Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Akademisyenler de 16 Nisan sonuçlarını geçerli bulmuyor
Bu Pazar da içerideki insanları unutmadım.
Ama “Niyet Okumanın Altın Oranı” başlığıyla tasarladığım yazıyı, bir aksilik olmazsa, Salı gününe bırakarak bugün önemli bir bildiriyi vurgulamak istiyorum.
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Raporu’ndan sonra, Türkiye’deki ve Türkiye dışındaki üniversitelere mensup 32 akademisyen de, ülkenin kaderini tek adama bağlayan tartışmalı 16 Nisan Halkoylaması sonuçlarının geçersizliği hakkında bir bildiri yayımladı.
Bu bildiri dikkatle okunduğunda, bırakın sürecin bilimsel yöntemlere uygun olmayışını, 16 Nisan sonuçlarının saptırılması için önceden önlem alındığı, sonradan da her türlü haksızlık ve hukuksuzluğun yapıldığı açıkça görülmektedir.
Akademisyenlerin bu çıkışı üniversitelerin utanç verici suskunluğu bağlamında çok daha önem ve anlam kazanıyor! (Bölümlere rakamları ben ekledim.)
***
Biz, aşağıda imzası bulunan öğretim üyeleri, bilimsel veri toplama ve analiz süreçlerinde kullanılan standart kural ve yöntem bilgileri ışığında 16 Nisan 2017 referandumuna ilişkin aşağıdaki mütalaayı kamuoyuyla paylaşmayı meslekî ve vicdanî sorumluluğumuzun bir gereği olarak görüyoruz:
1) Herhangi bir konuda veri toplamanın sağlıklı olarak yapılabilmesi için veri toplama sürecine dair düzenli not tutulması ve olağandışı durumların kaydedilmesi zorunludur.
Ancak, referandumda kullanılan sandık tutanak formu, oylamadan kısa bir süre önce, olağandışı durumları ayrıntılı olarak saptamaya elvermeyecek şekilde değiştirilmiştir.
10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimiyle 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 milletvekili seçimlerinde kullanılan sandık tutanaklarında, ilçe seçim kurulundan alınan toplam zarf ve oy pusulası sayısı, kullanılmayarak artan zarf ve oy pusulası sayısı, açılan sandıklardan kaç adet geçersiz zarf çıktığı ve neden geçersiz oldukları, kaç adet geçersiz oy pusulası çıktığı ve neden geçersiz olduklarına dair bilgi girilebilecek haneler vardır.
Fakat 16 Nisan 2017 anayasa değişikliği referandumunun sandık tutanaklarında oy kullanımı öncesinde elde kaç adet zarf ve oy pusulası olduğunun belirtileceği bir haneye yer verilmemiş, sadece geçerli ve geçersiz oy sayılarının yazılabileceği alanlar bırakılmıştır. Geçersiz olarak kaydedilen oyların neden geçersiz olduğu (örn. eksik mühür, boş pusula, birden fazla alana basılmış damga) bilinmemektedir, çünkü geçersiz olma nedenlerinin yazılabileceği bir alan mevcut değildir.
2) Veriler toplandıktan sonra kalite kontrolü yapılması ve geçersiz verilerin özellikle veri içeriğinden bağımsız olacak şekilde, sistematik bir yöntemle ayıklanması zorunludur. Geçersizlik tanımı, tüm verilere tarafsız ve eşit bir şekilde uygulanmalıdır.
Ancak, referandumda sistematik bir geçersizlik testi yapılmamıştır.
Uygulanan geçersizlik tanımı, yurtdışı oyları için farklı, bir saat erken açılan yurtiçi sandıkları için farklı, geç açılan sandıklar için farklıdır.
Yurtdışı ve Doğu oylarında mühürsüz oylar geçersiz kabul edilmiş, ancak saat
17.00 sonrasında açılan sandıklarda mühürsüz oylar yasadışı şekilde geçerli sayılmıştır.
Üstelik, kaç oyun hangi nedenle geçersiz olduğuna dair bilgi kaydedilmediğinden, sandık tutanakları üzerinden yeni bir sayım yapılması ve geçersiz oyların geçersizlik türüne göre tasnifi imkânsız hale gelmiştir.
3) Veri toplama süreci tamamlandıktan sonra, verilerin analizi hata kontrolü ile birlikte yapılmalıdır. Sonuçlar ancak bundan sonra açıklanmalıdır.
Ancak, referandumda veri analizi titizlikle yapılmadan sonuçlar ilan edilmiştir.
Çünkü hata payları ve nedenleri araştırılmamış, hata takibine yönelik itiraz dilekçeleri tek tek ele alınmadan alelacele reddedilmiştir.
4) Yukarıda bahsedilen üç yanlış uygulama, peş peşe eklendiğinde süreci, düzeltilmesi imkânsız şekilde bozmuştur.
Dolayısıyla:
5) Referandum sonrasında ilan edilen sayıların gerçekliği kanıtlanamamaktadır.
6) Sayımın mevcut oy pusulaları üzerinden yeniden yapılması anlamsızdır.
7) Yeniden oy toplanmadıkça, oylamaya sunulan anayasa değişikliğini halkın ne kadarının onayladığı konusunda hiçbir vargı türetilemez.
8) Referandum sonrasında oluşan durumun belirsizliğinin kamuoyuna bu açıklıkta yansıtılmadığını gözlemliyoruz.
9) YSK tarafından ilan edilen referandum sonucunun halkın gerçek iradesini yansıttığını söylemenin bilimsel açıdan olanaksız olduğunu kamuoyunun bilgisine sunarız.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!