Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Dokusu Çözülüyor
“Dünyanın düzeninin” dokusu çözülüyor. Ama kimi zaman, tüm dikkatler, tek bir olayın, geçen hafta olduğu gibi Müslümanların protesto eylemleri üzerinde yoğunlaşınca, bu çözülmeyi sergileyen çok önemli gelişmeler gereken ilgiyi göremiyor.
\nGeçen hafta, Senkaku Adaları anlaşmazlığı krize dönüştü. Çin savaş gemileri Japonya karasularına girdi. Japonya ABD ile yeni bir füze kalkanı anlaşması imzaladı. Karşılıklı tehditler havada uçuşmaya başladı; kanlı bir ortak geçmişe sahip bu iki büyük güç bir sıcak çatışmanın kıyısına geldiler. Bu sırada Çin’in büyük kentlerinde, kalabalıklar Japon konsolosluklarına, dükkânlarına saldırıyor, savaş sloganları atıyorlardı. Japon şirketleri dükkânlarını, fabrikalarını kapatıyordu. Olaylar, Çin ekonomisi hızla irtifa kaybetmeye, gelir dağılımı bozulmaya, toplumsal muhalefet yükselmeye, parti içinde liderlik mücadelesi sertleşmeye başlarken yaşanıyordu. Kim, sokaklardaki milliyetçi ruh halini, iki ülke arasındaki tarihten, ekonomik krizin baskısından, Çin yönetiminin seçkinlerinin bir taraftan bakınca ulusalcı, öbür taraftan bakınca emperyalist duyarlılıklarından ayrı düşünebilir?
\nBir ülkede, Çin’de veya Arap dünyasında halk sokaklara döküldüğünde, kimilerinin aklı hemen komplolara, provokatörlere gidiyor. Esas sorun, komploların, provokatörlerin varlığı değil. Bunlar devletler düzeninin ayrılmaz bir parçasıdır. Esas önemli olan, kitlelerin bunların manipülasyonlarına bu kadar tutkuyla cevap verebilecek bir konuma gelmiş olmasıdır.
\nPazartesi günü, ABD basını halkını aldatmaya devam ederek “aslında, salt bizimle ilgili değil, bu ayaklanmaların arkasında Selefi Müslüman Kardeşler’in iktidar savaşı var” yayını yapıyor, “Ortadoğu’da yaptıklarımızdan kaynaklanmıyor” demeye getiriyordu. İyi de, nasıl oluyordu da bu “iç çatışmalar” ABD düşmanlığı üzerinden yaşanıyordu?
\nJaponya-Çin gerginliğine dönünce de tatsız sorularla karşılaşıyoruz. Japonya ile Çin arasında bir sıcak çatışma başlarsa, Çin’i baş sorunu, Japonya’yı da bölgede en temel müttefiki olarak gören ABD’nin tutumu ne olabilir? Bu tutuma Rusya (pazartesi günü Kuzey Kore’nin borçlarını siliyordu) ve Hindistan nasıl cevap verir? En önemlisi, dünya böyle bir denklemi hesaba katma noktasına nasıl gelmiştir?
\nDin savaşlarına geri mi dönüyoruz?
\nBu patlayıcı karışıma geçen hafta iki “aktif madde” daha katıldı.
\nABD ve İngiltere, Basra Körfezi’nde bugüne kadar görülmemiş büyüklükte bir deniz tatbikatına başladı. The Daily Telegraph’ın yorumu “İsrail İran’ı vurmaya hazırlanırken ABD tatbikat yapıyor” biçimindeydi. Çin açısından İran’ın, Ortadoğu’ya, enerji kaynaklarına çok önemli bir giriş noktası olduğunu anımsayıp Suriye’ye geçelim.
