Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
31 Mart gecesi ne olacak?
Sokağın havasına bakarsanız o gece sandıktan AKP çıkmaması gerek. Taksiciler iyi nabız tutar, geçen gün ikisiyle görüştüm, krizin boyutlarını net söylediler. RTE tipi liderlerin muhalefet olma şansı yoktur, mutlak iktidara dayalı yapılar kazanmak zorundadır. AKP 7 Haziran seçimlerini kaybetti, kabullenmedi, hatta ana muhalefet liderine hükümet kurma görevini bile teslim etmedi RTE. Nihayetinde karanlık, kanlı günler ardından sandıktan AKP çıktı. Bu seçim neden farklı olsun?
Kimseyi sandıktan soğutmak niyetinde değilim, ancak ülkedeki siyasal mahkûmiyet/seçeneksizlik ilginç hale geldi. Sağcılıkla sağcılık yarışıyor. Siz ne türden oy kullanırsanız kullanın, iktidara sağ geliyor. CHP içinde kimi yerlerde solcuların olması (Beyoğlu Alper Taş örneği gibi), seçime TKP’nin girmesi bu gerçeği değiştirmiyor. Siyasal krizin bir nedeni de budur.
CHP sözcülerinden biri “Klasik sağ sol ayrımı bitti. Demokratlar ve diğerleri arasında bu seçim” dedi. Tamamen yanlış saptama. Ülkedeki gelir adaletsizliği son buldu mu? İşçi sınıfı örgütlü biçimde haklarına sahip mi? Emek sömürüsü azgın biçimde sürmeye devam etmiyor mu? Emperyalizm türlü kılıklarla halkın kaynaklarını emmiyor mu? Paralı sağlık/eğitim son buldu mu, herkese eşit ulaşıyor mu? Bu sorunlar ancak sol siyasetle çözülür. Tüm bunlara azgın gericilik, bayağı milliyetçilik ve otoriter rejim eklendi. Salt liberal demokrasiyi hedeflerseniz dünyanın yönünü kavramamış olursunuz.
Yeni partiyi kim kuruyor?
Büyük kesimler RTE’nin keyfi uygulamalarından o kadar yıldılar, yoruldular ki, yerine kim gelse eyvallah edecek haldeler. Bu son derece tehlikeli, yanlıştır. Bunu gören Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde “Gül” adını gündeme getirdi. Bu ne anlama geliyor derseniz; Özal benzeri, geniş tabanlı, dört eğilimli merkez sağdan başka şansımız yoktur, demektir. Yenilgi, teslimiyet budur. Bu söylem 12 Eylül ideolojisidir, neo-liberal sefaletin tarifidir. AKP tam da bu tezlerle bugüne gelmiş, ülkeyi yoksul, cahil hale getirmiştir. Şimdi siyasal İslamcıların okumuş(!) kanadı yeni bir parti kuruyor.
Yenibirparti.org sitesinden aynen alıyorum: “Kendisini merkez sağda konumlandıran ve dört eğilimi bir araya getirecek olan partimizin kuruluş çalışmaları. Kurucu kadromuz ve partimizin ismi politika ve vaatlerimizin kadromuzun gölgesinde kalmaması için stratejik bir tercih olarak uygun göreceğimiz tarihe kadar açıklanmayacaktır.” İçinde Babacan olacak, arkadan Davutoğlu, Gül ittirecek, üç beş liberal, solun devşirmesi de eklendi mi al sana dört eğilimli parti! Yeni ANAP demektir bu. Neden ihtiyaç doğdu? Çünkü RTE siyasal İslamcı özünü artık gizlemiyor. Küresel oyuncular, sermaye (her türlüsü) buna daha fazla dayanmak istemez. Meral Akşener olmadı, tek başına Kılıçdaroğlu çözüm değil, merkezde güçlü yapı için bu oluşum şart! İddia bu. Lakin RTE bunca eli güçlü, iktidarda kalmaya mecburken, üstelik Gül ve arkadaşları bunca ödlekken kimse (liberaller) boşa hayal kurmasın!
Seçimi kim kazanır?
RTE kazansa da, önünde öylesine büyük kriz varken, tek başına, hamaset ve sertlikle ülkeyi yönetmek eskisi kadar kolay olmayacak. Halı altına süpürülen tüm sorunlar açığa çıkacak. Devletin beslediği milyonlara kaynak bulmak kolay değil. Açgözlü şirketlere verilecek mama tükendi. Temsil sorunu iyice belirginleşecek. Bu tek adamların sinirlerini yıpratır, baskıyı artırmalarına neden olur. O süreç kartopu gibi büyür. Küresel sorunlar ağır hissedilir, komşularla gerilim artar. Sürekli düşman üreterek ayakta kalan AKP, bu krizle sahici “beka” sorunu doğacağını gördü mü, emin değilim açıkçası.
Rejim değişti, “sağın yerine sağ” söylemi için zemin daha da uygun artık. Temelsiz, tabansız koalisyonlar, tuhaf ilişkiler kuruluyor. MHP’nin ilk sallantıda gemiyi terk edeceği kesin. İYİ Parti diye bir yapı var mı, meçhul. Kürt siyaseti zindanda, güçsüz... CHP parti içi hesaplaşmayı ertelemiş durumda, kılıçlar keskin ve RTE tarihin en güç dönemecinde. Sandık sonuç almak için yetmeyecek bu kez. Öylesine büyük kriz kapıda ki, buradan ancak güçlü sol seçenekle çıkılır. Bugünün dünyası Türkiye gibi bir ülkede buna izin verir mi? Sosyalistlerin görevi buna hazırlıklı olmaktır, sosyalist seçeneği düş sayanlara anımsatırım, yaşamın olağan akışına dikkat etsinler!
Önemli not Salih Tuna ile ilgili:
Pazar günü Salih Tuna ile ilgili yazdım. Orada “Halk TV’ye davet ettim yanıt bekliyorum” diye yazdım. Tuna bunun kasıtlı olduğunu, eğer gelmezse “kaçmış” sayılacağı algısı yaratmak için cümle kurduğumu söyledi. Haklı olabilir. Doğrusu ben Salih Tuna’yı Halk TV’ye aramızda fikir tartışması olmadan önce, ilk günden beri davet ettim. Farklı görüşlerin ekranda tartışması geleneğini önemserim. Geçmişte Tuna ile bunu yaptık, yine yaparız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
En Çok Okunan Haberler
- 250 bin TL'nin getirisi ne kadar?
- İstanbul'da aile katliamı
- İktidarın '25 Kasım' korkusu
- İstanbul'un 7 ilçesinde yarın su kesintisi uygulanacak
- AKP sayesinde bu düş de gerçek oldu!
- Akalın'dan İYİ Parti'yi karıştıracak açıklama
- Hedefteki teğmenlerle ilgili yeni gelişme!
- Gökçek döneminde belediyeden geçen karar pes dedirtti!
- Türk ordusunun Kubilaysızlaştırılması
- İmamoğlu'ndan, Tekin'e 'belgeli' kreş yanıtı