Prof. Dr. Ahmet Özer’le karşılaşıp tanışmadık. Onu televizyon programlarında izledim. Görüşleri kadar ciddi, özgüvenli duruşu, tok sesi, sözcükleri vurgulayışıyla da dikkat çekiciydi. Bu konuşma, bu duruş Ahmed Arif’e benziyordu. Ahmet Özer’in kişiliğinde çok sevdiğim, çok özlediğim Ahmed Arif ağabeyimi bulmuş gibiydim. Fakat bu kez ağabey konumunda olan bendim. Belediye başkanlığına biraz şaşırdım. Biyografilerinde çalışmalarının ayrıntılarını öğrendiğim, tanışmamış olsak da bir ara internet üzerinden kısaca yazıştığımız bu seçkin ve özgün bilim ve kültür insanı, sayısız güncel ve karışık işle uğraşmasını gerektirecek böyle sıkıntılı bir görevi üstlenmeyi belli ki bir sorumluluk olarak kabul etmişti. Nitekim Esenyurt gibi birçok etnik kökenden insanın, bu arada yasal ya da yasadışı göçmenin yaşadığı, nüfusu milyonu aşan bir ilçede ancak onun gibi birleştirici, güven verici bir kişilik başarı kazanabilirdi. Öyle de oldu. Belediyeye ve kişisel konutuna yapılan alçakça saldırının ve gözaltına alınışının haberlerini evde TV’de izlerken onu kişisel olarak tanıyan gerçekleştirdiği ve gerçekleştirmeyi tasarladığı kültür etkinlikleri konusunda kendisiyle görüşmelere katılmış olan Yayıncılar Kooperatifi Başkanı Elif Akkaya da bizdeydi. Ondan, Ahmet Özer’in Esenyurt’ta kültür alanında baş döndürücü tasarılarını öğrendik. Hedef, bu ülkenin sahip olduğu bütün sanat ve kültür değerlerinin birliğini, kardeşliğini sergilemekti. Bunların arasında, Ahmet Kaya adına bir kültür merkezi açılması hedefi de vardı. Bunu öğrendiğimde, birkaç ay önce Paris’te, bu sevgili sanatçımızın mezarını ziyaret ettiğimde, kabirdeki taşa oyulmuş büstünün alçak eller tarafından tahrip edilmiş olduğunu görüşümü acıyla anımsadım. Elif Akkaya’ya, Ahmet Özer’i Ahmed Arif’e benzettiğimi söylediğimde bana onun Ahmed Arif’in şiirlerini Kürtçe okumasını dinletmesi ise bir sürpriz oluşunun yanı sıra benzetmemin ne kadar yerinde olduğunu da gösterdi.

***

Ahmed Arif, Mehmet Ali Aslan, Tarık Ziya Ekinci, Remzi İnanç, Enver Aytekin... Kürt kökenli, yada Doğu Anadolu kültürüyle yetişmiş, o kültürle beslenmiş, hepsi bana ağabey konumundaki bütün o insanların hepsinde aynı bilge, onurlu duruşu gördüm. Onların yanı sıra Yaşar Kemal’i, Yılmaz Güney’i de anmak isterim. Bütün bu seçkin aydınlar, eninde sonunda Cumhuriyet Aydınlanmasının ürünleridirler. Duruşlarındaki bilgece olgunluk ise bana göre Ahmed Arif’in eşsiz dizelerinde dile getirilmiş olduğu gibi; acılara göğüs germiş bir halkın, kuşaktan kuşağa geçen sabrı, bilgeliği, olgunluğudur:

Bu, namustur

Künyemize kazınmış,

Bu da sabır, 

Ağulardan süzülmüş.

***

Esenyurt’un yasal belediye başkanı Prof. Dr. Ahmet Özer, bu sabrın, onurun, bilgeliğin, günümüzdeki seçkin bir temsilcisidir. Ülkemizin, kültürümüzün bu büyük değerine kalkan el, bütün yurtseverlerin birlikteliği ile kırılacaktır.

Ahmet Özer Türkiye’dir.