Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
7 Haziran’dan günümüze - 2
Türkiye, Çok Partili Demokrasiye, bu rejimi destekleyecek olan sınıfsal yapı ve siyasal kültür olmadan, hazırlıksız geçti...
Sermaye sınıfı ve işçi sınıfı gelişmemiş olan ülkemizde Demokrat Parti, DP, toprak ağalarının partisi olarak kuruldu ve Cumhuriyet’i kuran devrimcilerin yerine, sözde “Demokrasi” adına iktidara geldi.
Toprak ağalarının partisi olan DP’nin liderleri Çok Partili Demokrasiyi, Çoğunluk Diktatörlüğü haline dönüştürdüler...
Sonuçta onlar canlarını yitirdiler ama Türkiye de, çok ama çok ağır bedeller ödedi:
Menderes ve arkadaşlarının asılmış olmaları, siyasette bugün bile bir kara leke, süregelen bir kan davası olarak etkisini sürdürmekte.
Üstelik 27 Mayıs’tan sonra, Çoğunluk Diktatörlüğünü engellemek için 1961 Anayasası’nın getirdiği güvenceler de, yine askerlerin 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 darbeleri ve sağ iktidarlar tarafından iyice sulandırıldı, işlevsiz hale getirildi, demokratik gelişmelerin, sol birikimlerin önü kesildi ve bugünlere gelindi!
***
Atatürk ve arkadaşları, toprak ağalarının ve din adamlarının egemenliğindeki feodal bir din/Tarım toplumunda, çağdaş ilkeleri yerleştirmek, toplumu dönüştürmek için, tepeden inme devrimler yapmak zorundaydılar.
İsmet Paşa döneminde ise, (yanlış olarak) “Çağdaşlaşma dönüşümü tamamlandı, Demokrasi zamanı geldi” denilerek Çok Partili Düzen’e geçildi.
Demokrasi adına iktidara gelen toprak ağalarının partisi DP’nin, bu dönemde, Tek Parti Dönemi’ne özenerek, temel hak ve özgürlükleri askıya alması, Türkiye’nin demokratik atılımını katleden çok büyük bir yanlıştı!
Korkuyorum, aynı yanlış, 60-70 yıl sonra bugün, yeniden yapılacak!
***
AKP’nin kaybettiği 7 Haziran seçimlerinden sonra, terör bahane edilerek, devlet baskısı yeniden pazarlanmaya başlandı:
“Devlet benim, ya bana oy verirsin ya da ekonomik ve siyasal kaosa kurban gidersin” mesajı, (başka faktörlerle birlikte) 7 Haziran’dan sonra etkili oldu.
1 Kasım seçimlerinde AKP’yi, tek başına iktidar koltuğuna taşıdı.
***
Aynı strateji, “Ya Tek Adam Rejimi ya da terör ve kaos” tehdidiyle şimdi Referandumda da başarılı olabilir mi?
Bu soruya “evet” yanıtı vermek pek olanaklı değil; çünkü 1 Kasım seçimlerinden sonra, vaat edildiği gibi terörü önleyemediler, ayrıca, MHP ve HDP açısından da pek çok yeni durum ortaya çıktı.
Üstelik üstü örtülemeyen başka bir gerçek daha var:
Yeni Anayasa ile kurulacak Tek Adam Rejimi, AKP/Erdoğan iktidarına, bugüne kadar kullanamadıkları hiçbir yeni olanak getirmeyecek ki:
Kendileri de söylüyorlar; Referandum, sadece bugünkü fiili durumu meşrulaştıracak o kadar!
Dolayısıyla Referandum sonucunda, AKP/Erdoğan iktidarı açısından topluma umut verecek yeni bir durum ortada yok!
Tek Adam Rejimi gelirse, terörün biteceği iddiası ise, mevcut durumdaki fiili Tek Adam Yönetiminin terör konusundaki başarısızlığıyla zaten yalanlanmış bir söylem.
O nedenle ben referandumda HAYIR diyeceğim.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
En Çok Okunan Haberler
- 'Tarihe not düşmek için geldim'
- Çok konuşulacak 'adaylık' açıklaması
- Fatih Altaylı ve İsmail Saymaz'a soruşturma
- Protesto eden yurttaşlara polis müdahalesi!
- Aydın Dağları'nda son yılların en verimli hasadı yapıldı
- A Milli Takım'ın Uluslar Ligi'ndeki rakibi belli oldu!
- İlk kez tek bir fotonun nasıl göründüğü gösterildi
- AKOM, İstanbul için 'saat' verdi: Çok kuvvetli geliyor!
- 5 yılda Türkiye'nin en büyüğü oldu: Nusret'e de satıyor
- Yıkılması gerekiyor!