Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

TÜBİTAK'ta Neler Oluyor?

23 Temmuz 2011 Cumartesi
\n

Feza Gürsey Enstitüsünün BİLGEM bünyesi içine alınarak Kandilliden Gebzeye nakli konusunda bilim çevrelerinin tepkileri büyüyerek devam ediyor.

\n

Dün Taha Akyol da konuya eğilmişti.

\n

Orhan Bursalı gibi, Yalçın Doğan gibi, İsmet Berkan gibi köşe yazarları haklı olarak konunun peşini bırakmıyor.

\n

Perşembe günkü yazım üzerine,TÜBİTAK İletişim Müdürlüğüimzasıyla ve KAMUOYU AÇIKLAMASIbaşlığıyla bir elektronik posta aldım.

\n

Anlaşılan ilgililer standart bir metin hazırlamışlar ve bu konuda yazı yazan herkese kamuoyunun doğru bilgilendirilmesini sağlamak amacıyla aynı metni yolluyorlar.

\n

Metni dikkatle okudum:

\n

Enstitünün tarihçesinden söz ediliyor.

\n

Gebzeye nakledildiği belirtiliyor.

\n

Ve en önemlisi, bizlerin özellikle eleştirdiği, temel bilimlerin, teknolojinin emrine verildiği teyit ediliyor.

\n

Belki şu satırlar operasyonun niyetini açıklamak bakımından yararlı olabilir:

\n

“…1996’da TÜBİTAK MAMın yeniden yapılandırılması faaliyetleri kapsamında, Bilim Kurulu Boğaziçi Üniversitesi ile imzalanan Protokolü uygun bularak, TÜBİTAK TBAEnin (yani Feza Gürsey Enstitüsünün) Kandilliye taşınmasına karar verdi.

\n

Protokol süresi sonunda, Enstitünün ülke çapında üniversite ve eğitim kurumları ile işbirliği içinde, temel bilimler alanında insan kaynaklarının gelişmesine yönelik eğitim çalışmalarının yanında, temel bilimlerdeki araştırma faaliyetlerine de ivme kazandırılması için neler yapılabileceği konusu Bilim Kurulunda görüşülmeye başlandı. Bu dönemde, akademik çevrelerle de fikir paylaşımı yapıldı ve öneriler beklendi. Gelen öneriler, Enstitünün değişen ülke ve dünya şartlarına göre daha fazla atılım yapması ve Prof. Dr. Erdal İnönünün liderliğinde 1982 yılında belirlenen misyonuna daha iyi hizmet etmesini sağlayacak öneriler olmaktan ziyade, mevcut durumun korunmasının önerilmesi seklinde oldu.

\n

Anlaşılan TÜBİTAK yöneticileri, temel bilimler araştırmalarına yönelik olan Feza Gürsey Enstitüsünün statüsünü ve yerini değiştirmek istemiş ama akademik çevrelerbuna yüz vermemiş,mevcut durumun korunmasınıönermiş.

\n

Bunun üzerine, TÜBİTAK bu yeni kararı almış ve Feza Gürsey Enstitüsünü noktalayacak uygulamaya geçmiş.

\n

Dün İsmet Berkan konuyla ilgili olarak yazdığı ikinci yazıda, ona da gelen TÜBİTAK açıklamasının yetersizliğinden söz ettikten sonra şöyle diyordu:

\n

Hep şikâyet edilen YÖK kafasının TÜBİTAKta da olduğunu görmek, benim için şaşırtıcı oldu. Ben TÜBİTAKı hep bir kurtarılmış bölgeve bir vahagibi görürdüm, demek sonunda orası da Türkiyenin geri kalanına benzedi.

\n

Dünkü Radikalde, Türkiyenin ilk bilim bakanıNihat Ergünün FGE ile ilgili olumlu sözlerini okudum, Karar gözden geçirilebilir dediğini gördüm. Bu olumlu bir gelişme olmakla birlikte, meselenin sadece bir taşınmadan ibaret olmadığını, bilim üreten insanlara yönelik temel bir bakış açısı sorununun bulunduğunu hatırlatmak isterim.

\n

Amerikalıların güzel bir sözüdür: Arızalı değilse tamir etme!

\n

FGEdearızalıolan neydi ki TÜBİTAK kendi başına tamire girişti?

\n

Keşke TÜBİTAK bunu da açıklasa da öğrensek...

\n

Yoksa bir arıza yok muydu?

\n

Berkanın satırları her şeyi açık açık ortaya koyuyor:

\n

Asıl sorun temel bilim araştırmalarına karşı olumsuz bir tutum takınılması ve bunların artık doğrudan teknolojiye yönelik olarak ele alınmasının istenmesidir.

\n

Bu arada garip bazı bilgilere de ulaştım.

\n

Örneğin bu nakil kararından önce Enstitünün kadroları boşaltılmış, araştırmacılar dışlanmış.

\n

Neden acaba?

\n

Ayrıca bir bilgiye daha ulaştım ki doğru olmamasını umut ediyorum:

\n

İddiaya göre, Enstitünün bağlandığı BİLGEMin başında TÜBİTAK Başkanı Prof. Nüket Yetişin eşi varmış; üstelik, bu görevinin yanında Marmara Araştırma Merkezinin de yöneticiliğini yapıyormuş başkanın sayın eşi!

\n

Bu bilginin doğru olmamasını umut ediyorum, çünkü TÜBİTAKın bir aile şirketianlayışı içinde yönetilmediğine inanmak istiyorum.

\n

Son bir not da değerli bilim insanı Prof. Meral Serdaroğlu üzerine:

\n

Perşembe günkü yazımda Serdaroğlunun Bakana yazdığı mektuptan söz ederken soyadını, bir başka değerli fizik profesörüyle karıştırarak, Saçlıoğlu olarak yazmışım; özür diler, düzeltirim.

\n

TÜBİTAK, Bakan Ergünün başını bir hayli ağrıtacak gibi görünüyor.

\n

Dilerim bütün tarafları dinleyerek bir çözüm üretir!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları