Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Oyun Kuramı Açısındanİyimser Beklentiler...

14 Haziran 2011 Salı
\n

Siyaset gibi, iş yaşamı gibi, rekabetin güçlü olduğu alanlarda beklentiler önemlidir.

\n

Her oyuncu, rakibinin ne yapacağını tahmin ederek davrandığı için, uzlaşmacı beklentiler uzlaşmayı, çatışmacı beklentiler çatışmayı doğurur.

\n

Elbette bu doğurma süreci her zaman işlemeyebilir:

\n

Bir oyuncunun, rakipleri ne yaparsa yapsın, kararlı bir çatışmacı tutumu tüm süreci etkileyebilir...

\n

Ama rakiplerinin tutum ve davranışlarından etkilenmeyen bir oyuncunun son tahlilde başarılı olması çok zordur.

\n

Çünkü bir oyuncu, ancak mutlak gücü elinde bulunduruyorsa öteki oyunculara karşı sürekli olarak uyguladığı dayatmalardan bir sonuç alabilir ki, bunun da kalıcı olması olanaklı değildir.

\n

Bu söylediklerim oyun kuramınınalfabesi olarak da düşünülebilir.

\n

***

\n

2011 seçimleri sonucunda oluşan Meclisteki dört oyuncunun, AKP, CHP, MHP ve BDPnin ne yapacağı, sadece kendi ilan ettikleri amaçlara, ilkelere, programlara ve projelere değil, aynı zamanda karşılarındaki oyuncuların tutum ve davranışlarına ve her birinin bu tutum ve davranışlar hakkındaki beklentilerine de bağlı olacaktır.

\n

***

\n

Acaba Meclisteki dört aktörün bir araya gelmeleri ve Türkiyenin önündeki hem iç hem de bölgesel sorunları çözmekte uzlaşmacı bir tutum sergilemeleri olanaklı mıdır?

\n

Bugün bu soruya olumlu ve iyimser bir görüşle yaklaşma denemesi yapmak istiyorum.

\n

Burada dile getireceğim çözümlemeler ve beklentiler elbette nesnel birtakım verilere dayanacak ve bütün oyuncuların uzlaşmacı bir tutum sergilemelerinin gerekçeleri üzerinde odaklanacaktır.

\n

Önce baş oyuncu olan iktidardan başlayalım:

\n

AKP, seçimlerde oylarını arttırmış, dolayısıyla hem Recep Tayyip Erdoğan hem de AKP başarılı olmuştur.

\n

Bu gerçek, hem kişi olarak Erdoğanın hem de parti olarak AKPnin özgüvenini arttırmış ve her ikisini de başarısızlığın ezikliğine ve bu ezikliğin yol açacağı saldırganlığa tutsak olmaktan kurtarmıştır diye düşünebiliriz.

\n

Bu özgüven tazelemesinin, uzlaşmacı bir tutumu beslemesini umut ederek, devam edelim:

\n

Oy artışına karşın AKP Mecliste tek başına anayasa yapacak bir çoğunluğa erişememiştir.

\n

Bu eksikliğin de onu öteki oyuncularla uzlaşmaya yöneltmesini beklemek çok gerçek dışı olmaz.

\n

Ana muhalefet partisi CHPye gelince:

\n

Hem aldığı oyu hem de Meclisteki sandalye sayısını önemli ölçüde arttıran bu parti, göreceli de olsa bir başarı çizgisini yakaladığını ilan etmiştir.

\n

Böylece o da yenilmişliğin getireceği komplekslerden ve hırçınlıktan uzak durabilir.

\n

Ayrıca CHP, gerek ilan ettiği Demokrasi Projesi ile, gerekse Kılıçdaroğlunun bütün kampanya süresince vurguladığı insan hakları, demokrasi ve uzlaşmacılık ilkeleriyle zaten uzlaşmacı bir tutuma kendisini angaje etmiş durumdadır.

\n

MHP açısından:

\n

Kurulan bütün tuzaklara ve yapılan bütün saldırılara karşın bu parti barajı aşma ve Meclisteki varlığını koruma başarısını göstermiştir.

\n

Lider Devlet Bahçeli, bütün engellemeleri ve kışkırtmaları aşarak partisini bir arada tutmayı, demokratik sistem içinde kalmayı ve seçmeniyle güven ilişkisini sürdürmeyi gerçekleştirebilmiştir.

\n

Var olma sorununu halletmiş bir parti olarak MHPnin de sorun çözücü bir tutuma karşı soğuk durmayacağı beklenebilir.

\n

Gelelim BDPnin bağımsız olarak Meclise soktuğu milletvekillerine:

\n

Her şeyden önce, BDPnin yüzde on barajını aşmakta gösterdiği örgütlenme başarısı, kendilerine yüksek bir özgüven kazandırmış olmalıdır.

\n

Ayrıca genel beklentileri aşan bir sandalye sayısına ulaşmış olmaları da bu özgüveni pekiştirici bir öğedir.

\n

Kürt sorununun bir terör olayı olarak görülmesinin hiçbir tarafa bir yararı olmadığı artık iyice kanıtlanmıştır.

\n

Zaten bu milletvekillerini Meclise yollayan bir siyasal hareketin başlaması, terörle bir yere varılamayacağına ilişkin inancın sonucu değil midir!

\n

Üstelik bağımsız adayların arasında farklı geçmişlerden gelen birkaç kişinin bulunduğu da bilinmektedir.

\n

Bu açıdan BDPnin de uzlaşmacı bir yaklaşım izlemesi çok makuldür.

\n

Sonuç olarak:

\n

Meclisteki bütün oyuncuların uzlaşmacı bir yaklaşım izlemeleri için her türlü gerekçe vardır.

\n

Bu gerekçeleri birbirleri açısından gözlemleyerek, öteki oyuncuların da uzlaşmacı bir tutum ve davranış sergileyeceklerini düşünürlerse, Türkiyenin sorunlarının çözülmesi çok daha sarsıntısız ve verimli bir yöntemle gerçekleşebilir.

\n

***

\n

Yukardaki satırların çok iyimser olduğu ve gerçekleri tam yansıtmadığı düşünülebilir.

\n

Ben de zaten Böyle olacak demiyorum

\n

İyimser bir görüşle bakarsak Böyle de olabilir diyorum

\n

Ve Böyle olmasını istiyorum!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları