Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

ABD'nin Siyasal İslamla Tehlikeli Dansı - III

04 Eylül 2011 Pazar
\n

\n

Sovyetler Birliğinin simgesel çöküş tarihi Berlin Duvarının yıkıldığı 1989 yılıdır.

\n

Ardından 1991de Moskova Antlaşması ile yeni devletler kuruldu ve Sovyetler Birliği hukuken de dağıldı.

\n

Soğuk Savaş sona erdi

\n

Komünizm tehdidi siyasal olarak ortadan kalktı

\n

Böylece Siyasal İslamın, ABD (ve Batı) tarafından antikomünist amaçlarla kullanılması da işlevini yitirdi!

\n

Oysa ABD ve Batı yıllarca antikomünist amaçlarla kullanmak üzere Siyasal İslama büyük yatırımlar yapmış, siyasal, ideolojik, örgütsel ve parasal olarak büyük kaynaklar harcamıştı.

\n

Bu yatırımların sonuçları ortadaydı

\n

Uluslararası ilişkilerde ve siyasal-kültürel-toplumsal olaylarda, eğilimler öyle bıçakla kesilir gibi durmaz, sonuçlar birdenbire ortadan kalkmazdı.

\n

Nitekim, ABDnin ve Batının yıllarca yatırım yaptığı dincilik ve milliyetçilik akımları da olanca güçlerini yeni dönemde de sürdürdü.

\n

Sovyetlerin çöküşü bir anlamda Endüstri Devriminin bitişini ve insanlığın Bilişim Devrimi diye adlandırılabilecek yeni bir döneme girişini de simgeliyordu.

\n

Bu yeni dönemin yükselen ideolojisi, Tarım Devriminin getirdiği din ve mezhepler ile Endüstri Devriminin getirdiği milliyet ve sınıf kavramlarını da aşan bir biçimde Demokrasi ve İnsan Hakları olarak ortaya çıktı.

\n

Böylece ABDnin ve Batının Sovyetler Birliğine karşı yaptığı ideolojik ve siyasal yatırımlar, mikrodincilik ve mikromilliyetçilik bağlamında varlıklarını ve işlevlerini yeni dönemin egemen ideolojisi olarak takdim edilen Demokrasi ve İnsan Hakları çerçevesinde sürdürdü

\n

Ve bu ideolojiler, özellikle Sovyetler Birliğinin Doğu Avrupadaki, Balkanlardaki ve Kafkaslardaki kalıntılarının temizlenmesi için kullanıldı

\n

Eski devletler, birlikler bölündü

\n

Yeni küçük devletler ortaya çıktı.

\n

***

\n

Elbette ABDnin yarattığı siyasal-askeri amaçlı örgütlenmeler de varlıklarını sürdürdü.

\n

Ama hedefleri olan komünizm çöktüğü, Sovyetler Birliği dağıldığı için, varlıklarının sürdürülmesi yeni düşmanların bulunmasına bağlıydı.

\n

Ortadoğudaki Filistin-İsrail savaşları ve anlaşmazlığı böylece din, mezhep ve milliyetçilik bağlamında yeniden gündeme geldi:

\n

Artık komünizmin ve Sovyetler Birliğinin yerini, düşman olarak Filistinlilere, yani İslama karşı savaşan İsrail ve onun baş destekçisi ABD almıştı.

\n

Siyasal-askeri nitelikli örgütlerin en güçlüsü olan El Kaide tam bir Dr. Frankenştayn ve yarattığı canavar öyküsünde olduğu gibi, kendi yaratıcısına, ABDye yöneldi.

\n

Önce dünyanın her yerindeki ABD üslerine saldırılarla başlayan bu yeni yönelim, 11 Eylül 2001dekiİkiz Kuleler Saldırısıile doruk noktasına ulaştı.

\n

İlginç bir biçimde bu yeni Siyasal İslam-Batı savaşının teorisyeni de ünlü bir Amerikalı siyasal bilimci, Prof. Samuel P. Huntington oldu.

\n

***

\n

Pek doğal olarak dine ve milliyetçiliğe, siyasal ve askeri bağlamda yapılan yatırımların tek ürünü El Kaide değildi.

\n

Filistin Kurtuluş Örgütüne rakip olarak yaratılan Hamas, İranın desteklediği Hizbullah ve irili ufaklı pek çok İslami silahlı örgüt uluslararası siyaset arenasında cirit atmaya başlamıştı.

\n

Örneğin Türkiyedeki Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerinin arkasında da bu örgütlerin olduğu mahkeme zabıtlarıyla ispat edilen gerçekler arasındaydı.

\n

ABDnin Irakı işgali bütün bu oluşumları tırmandırdı.

\n

Ama aynı zamanda mikrodinci, mezhepçi çatışmaları da şiddetlendirdi

\n

ABD işgali altındaki Irakta Sünnilerle Şiiler birbirlerini öldürmeye başladı.

\n

Bu sırada Siyasal İslam da insanlığın yeni döneminin egemen ideolojisi olduğu öne sürülen Demokrasi ve İnsan Hakları bağlamında yeni atılımlara girişti.

\n

Pek çok ülkede mevcut siyasal yapı çerçevesinde örgütlendi.

\n

Devamı salı günü!

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları