Uzlaşma mı? Teslim olma mı?..

15 Haziran 2015 Pazartesi

Anlaşma.
Uzlaşma.
Uyuşma.
Teslim Olma.
İki insan arasında da, iki grup arasında da ya da çoklu grup anlaşmalarında da bir ortak alan bulma çabasının yöntemleridir bunlar. “Anlaşma” ve “uzlaşma” daha eşitlikçi yaklaşımlardır. “Uyuşma”, ortak çıkarlarda buluşmayı sezdirir. “Teslim olma” ise bir tarafın, ötekinin her isteğine boyun eğmesini ifade eder.
Bu yöntemlerin her birisi de “kültürel temelli farklılıkların buluşabileceği bir alan”ın yaratılmasıdır.
Eğer bilincine vardığınız, sahip çıktığınız bir kültürünüz varsa, ilkeleriniz de var demektir.
Ama “bilinçli ve sahip çıktığınız kültürünüz” yoksa, pragmatik (olabilirliği gözeten) ya da oportünist (fırsatçılığı kollayan) bir yaklaşımla hareket edersiniz.
7 Haziran 2015 seçimleri de ülkedeki kültürel oluşumların bir yansıması ile sonuçlanmıştır. Oy dağılımının coğrafyası da bu yansımanın bir resmini çizmektedir.
Trakya, Marmara bölgesi, Ege bölgesi, güney illeri CHP ağırlıklı oy kullanmıştır. Orta Anadolu, Karadeniz bölgesinin bazı bölümleri ile ülkenin iç bölgeleri AKP ağırlıklı oy kullanmıştır. Doğu Anadolu ile Güneydoğu bölgeleri ise ağırlıklı olarak HDP’ye oy vermiştir. MHP de ülkenin her yanından milliyetçi söyleminin oylarını almıştır.
Seçimin kültürel dağılımında, CHP oylarının çağdaş yaşam biçimine sahip, laik, dürüst temiz toplum özlemi içinde, eşitlikçi bir toplum anlayışını temsil ettiğini düşünebiliriz.
Kültürel açıdan AKP’ye verilen oylar, en dogmatik olanından en fırsatçısına kadar tutucu, bağlı olduğu kişi ve kuruluşun her emrine itaat etmeyi kural bilen, kendi dışında kapalı bir kitleyi temsil ettiğini düşünebiliriz.
MHP’ye verilen oylar ise İslam-Türk sentezi temelli, ancak dürüst, ilkelerine bağlı bir sağ kitleyi kültürel açıdan temsil etmektedir.
HDP, oylarının çoğunu kültürel açıdan etnik kimlik temelli, kendi toplumunun bağımsızlığı amaçlı bir kitle ile, başkanlarının sol eksenli söylemleri ile partinin barajı aşmasıyla AKP’nin durdurulacağını gören seçmenlerin verdiği sol oyları almıştır.
2015 seçiminin tek cümlelik özeti, “AKP’nin iktidardan uzaklaştırılması”dır. Bunu unutan parti kaybetmeye mahkûm olur.
CHP, eğer bilinçli ve sahip çıktığı bir kültürü varsa, bu kültür “Aydınlanma kültürü”dür. Bu kültüre sırt çeviren bir CHP, kendini kuran Atatürk’e ve kuruluş felsefesine ihanet etmiş olur.
Şu andaki en büyük talihsizliği, artık kendi partisine zarar vermeyi iş edinen eski başkan Deniz Baykal’ın R. T. Erdoğan’ın davetine uyarak onunla görüşmesi ve bir pazarlık yapıldığı izlenimi ile partisini zedelemesidir.
AKP’nin temsil ettiği kültür, “kutsal olanlar dahil her şeyi kendi iktidarının çıkarları için kullanan çıkarcı ve fırsatçı bir kurnaz esnaf kültürüdür.” Temsil ettiği kültür ne İslamcıdır, ne gelenekçidir ne de Osmanlıcıdır. Bunun iyi bilinmesi gerekiyor.
CHP’nin AKP ile iktidar ortaklığı izlenimi bile kendi varlığına ihanet etmek anlamına gelir. CHP, seçim meydanlarında söylediklerinin AKP’nin tuzak çukurlarında nasıl kaybolduğunu görür ve bu çukurlarda boğulur.
Koalisyon hükümetleri elbette “uzlaşma kültürü” ile kurulur. Ancak, uzlaşma adına adım atarken ilkelerden ayrılmak, uzlaşma olmaz, buluşma adına “uyuşma ve uyuşturma” olur ki bu durumun da ülkeye hiçbir yararı olmaz.
Koalisyon buluşması ancak; temiz ve dürüst toplum, bütün yolsuzlukların, bütün suçların kesin olarak adil ve tarafsız yargılanması, laik toplum temelinde, herkesin yasalar önünde eşitliği, özgür basın, vatandaşın güvenlik içinde yaşaması ortak alanında olabilir.
Ülke ancak böyle bir alandaki buluşma ile rahat bir soluk alabilir.
Cesaret, kaybetmeyi göze aldığınız şey kadardır.
Özgürlük, ancak onu hak edenlerindir. Unutmayalım.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Çalınan gelecek!... 29 Nisan 2024
Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları