Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

'Zweig Sendromu'na Karşı 'Şık Şendromu'

18 Mart 2012 Pazar
\n\n\n

Zweig Sendromubaşlıklı salı günkü yazımı pazartesi günü saat 15 dolayında gazeteye yolladım.

\n

Yazı daha yayımlanmadan akşam saatlerinde Nedim Şener, Ahmet Şık, Coşkun Musluk ve Sait Çakır serbest bırakılmıştı.

\n

***

\n

Artık Silivri davaları başta olmak kaydıyla, Türkiyedeki adalet sistemi uygulamalarının adaletsizolduğu, iktidardakiler de dahil, herkes tarafından söyleniyor.

\n

Hükümet üyeleri, iktidarın eski ve yeni destekçisi kalemler (birkaç gözünü kan bürümüş vicdansız dışında) bu adaletsizliğin düzeltilmesi için tavır koyuyor.

\n

Ama son dört tahliyeden başka somut bir gelişme yok

\n

Bu nasıl bir iştir anlamak olanaklı değil!

\n

***

\n

Cezaevlerinin insanlık dışı koşulları sayfa sayfa tefrika ediliyor

\n

Bu arada tutuklular, mahkûmlar hastalanıyor, ölüyor

\n

Eşleri, anne babaları, sevdiklerinden uzak, hastalanıyor, ölüyor

\n

Bütün bunlardan sorumlu olan düzeni kuran iktidar, üzüntülerini belirtiyorve olayları seyretmekle yetiniyor!

\n

Ülkenin içindeki ve dışındaki meslek örgütleri, siyasal yorumcular ayakta:

\n

İnsan hakları ihlalleri, medya mensuplarına, askerlere, sivillere, öğretim üyelerine, gençlere reva görülen muameleler Türkiyenin imajını yerle bir ediyor

\n

İçerden ve dışardan yükselen eleştirilerin, protesto seslerinin haddi hesabı yok

\n

İktidar sadece dinlemekle yetiniyor

\n

Kimi zaman da artık inandırıcılığını tümüyle yitiren eski basın mensubu değil, terör örgütü mensubuşarkılarını tekrarlıyor.

\n

***

\n

Hayatımda Nedim Şeneri bir tek kez, gazeteye ziyarete geldiğinde, çok kısa bir süre gördüm.

\n

Ahmet Şıkla hiç karşılaşmadım

\n

Coşkun Musluk ve Sait Çakır isimlerini ilk kez odatv davasında tutuklandıkları zaman duydum.

\n

Serbest bırakıldıktan sonra söylediklerini, yaptıklarını okudum, acılarını yüreğimde hissettim

\n

Bunları okurken, içerde yatan aziz dostum Prof. Mehmet Haberalı, benimle bir söyleşi yapan ve sonra bunu Özal üzerine yazdığı kitabında kullanan Soner Yalçını, çok eskiden beri tanıdığım Yalçın Küçükü, üniversitesine konferansa gittiğimde yurtdışında olduğu için karşılaşamadığım, ama bir başka toplantıda tanıştığım Prof. Fatih Hilmioğlunu, hiçbirini tanımadığım çeşitli rütbelerdeki emekli ve muvazzaf askerleri, bir bölümü Balbay gibi Özkan gibi dostum olan, çoğunun haberlerini, eserlerini okuduğum gazetecileri, yazarları, gösteri yaptıkları için içeri atılan evlatlarımız öğrencileri, adını sanını bilmediğim, hiç tanımadığım tutuklu ve mahkûmları düşündüm:

\n

Tahliye edilen dört farklı insan dört farklı öykü anlatıyor, dört farklı tepki veriyordu

\n

Hepsinin ortak yanı, öykü ve tepkilerin trajik olmasıydı

\n

Kim bilir içerde yatan yüzlerce, binlerce, on binlerce kişinin trajedileri hangi boyutlara ulaşmıştı?

\n

***

\n

Öyle anlaşılıyor ki bu dört tahliyeyi bile içlerine sindiremeyen, gözlerini kan bürümüş vicdansızlar da var.

\n

Kimileri de Ahmet Şıkın serbest kaldıktan sonra kendisine komplo kuranların peşine düşeceğini söylemesini ona yakıştıramamışlar

\n

Üzülmesinler, Zweig sendromuna yakalanmasından iyidir!

\n

Not: 18 Mart Çanakkale Zaferi kutlu olsun!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları