Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Şafak operasyonlarının inanılmaz suç ortaklıkları

02 Kasım 2024 Cumartesi

Öncelikle bir yanlış bilinen gerçekliğin altını çizmek gerek. Askeri darbeler süreçlerinden kuşkusuz çok acımasız şafak operasyonlarının acılı sonuçlarına tanıklıklarımız tartışılmaz. Ancak sivil otoriter iktidarların bilinen yakın tarihlerimizden yaşanmışlıklar, DP iktidarları, Özalizm süreçleri atlanmadan, 2002 sonrası süreçleriyle sonuncusundan yana rekorların kırılmasının örnekleriyle sayılamaz çoğunlukta kabarık dosyaları kapsamaktadır.

Oysa askeri darbelerin süreleriyle bağlantılı kararları üzerinden yaşanan acıların yanında, sivil otoriter iktidar süreçlerinin hukuk değişiklikleri ile sınırsız geliştirilmiş olanaklarla yetinmeyerek aynı yoldan yürüyor olmalarının çok daha can acıtıcı sonuçları ortadadır. Yasalarla genişletilmesinde sınır tanınmayan olanaklar yetmezmiş gibi şafak operasyonlarının önünü açılmasının tek anlamı, olsa olsa kitleleri yıldırarak sindirmeden başka ne olabilir ki?

Yine yakın tarihimizden, yakından tanıdığımız birbirinden değerli Aydınlanmacılar üzerinden çok fazla sayıda insanın, yaşamlarını da yitirilmesine yol açan örnekleri saymaya kalkışmayacağım. Köşe yazısına sığdırılamayacak kadar uzun bir liste üzerinden ayrımcılık yapmak haksızlık olur. Hak arama yargılamalarının sonuçlarının düzeltilmesi üzerinden bir işe yaramadığı da ortada. Haksız, hukuksuz can kayıplarının bedelinin ödetilebildiği örnekler de söz konusu olamayacağına göre. Sınır tanımaz haksızlık hukuksuzluk uygulamaları ile ayakta kalabilme tutukularına set çekilebilmiş değil.

Yüzleşmek zorunda kalınan haksızlık, hukuksuzluk suçlarının dosyaları kabardıkça haksızlık hukuksuzluk yollarından yola devam edebilme pervasızlıklarının örnekleri de kabarıyor. Demem o ki siyaseten de işenen haksızlık hukuksuzlukların yanlarına kalmayacağının örnekleri için daha ciddi, örgütlü haksızlık hukuksuzluklar karşı savaşımı güçlendirmekten başkaca çıkış yolu görülmüyor.

***

En son Anayasa Mahkemesi, uluslararası hukuktan çıkmış kararlardan gereği yerine getirilmemiş çok fazla örnek dosya varken, hukukun katledilmesi yollarının kapatılmasında toplumsal duyarlılıklara yapılanı yanlarına bıraktırmayacak caydırıcılığın güçlendirilmesi yollarının yaratılabilmeleri dışında bir çıkışımız olamayacak gibi görünüyor. Yeri gelmişken elbette gündem değiştirme tuzaklarını da atlama lüksümüzün olmadığı ortada.

Yaşamımızı karabasana çeviren çoklu sorunların tümü üzerinden hak arama savaşımı ittifaklarının güçlendire güçlendire yürüyebilmenin dışında bir çıkış yolu olamayacağına göre de tuzak tartışmalara takılmadan sağlıklı, yaşamsal öncelikler üzerinden seçimlerde titizlikten vazgeçmemeliyiz. Gece yarısı operasyonlarının, sonuçları üzerinden de bir tekini bile atlamadan, öncelikli ekonomi, yaşamımızın her alanındaki karabasan oyunları bir bir ortalığa saçabilmenin savaşımında buluşmak zorundayız.

Kaygılanmayın genellenmiş ders verici ukalaca önerilerin hiçbirine kapılmamaya çalışarak, kulaklarımızı sonuna kadar tüm gerçeklere açma çabasından vazgeçmememizi diliyorum. En büyük tuzak sorunlar yumağında yorgun düşmüş olarak kenara çekilmek, susmak olabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları