Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sandık fetişizmi ve sivil darbe itirafı
“Sandık fetişizmi”: Sandıktan çıkan iktidarın, sınırsız bir biçimde, her istediğini yapacağına, başta ifade ve muhalefet özgürlüğü olmak üzere, bütün temel insan hak ve özgürlüklerini, istediği gibi ihlâl edebileceğine ilişkin inançtır!
***
“Sandık fetişizmi”: Demokrasinin “olmazsa olmazı”, “gerekli ön koşulu” olan seçimi, Demokrasinin “yeterli şartı” sayarak, seçilmiş iktidarın, her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu yapmaya hakkı olduğuna ilişkin düşüncedir.
***
“Sandık fetişizmi”: Seçilmiş iktidarın, “milli irade” kavramını sadece kendisine oy vermiş olan seçmenlere indirgemesidir.
***
“Sandık fetişizmi”: Sandıktan çıkan iktidarın, kendinde “Anayasayı ihlâl etme hakkı” görmesidir.
***
“Sandık fetişizmi”: Seçilmiş iktidarın, “çoğunlukçu demokrasiyi”, “çoğunluk baskısı” olarak yorumlamasıdır.
***
“Sandık fetişizmi”, “lider sultası” ile yönetilen parti yapısı dolayısıyla, siyasal liderin kayıtsız, koşulsuz diktatörlüğü demektir.
***
“Sandık fetişizmi”, “gerekli koşulu” olduğu demokrasinin “yeterli koşulu” haline getirildiğinde, onun en büyük düşmanı olur!
***
“Sandık fetişizmi”, 19. Yüzyılın kavramı olarak Tek Adam Diktatörlüğünü, Bonapartizmi üretmiş, 20. Yüzyılda Mussolini ve Hitler’e esin kaynağı olmuş, 20. ve 21. Yüzyıllarda, azgelişmiş demokrasilerin diktatör üretme mekanizması haline dönüştürülmüştür.
***
Türkiye askeri darbelerden çok çekti...
Ama “Sandık fetişizminden” dolayı, bu darbelerin kaynağını, ilk sivil darbeyi yeterince irdelemedi...
Oysa darbeler dizisi, “seçilmiş” Başbakan Menderes tarafından, Anayasa’ya aykırı bir “Tahkikat Komisyonu” kurularak gerçekleştirilen ilk “sivil darbe” ile başlamıştı.
Türkiye’nin hüzünlü Çok Partili Düzen tarihi, askeri darbeler kadar, sivil sağ iktidarların çarpık demokrasi anlayışlarıyla da lekelenmiştir!
***
Demokrasilerde, “seçilmiş olmak”, nasıl bir siyasal iktidara her istediğini yapma hakkını vermezse; seçilmişlerin yetkileri temel hak ve özgürlükleri koruyan Anayasa ile sınırlı ise...
Aynı biçimde bir siyasal iktidarın önce Anayasaya aykırı davranıp sonra bu aykırılıkları referanduma götürmesi de olanaklı değildir.
Bu açıdan, iktidar çevrelerinden son zamanlarda duyulan, “Fiili durum zaten başkanlık rejimidir, yeni anayasa ve referandumla bunu yasallaştıracağız” ifadesi, bir referandum gerekçesi değil, olsa olsa yeni bir “sivil darbe” itirafıdır.
***
İktidarın derhal Anayasal sınırlar içine çekilmesi, temel hak ve özgürlüklere dayalı parlamenter rejimin korunması ve bunun için sivil demokratik mücadele şarttır!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- 'İnsanlar arayıp küçük kız sesi dinletiyorlardı'
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Belediyelerden hastane adımı
- Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı
- Yavaş'tan 'istifa' iddialarına açıklama
- ‘Yediniz, içtiniz, geldiniz’
- Konserve ton balığında cıva tespit edildi
- Tuncer Bakırhan hakkında soruşturma
- Görüntülerle ortaya çıkardı: Doktor gözaltında
- Cumhuriyet düşmanı müdüre göstermelik soruşturma!