Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Merdan Yanardağ olayı

03 Eylül 2023 Pazar

Her haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik beni üzer:

“Birinci Silivri Trajedisi Davaları”nın başladığı yıllarda hemen hemen her Pazar yazdığım yazıları okuyanlar bu duygumu çok iyi bilirler.

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in görevden ayrılmasından ve Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra, yani 2007 yılında başlayan bu davalar...

Şimdi FETÖ/PDY denilerek terör örgütü olarak tanımlanan, ama o zamanlar liderine “Fethullah Gülen Hocaefendi Hazretleri” denilerek iktidar tarafından korunan “Gülen Cemaati” mensupları olan savcı ve yargıçlar tarafından...

Elbette Erdoğan/AKP siyasal iktidarının desteği ile:

Türk Silahlı Kuvvetlerini, Üniversiteleri, medyayı, bürokrasiyi, Demokratik Toplum Kuruluşlarını darmadağın ederken...

Ben yine, hem bu sütunda, özellikle Pazar günleri yazdığım yazılarla, hem de televizyonlarda, özellikle de NTV’de “Yorum Farkı” adlı programdaki konuşmalarımda, yapılan haksızlıkları, hukuksuzlukları, adaletsizlikleri kamuoyuna duyurmaya, bunlara karşı hak, hukuk, adalet bilincini geliştirmeye çalışıyordum.

O dönemde haksız ve hukuksuz olarak hapsedilenler ve onların yakınları bu yazılarımı ve konuşmalarımı çok iyi anımsarlar.

O eleştirilerimin ne denli haklı olduğu, sonradan o davaların birer “KUMPAS” olduğunun saptanması ve sorumlularının da yargılanıp hapsedilmeleri ile ortaya çıkmıştır!

***

Haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik, yakınlarımın başlarına geldiği zaman elbette beni daha da çok üzüyor:

Örneğin sevgili İlhan Selçuk, sonradan onu ölüme götürecek olan bir baskınla, sabahın köründe evinden gözaltına alınıp iki gün iki gece uykusuz bir biçimde sorgulandığında, serbest bırakılana kadar ben de uyuyamamıştım.

Bugünlerde de, Merdan Yanardağ’a yapılan adaletsizliğe, haksızlığa, hukuksuzluğa çok üzülüyorum...

Ama sadece tanıdığım, sevdiğim, güvendiğim bir arkadaşım, bir aydın, bir yazar, TELE1’in kurucusu, birlikte 18 Dakika adlı 45 dakika süren bir program yaptığım bir dostum olduğu için değil...

Kendisine yönelik suçlamanın tam tersini yaparken söyledikleri yüzünden, üstelik de haksız ve hukuksuz olarak hapse atıldığı için!

Özet olarak, ona yapılan suçlama, terör liderini övmek:

Oysa terör liderini öven bir AKP milletvekilinin sözlerini eleştirip, iktidarın söylediklerini de abartarak tekrarlayıp ironi yaptıktan sonra, bu sözler üzerinden iktidarın yeni bir siyasal açılım projesi ihtimalini eleştiren sözlerdir o söyledikleri.

Üstelik yapılan suçlama haklı bile olsa (ki değil) son yapılan yasal değişikliklerle, hapiste olmaması gerekiyor.

***

Peki Merdan Yanardağ niçin hapiste?

Bu sorunun tek bir yanıtı yok...

Belki madde madde şöyle sıralanabilir:

1) Araştırmacı gazeteciliği ile Erdoğan/AKP iktidarının kuruluşunu, işleyişini, niteliklerini, özetle içyüzünü anlatan kitaplar yazdığı için.

2) Aydın kimliği ve bilimsel araştırmacılığı ile “İslamo-Faşizm” konusunu irdeleyen kitaplar yazdığı, iktidarın Türkiye’yi nereye götürdüğünü açıkladığı için; özellikle de aynı ismi taşıyan son kitabından dolayı.

3) Sosyalist ve Antiemperyalist kimliği ile, gerçeklere dayanan ve onları yorumlayan, yurtsever bir habercilik ve yorumculuk yaptığı için.

4) Bütün bunlarla da yetinmeyip TELE1 adlı, hiçbir sermaye grubuna, holdinge dayanmayan, bütünüyle izleyicilerin desteği ile finanse edilen yepyeni bir model ile, bağımsız bir televizyon kanalı kurduğu, onu başarıyla yönettiği ve iktidar tarafından saptırılan tarihsel ve güncel olaylara karşı, gerçekleri, sadece gerçekleri yansıtmaya çalıştığı için.

***

Merdan Yanardağ olayı, yitirdiği toplumsal, siyasal ve ekonomik desteğe rağmen, seçimleri devlet gücüyle ve çeşitli oyunlarla kazanan Erdoğan/AKP iktidarının, bu yeni dönemdeki haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamalarının simgesi olmuştur.

Arkasından Barış Pehlivan’ın da hapsedilmesi, milletvekili seçilen Can Atalay’ın hâlâ serbest bırakılmaması, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş davaları ile uluslararası kamuoyunu, AİHM’yi ve Avrupa Konseyi’ni bile rahatsız eden bu haksız, hukuksuz ve adaletsiz uygulamaların hiç de hız kesmeyeceğinin bir işareti gibidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları