Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Aynı Düzlemde İki Ayrı Dünya ve Bir Soru

09 Şubat 2012 Perşembe
\n

Sevgili okurlarım, olaylar, demeçler o denli çarpıcı bir hızla ve şaşırtıcı niteliklerle ortaya çıkıyor ki, kimi zaman, bu sütunda okuduğunuz gibi, onları sadece alt alta sıralamak en doğru yorumdan daha etkili oluyor.

\n

Bugün de size iki kişinin Türkiye algısını aktarmak istiyorum.

\n

Biri, bir politikacı: AKP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Gedikli

\n

Öteki, AKPye on yıldan fazla bir süredir ideolojik ve siyasal destek veren ama sonunda iktidara yakın gazetedeki görevine son verilen bir akademisyen: Prof. Mehmet Altan.

\n

***

\n

Önce politikacının, Bülent Gediklinin Türkiye algısına bakalım:

\n

Türkiyede kaos, korku, kriz yaratmak istiyorlar. Ama Neocon-Ergenekon kardeşliği beyhude bir çaba içerisindedir. Türkiyedeki güven ve istikrar ortamını kimse yıkamaz. Türkiye hukuk devleti rotasındadır, demokrasi rotasındadır.

\n

Neocon-Ergenekon kadrosunda teknik direktör Şimon Peres; kaleci, teröristbaşı Abdullah Öcalan; geri üçlüde, Nicholas Sarkozy, Angela Merkel, Benjamin Netanyahu; orta sahada, Mehmet Haberal, Doğu Perinçek, Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Yalçın Küçük; ileride de Kemal Kılıçdaroğlu ve Selahattin Demirtaş var.

\n

Kulübün başkanları da finansal oligarklar. Finans lordları yani. Bunlar finansal operasyonlar yapıyorlar. Faiz lobiciliği yürütüyorlar ama AK Parti Hükümeti, kriz lobisini nakavt etti. Türkiyede ilk kez kriz lobisi, faiz lobisi nakavt oldu. Türkiyeye operasyon çektiler ama başarılı olamadılar

\n

Devlet gerçek kimliğine kavuşuyor, devlet şimdi ancak kendi kimliğini buluyor. Devlet kimliğini bulamamıştı, kimliksizdi. Türkiye, bu açıdan şu anda tarihi bir kavşakta.

\n

***

\n

Şimdi bir de yukardaki anlayışın dile getirildiği iktidarı on yıl boyunca destekleyen ve gazetedeki işine son verilen akademisyenin, Mehmet Altanın Türkiye algısına bakalım:

\n

Dostane eleştiri dahi kabul edilemez hale geldi. Ayrıca, yapılan olumlu icraatları alkışlamak da yetmiyor

\n

Mesela Deniz Feneri bir tabudur... Hrant Dink cinayetinin 5 yıl süren dava seyri, bu konuda üstünde şüphe olan bütün bürokratların terfi ettirilmesi ya da iktidar partisinden siyasete atılması...

\n

Pek çok gazetede, gazetecilik ilkeleri değil, siyaset geçerli. Siyasetçiye biat edenler yönetime geliyor. Geriye kalanların da, hoşa gitmeyen bir şey yaptıklarında nasıl sindirildikleri ortada

\n

Basın, parasını halktan veya habercilikten kazanmıyor Ya başka bir iş alıyorsun ya da siyasi baskıyla ilan topluyorsun.

\n

Bir kere oto-sansür var. Gazetecilerin konuşabildikleri ve konuşamadıkları var Başlığa kadar her şeye karışılması, eleştirisel bakanların da nihayetinde işten atılması...

\n

12 Eylül rejimini demokratikleştirmek yerine onu ele geçirmeye öncelik verince, yönetim zihniyeti de bundan fazlasıyla nasibini alıyor

\n

YAŞta oturma düzeni değişti ama esas değiştirilmesi gereken YAŞ Yasası değil midir? Veya Siyasi Partiler Yasası, Anayasa kadar önemli değil mi? 12 Eylül faşizminin en korkunç kurumlarından biri YÖKü kaldırmak yerine Bütün üniversiteleri biz yönetelim demek de çok yanlış, anti-demokratik bir algı…”

\n

***

\n

Aslında her iki konuşmada da daha pek çok önemli vurgu var, ben yerim dar olduğu için sadece bazı bölümleri aldım, meraklısı mutlaka bu konuşmaları bulup okumalı.

\n

Bu iki farklı ve hatta birbirine zıt Türkiye algısının aynı ittifak içinde, aynı düzlemde yer almış bir politikacıdan ve bir akademisyenden gelmesi çok ilginç.

\n

Konuyu, AKP ile liberaller (veya eski solcular) ittifakı bozuluyor diye yorumlamak bence biraz kolaycılık olur.

\n

Aslında esas sorulacak sorular şunlardır:

\n

Bu ittifak nasıl ve neden kuruldu?

\n

Hangi iç ve dış stratejiler, güçler, toplumsal, siyasal süreçler, ve kişilik özellikleri bu ittifakta rol oynadı?

\n

Kökeninde otoriter ve totaliter eğilimler olduğu açıkça bilinen sağcı bir partiye, eski solcu veya liberal olduğunu iddia edenler nasıl kayıtsız, koşulsuz destek verdi?

\n

Acaba AKP, artık sadece Gülen cemaatinin desteğini yeterli buluyor ve liberalleri de tasfiye mi ediyor?

\n

Ve en önemli soru:

\n

Rejim, demokratik temellerinden iyice koparıldı mı?

\n

Pek doğal olarak bu soruların yanıtları, bugün olmasa bile yarın verilmeye çalışılacaktır

\n

Ama o zaman bu yanıtları duyabilecek miyiz!

\n

\n\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları