Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Nuriye ve Semih ölmemeli!
Türkiye’de Adalet, Demokrasi ve İnsan Hakları için bir şeyler olmaya, insanlar nihayet, yasal haklarını kullanarak, barışçı yöntemlerle DİRENMEYE başladı...
Bir yandan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ankara’dan yola çıktı, ADALET için, gittikçe artan siyasal ve toplumsal bir destekle yürüyor...
Kamuoyu liderleri, bildiriler yayımlayarak AKP-Erdoğan iktidarının yol açtığı haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliklerin düzeltilmesini istiyor...
Nuriye ve Semih’in DİRENİŞİ topluma mâl oluyor.
***
Kılıçdar’ın (dalkavuk kanal ve gazetelerin “İstanbul Yürüyüşü” diye saptırmaya çalıştıkları) ADALET YÜRÜYÜŞÜ’ne, konaklama yerlerinde suların kesilmesi, gübre dökülmesi, yola kurşun bırakılması gibi kışkırtmaların yapıldığı bir sırada...
Bir araya gelmeleri pek de beklenmeyen, karşıt görüşlere sahip birtakım yazarlar, düşünürler, sanatçılar, İnsan Hakları Savunucularının da aralarında bulunduğu aydınlar, aynı bildirinin altına imza atarak, açlık grevi yapan Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın haklarını savundular!
Bu bildiri ile Adalet Yürüyüşü’ne yapılan provokasyonların artması da aynı zamana rastladı:
Çünkü iktidar güçsüzleştikçe Demokrasiyi, Adaleti ve İç Barış’ı zedeliyor; Demokrasi, Adalet ve İç Barış zedelendikçe tepkiler artıyor; tepkiler arttıkça kışkırtmalar tırmanıyor!
***
KHK ile atıldıkları işlerine geri dönebilmek için 100 günü aşkın bir süredir açlık grevi yapan ve açlık grevi yaptıkları için tutuklanmış olan akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça için yetkililere yapılan çağrının gazetelerde yayımlanan metni şöyle:
Nuriye Gülmen
ve
Semih Özakça
OHAL kararnamesi ile işten atılan
beş bin akademisyen, elli bin öğretmen ve
yüz elli bin çalışandan
yalnızca ikisi.
İşe geri dönme talebiyle açlık grevine gittikleri için
cezaevine atıldılar.
111 gündür açlar.
Nuriye ve Semih ölmesin.
Çalışma hakları geri verilsin.
Okullarına dönebilmeleri ve hayatlarına devam edebilmeleri için
devletin gereken adımları atmasını istiyoruz.
Adalet ve demokrasi bunu gerektirir.
***
Bu bildiri hiç kuşkusuz toplumun en azından yarısından biraz fazlasının, milyonların duygu ve düşüncelerini yansıtıyor.
Kılıçdar’ın ADALET YÜRÜYÜŞÜ de, toplumda yükselen bu Demokrasi, Adalet ve Barış talebinin dışavurumundan başka bir şey değil...
Bu yürüyüş, elbette, Nuriye ile Semih’e yapılan haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizliği de protesto ediyor.
O nedenle Nuriye ve Semih’e “Canınız bahasına savunduğunuz haklarınıza, yüz binler, milyonlar yürekten destek veriyor, on binler yürüyerek sahip çıkıyor; lütfen artık ölüm orucunu bırakın; mücadelenizi canlı olarak sürdürmeniz bu topluma umut verecektir!” diye sesleniyorum...
Çünkü onların, iktidarın hiç önem vermediği ve duyarsız olduğu, hak, hukuk, Adalet, Demokrasi ve Barış uğruna, canlarını feda etmelerini değil:
“DİREN ADALET
DİREN DEMOKRASİ
DİREN BARIŞ”
Diye haykırarak topluma öncülük etmelerini...
Yaktıkları direniş meş’alesini, umut ateşine dönüştürmelerini...
İnsan Hakları mücadelesini, bugün hepimizin yüreğimizi ağzımıza getiren, sergiledikleri o azimli tutum ve davranışla, sürdürmelerini diliyorum!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
- Karga videosu sosyal medyada viral olmuştu!
- Öğretmenlik meslek kanunu taslağı...
- Atatürk'ün kullandığı parfümden üretti!
- Minikler Cumhuriyet'in ilanını gazete dağıtarak duyurdu
- Şok İddialar! Oktan Keleş: TUSAŞ Saldırısının Arkasında
- Bu kadarı pes! Çöp evden 10 kamyon çöp çıktı
En Çok Okunan Haberler
- Çok konuşulacak 'Berat Albayrak' iddiası
- Birinci girdiği mülakatta elendi: İntihar etti!
- 'Dilruba'dan Özgür Özel'e yanıt: 'Yuh, yalana gel'
- Narin davasında kan donduran ifadeler ortaya çıktı!
- Belediyelerden hastane adımı
- Özgür Özel'den 'ABB' açıklaması
- Nurseli İdiz aylık kazancını açıkladı!
- Kelepçeli burjuvanın duyulmayan çığlığı
- Özgür Özel'den canlı yayında kayyum tepkisi!
- ‘Yediniz, içtiniz, geldiniz’