\nSuriye’de yükselmeye başlayan demokratik muhalefetin, ABD-AKP Türkiyesi-Suudi Arabistan ve Körfez Emirlikleri ekseni tarafından çalınarak bir iç savaşa dönüştürülmesinin arkasında, esas olarak Beşşar Esad rejiminin yıllardır bilinen kötülüklerinin değil, İran-Hizbullah bağlantısının olduğunu biliyoruz. Suriye’nin Rusya kaynaklı hava savunma kapasitelerinin havadan müdahale etmeyi neredeyse olanaksız kıldığını, iç savaşın giderek Selefi-Müslüman Kardeşler grupların Alevilere karşı savaşına dönüştüğünü de.
\nBu koşullarda Suriye’de yaşayan Hıristiyan topluluklar giderek korkmaya başlamıştı. Geçen hafta Daily Telegraph, Maruni, Ortodoks ve Ermeni Hıristiyan toplulukların, mahallelerini, kiliselerini korumak için, silahlanarak rejim yanında savaşa katılmaya başladığını aktarıyordu. Ermeniler, Özgür Suriye Ordusu olarak bilinen Selefi ağırlıklı savaşçıları Türkiye’nin gönderdiğine işaret ediyormuş.
\nAKP Türkiyesi’nin büyük bir istekle taraf olduğu Suriye iç savaşı şimdi Batı muhafazakâr kesimlerinin gözünde, “Müslüman-Hıristiyan savaşına” ilişkin bir boyut kazanmaya başlıyor.
\nDışişleri Bakanı Davutoğlu’nun en son “ulusçuluk” analizleri ise (Hürriyet) AKP Türkiyesi’nin bu dokusu çözülen dünyaya uyum sağlayamayacağını düşündürüyordu: “19. yüzyıl ideolojisi olan ulusçuluk Avrupa’da feodalite ile bölünmüş yapıları bütünleştirdi. Bizde ise tarihten gelmiş organik yapıları dağıtarak geçici, suni karşıtlıklar ve kimlikler ortaya çıkardı. Hepimizin bu ayrıştırıcı kültürle hesaplaşma zamanı geldi.”
\nBu satırlarda, ideolojiyi, kültürü, siyasi hareketi birbirine karıştıran yaklaşımı atlayalım, daha önemli sorunlara bakalım. Bunlardan biri ulusçuluğu, etkilerini kapitalizmin, sınıfların doğuşuna değil, feodaliteyle bir başka prekapitalist formasyon arasındaki farka bağlayarak açıklamakla, Osmanlı İmparatorluğu’nu dağıtan, bölüşen kapitalist emperyalist dinamiği anlayamamakla ilgili. İkincisi de Osmanlı İmparatorluğu’nun, fetihle, baskıyla kurduğu, bir arada tuttuğu düzenin “organik yapılar” olarak anılıp kapitalizmin bugünkü gelişme düzeyinde arzulanmasıyla ilgili.
\nBu ulusal kimlikleri, imparatorluğun boyunduruğundan kurtulma çabalarını “suni”, imparatorluğu doğal kabul eden yaklaşımla ne Kürt sorunu ne de Arap dünyasındaki gelişmeler anlaşılabilir; ne de bu ülkenin halkları, çözülmekte olan düzende aniden ve hızla gelişen fırtınalarından korunabilir.
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
- Prof. Dr. İlber Ortaylı'dan Antalya'ya turizm eleştirisi
- FETÖ elebaşısı Fethullah Gülen öldü
- Eğitimde sorunlar çığ gibi büyüyor! Öğrenciler aç, okull
En Çok Okunan Haberler
- 6 yaşındaki Şirin'i katleden şahsın ifadesi ortaya çıktı
- Ünlü oyuncu gözaltında: Marketten 'zeytinyağı' çaldı
- Erdoğan'a ve Yerlikaya'ya çok sert yanıt!
- Tutuklanan baba cezaevinde ölü bulundu
- Mitinge neden katılmadığını açıkladı
- Oy oranını en çok artıran parti hangisi?
- İmamoğlu'na 'ahmak' dedi, davaya çağırdı
- 'Fethullah Gülen hayatta olsaydı...'
- Halk TV'den ayrılan Şirin Payzın'ın yeni adresi netleşti
- Kayyuma karşı istifa etti