İnternet sitem kongar.org’un okullarda yasaklı olması haberleri üzerine Bakan Nimet Çubukçu aradı:

Milyonlarca özel internet sitesini tek tek denetlemenin olanaksız olduğunu belirterek Türk Telekom’la anlaşma yaparak bütün kişisel siteleri yasakladıklarını söyledi.

Bu nedenle kendi kişisel internet sitesinin de okullarda erişime kapalı olduğunu vurguladı.

Neden kişisel sitelerin yasaklı ama aynı sakıncaları taşıyabilecek öteki sitelerin serbest olduğunu pek anlayamadım ve aşırı görüşleri savunduğu bilinen birkaç sitenin adını verdim.

Çubukçu, Türk Telekom’la yapılan anlaşma doğrultusunda bütün sitelerin de evrensel bir filtrelemeye tabi olduğunu, bu filtrelemenin porno ve terör ölçütlerine göre yapıldığını açıkladı.

Sonuç olarak neden sadece kişisel internet sitelerinin toptan yasaklandığını pek anlayamamakla birlikte en azından bana karşı özel bir kasıt olmadığını öğrenmiş oldum.

***

Hazır konuşmaya başlamışken Çubukçu’ya birkaç soru daha yönelttim; verdiği yanıtları açıklamamda bir sakınca olmadığını belirttiği için bunları sizler için özetliyorum:

Bilgisayar ders saatlerinin ilk sınıflarda kaldırıldığı, üst sınıflarda da azaltıldığı ve yavaş yavaş bu öğretmenlerin tasfiye edilmekte olduğu yakınmasını sordum.

Tüm derslerde bilgisayarlı eğitime geçildiği için özel bilgisayar ders saatlerinin azaltıldığını doğruladı Çubukçu.

Benim “İngilizce eğitim yapan okullarda İngilizce öğretmelerinin işlevlerini kaldırmak gibi bir şey bu” itirazıma karşılık, “kapsamlı reformlara” gittiklerini söyledi.

***

Öğretmen atamalarında haksızlıklar olduğu, düşük puan alanların istedikleri yerlere daha kolay atandıkları, yüksek puanlıların istediklere yerlere daha zor gittikleri şikâyetini ilettim.

Bakan Çubukçu, dağıtım sıralamasından dolayı, ilk atamalarda istekler daha yoğun, son atamalarda ise istekler daha az yoğun olduğu için böyle bir sakıncanın ortaya çıkabildiğini, ama bunun sistemin mantığından kaynaklandığını söyledi.

Ben her gün aldığım yüzlerce elektronik postanın çok önemli bir bölümünü öğretmen şikâyetlerinin oluşturduğunu söyleyince, gülerek “Evet bana da geliyor, öğretmenlerimiz çok örgütlüdür” dedi.

***

“F klavye” konusunu da sordum tabii.

Hiç duraksamadan, “Bu konuda kapsamlı çalışmalar yapıyoruz” diye yanıtladı.

Ben de “Demek ki yine hiçbir sonuç çıkmayacak” dedim.

Bunun üzerine “Ben aslında F klavyeden yanayım, hem Q hem F klavye kullanıyorum, ama teknik bazı zorluklar var” bilgisini verdi.

Benim teknik sorunların kolaylıkla aşılabileceğini belirtmem üzerine “Evet” dedi ama yine de ifadesinden bu konuda çok umutlanmamak gerektiği gibi bir izlenim aldım:

“Milli Eğitim Bakanlığı hep açıklama yapıyor, ‘Çalışıyoruz’ diyor, adeta yem borusu çalıyor, sonra da hiç sonuç çıkmıyor, yine aynısı olursa sizi de eleştiririm” dedim.

“Ben kesin sonuca ulaşmadan açıklama yapmak istemiyorum” demekle yetindi.

Bakan yerine tepkiyi, “Yorum Farkı” programında Mehmet Barlas bana takılarak verdi:

“Herhalde Bakan sizin bu tehdidinizden çok korkmuştur!” dedi.

Ben de tabii bu espriyi gülümseyerek ve “Evet, herhalde!” diyerek karşıladım:

Ben Başbakan değilim ki eleştirdiğim kişi korksun!

Not: Pek doğal olarak, Sayın Bakan’ın bu konuşma konusunda da, bundan sonra da yapacağı her açıklamayı burada yayımlamaya hazırım; kendisine teşekkür ederim.