Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Seçim: Ehemmi mühimme tercih etmek!
Bizim genellikle “Eski Türkçe” dediğimiz Osmanlıca aslında eklektik, yapay bir dildir.
Arapça ve Farsça ile Türkçenin karışımından oluşur.
Üç dilin sentezinden oluştuğu için bazı küçük farklılıkları vurgulamakta kimi zaman çok işe yarar.
Örneğin Arapçada, bazı sıfatların karşılaştırmalı halleri için farklı sözcükler kullanılır.
Büyük sıfatı için “Kebir”...
En büyük sıfatı için “Ekber” sözcüğünün kullanılması gibi.
Bizim sık kullandığımız “Allahu Ekber” sözü de Müslümanların inandığı Allah’ın, “En büyük Allah”, “En büyük Tanrı” olduğu anlamına gelen bir sıfattır.
Özetle “Eski Türkçe”nin, Arapçadan gelen bazı deyişleri, birtakım karmaşık duyguları veya durumları çok net ve çok veciz bir biçimde ifade eder...
Başlığa aldığım deyiş de böyledir.
***
Erdoğan/AKP iktidarı ve bu iktidarın en sonunda kurduğu “Şahsım Devleti”, devletin içini öylesine boşalttı, öylesine önemli sorunlar yarattı ki hepsi birbirinden önemli.
Bir de bunların üzerine deprem felaketi geldi.
Bu iki felaketin birden yarattığı hemen akla gelen sorunları şöyle sıralamak olanaklı:
Yıkılmış olan kentler yeniden nasıl inşa edilecek?
Felakete uğramış olan ailelerin yaraları nasıl sarılacak?
Kaybedilmiş olan insan sermayesi ve fiziksel sermaye nasıl telafi edilecek?
Başta İstanbul olmak üzere, kentlerimiz deprem felaketine karşı nasıl hazırlanacak?
Yolsuzlukla nasıl mücadele edilecek?
Yasaklar nasıl kaldırılacak; siyasal özgürlükler nasıl sağlanacak?
Yoksullukla nasıl savaşılacak; enflasyon nasıl önlenecek, gelir dağılımında adalet nasıl sağlanacak?
Yargı bağımsızlığı nasıl yeniden hayata geçirilecek; Hukuk Devleti, nasıl yeniden kurulacak?
Yapılmış olan haksızlık ve hukuksuzluklar nasıl telafi edilecek; adalet nasıl sağlanacak?
Okulöncesinde, ilk, orta, lise ve yüksek öğrenimde, dogmatik eğitim yerine çağdaş eğitime nasıl geçilecek?
Tarikat ve cemaatlerin devlet kurumlarına egemen olmaları nasıl önlenecek; “Parti Devleti”, “Şeriat Devleti” anlayışı ile yozlaştırılan devlet aygıtı yeniden liyakate göre nasıl düzenlenecek?
Bunlar hemen akla gelen “mühim” yani “önemli” sorunlar.
Acaba hangisine öncelik vermek gerek?
Yoksa hepsi aynı önemde de hepsine aynı anda mı eğilmek gerekiyor?
Ya da bütün bu sorunların çözümünü zorlaştıran veya kolaylaştıran bir başka temel sorunumuz mu var?
***
Sevgili okurlarım, biliyorsunuz, “mühim”, “önemli” demek.
“Ehemm”, daha önemli, en önemli demek.
“Ehemmi mühimme tercih etmek”:
Daha önemli olanı, çok önemli olanı, önemli olana tercih etmek demek!
***
Sevgili okurlarım, önümüzdeki seçim sorunu, ülkenin karşı karşıya olduğu bütün sorunların çözümlerini etkileyeceği için, hepsinden önemlidir:
Ya “Şahsım Devleti” kazanacak ve önümüzdeki sorunların çözümleri zorlaşacak ya da olanaksızlaşacak...
Veya “Demokrasi” kazanacak ve önümüzdeki sorunların çözümleri kolaylaşacak ya da olanaklı hale gelecektir.
Dolayısıyla “ehemmi mühimme tercih etmemiz” gerekiyor:
Bugünden başlayarak önümüzdeki en önemli sorunun, bu seçimi “Demokrasi”nin kazanması olduğu bilinciyle hareket etmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
-
İmamoğlu ve İBB’yle ilgili 560 milyar iddiasına yanıt
-
Mustafa Balbay sert eleştirdi
-
Mezhep çatışması değil insanlık suçu
-
Emekliye bayram ikramiyesi ne kadar olacak?
-
Alfa Romeo'nun ilk elektrikli modeli: Junior Elettrica
-
'Kayyum atamaları, hukuksuzluk ve kontrollü kaos'
-
AKP’de kongre öncesi hazırlığı devam ediyor: Prof. Kalay
-
Emeklilerin Gözü Bayram İkramiyesinde: Beklentiler Karşı
-
Hutbelerde Bunlara Dikkat Edin!
-
Ekonomist Atilla Özkan'dan Şok Eden Enflasyon Yorumu!
En Çok Okunan Haberler
-
Sırrı Süreyya Önder'le ilgili yeni gelişme
-
YSK'den 'olağanüstü kurultay' kararı
-
Armağan Çağlayan: 'Ülkece Çatalca Müftüsü mü olduk?'
-
Sırrı Süreyya Önder'in sağlık durumunda son durum
-
Meclis’te AYM'nin Can Atalay kararı okundu
-
Yeni rapor AKP dönemini işaret etti
-
Cem Küçük'le Ersan Şen birbirine girdi
-
Tarkan'ın anne acısı
-
Memur ve emekli maaşlarına ne kadar zam yapılacak?
-
İmamoğlu'ndan Financial Times'a tarihi yazı