıyorlar. Bunlardan biriSykes-Picotsınırlarının yapayolduğu gerekçesiyle yeniden çizilmesine ilişkin.

\n

‘Küçük güzeldir’

\n

Bu fantezi, ilk önce Demokratikleştirme projeleri açısından küçük ve etnik olarak homojen devletler çok daha uygundur savına dayandırılarak Kosova Savaşı sırasında Thomas Friedman tarafından ortaya atılmıştı (New York Times, 06/08/99). Daha sonra, ABDnin eski Hırvatistan konsolosu, Kürdistanuzmanı Peter Galbraith tarafından 2004te Iraka transfer edildi. Albay Ralp Petersin Army Journalda yayımlanan, gazetemizde de aktarılan haritaları Pentagonda birilerinin bu fantezinin coğrafi sonuçlarını tasarlamaya başladıklarını gösteriyordu. Vanity Fairde Kumdaki çizgilertartışması (Ocak 2008), Jeffrey Goldbergin The Atlantic Monthlydeki Birliğin durumu: Yeni Ortadoğu... araştırması da bu fantezininürünüydü. Council on Foreign Relationsun dergisi Foreign Affairesin Mart/Nisan 2008 sayısında Jerry Müller bu yaklaşıma teorik temel sağlamaya çalışıyordu

\n

Bu uzmanlara göre, Ortadoğudaki devletlerin sınırları doğal (etnik, dini bölünmüşlüklere uygun) değilmiş; barışı sağlamak, demokrasiyi geliştirmek için bu sınırlar yeniden çizilmeliymiş. Kısacası, bu bölgeninilkel, duygusal, kültürel olarak olgunlaşmamış insanları (Amerikalıların, Avrupalıların aksine) etnik dini farklılıklarıyla birlikte bir arada yaşamayı bilemiyorlardı. En iyisi bunların, cinslerine göre ayrıştırılarak uygun biçimde şekillendirilmiş ülkeleriniçine tıkılmasıydı.

\n

Ülkelerin küçültülmesinin, sınırların geçirgenleştirilmesinin, ekonomilerin, kaynakların kullanıma açık tutulmasının, ABDnin imparatorluk kurma fantezisine de (pardon projesine diyecektim) uyuyor olmasına ilişkin saptamalar, emperyalizmyaygaraları, ulusalcıların, teröristlerin, darbecilerin, laik solcularınuydurmasıydı.

\n

Sınırların yeni bekçisi...

\n

Böyle bir ortamda sıra Suriyeye gelmiş, gözler Türkiye üzerinde odaklanmışken Der Spiegel, durumu, Suriyenin kaderi Türkiyenin elinde başlığıyla yorumlar, NATO 5. maddesini anımsatır, Liberal Emperyalizmfantezisinin (pardon teorisinin) mimarlarından Timoth Garton Ashın Türkiye İngiltereden daha önemli olacakgazını genleştirirken Davutoğlunun Türkiyenin sınırları... NATOnun sınırları... saptaması, bölge halkları açısından aynı derecede tehlikeli bir Yeni Osmanlı fantezisine işaret ediyor.

\n

Bu fantezi, Türkiyenin Müslüman ve Osmanlı köklerinden dolayı bölgede bir Stratejik Derinliğesahip olduğuna ilişkin, her dönemeçte hayatın duvarına çarparak dağılan (sıfır sorun, Kudüste birlikte namaz, Libyanın doğal kaynaklarının talan edilmesine izin vermeyiz...) bir başka fanteziyle yakından ilgili. Stratejik Derinlik çalışması bölgedegüç yansıtabilmek için bir uluslararası hegemonik gücün kaldıracından yararlanmayı gerekli gördüğünden, çok tehlikeli, tarihte Roma İmparatorluğundan bu yana birçok kez trajik sonuçlar üretmiş bir taşeronluk tezine açılıyor.

\n

Bu fanteziler Davutoğlunu, uluslararası hegemonik gücün kaldıracından yaralanma adına, ülkesinin sınırlarının güvenliğini, hegemonik gücün güdümündeki bir uluslararası askeri örgütle (NATOyla) paylaşmak gibi garip bir noktaya getiriyor.

\n

Diplomatlar denetleyemeyecekleri bir ardıştırma(sequencing) sürecine itilmemeye çok dikkat ederler. Ardıştırmabir adım attıktan bir süre sonra kendinizi, baştan hiç de niyet etmediğiniz bir seri başka adımı atmak zorunda kalmış olarak bulma riskine ilişkindir... Ya da karşınızdakinin belli bir adımı atmaya ikna ederek bundan sonra atacağı adımları tümüyle sizin denetiminizde seçmek zorunda kalacağı bir durumun içine sokma becerisine...

\n

Bölgede sınırları yeniden tanımlamaya niyetli güçlerin, bu amaca uygun bir seri ardıştırmaüzerinde çalıştıkları bir durumda, ülkesinin sınırlarının güvenliğine başkalarını ortak etmek, acaba az sonra hangi başka adımları kabul etmeyi getirecektir?

\n

Bitirirken, Deleuzeün Ötekinin fantezisinin nesnesi olduysanız oyuldunuz (foutu) demektir uyarısını bir kez daha anımsatmak istiyorum.

\n

Fullere gelince onun mesajının muhatabı, hemen ardından koşup Zaman gazetesine, solu karalayan demeçler verenevet ama yetmezciler. Fullerin solarayışı, coptu, biber gazıydı demeden sokaklarda baskıya, sömürüye, haksızlığa itiraz etmeye devam edenleri hiç ilgilendirmiyor.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları