Elçin Poyrazlar

Trump sustu, ya Trumpistler?

13 Ocak 2021 Çarşamba

ABD Başkanı Donald Trump taraftarlarının 6 Ocak'ta ABD Kongresi’ni basarak beş kişinin ölümüne neden olan şiddet olaylarının ardından sosyal medya platformları Twitter ve Facebook Trump’ın hesaplarını süresiz olarak engelledi.

Teknoloji şirketleri gerekçe olarak Trump’ın şiddeti övmesini ve bunun şirket kurallarına aykırı olmasını gösterdi. 

Bu hamle ABD’de bazı siyasetçilerin yanısıra Almanya ve Fransa tarafından da temel ifade özgürlüğü açısından eleştirildi. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in en önemli rakibi olarak kabul edilen muhalif lider Alexei Navalny bunun ‘dünyada ifade özgürlüğü düşmanları tarafından suistimal edilebileceğini’ söyledi. 

Bu, dev teknoloji şirketlerinin kullanıcılarla ilgili her türlü veriyi depoladıkları, işledikleri, sattıkları ve tekel konumunda oldukları piyasada hem kullanıcılar hem de yönetim biçimleri açısından yepyeni sorular getiriyor. 

Evet. Bir Amerikan başkanı destekçilerini isyana çağırdı ve seçim sonuçlarını reddederek barışçıl bir devir teslime katılmayacağının sinyalini verdi. 

Aynı başkan görevinden zorla ve hileyle koparıldığı, ‘haklı’ zaferinin düşmanları tarafından gasp edildiği iddiasını sürdürüyor. 

Üstelik Cumhuriyetçi Parti seçmeninin dörtte üçü son başkanlık seçimlerini aslında Trump'ın kazandığına inanıyor.

Yani Trump gidiyor olsa da arkasında tehlikeli bir ideolojik miras bırakıyor.  

Trumpizm milliyetçilik, din ve ırk ekseninde, üç sütunda yükselen ve kendine milyonlarca taraftar bulan bir akım artık. 

Peki bu tür bir ideolojiyle savaşmak teknoloji şirketlerinin görevi mi?

Bugüne kadar nefret, yalan ve kışkırtma paylaşımlarında pek de başarı gösteremeyen teknoloji şirketlerinin yasal sorumlulukları nerede başlıyor?

Trump’ı kalıcı olarak susturmak komplo teorilerinin gazıyla ‘gerçek demokrasiyi sağlamak’ için Kongre’yi basan grupların kusurlu inançlarını daha da pekiştiren bir adım değil mi?

İfade özgürlüğünün sınırlarına yasalar değil özel şirketlerin insiyatifi mi karar vermeli?

Şu bir gerçek; teknoloji şirketlerinin sosyal hayat, ticaret, siyaset alanlarında muazzam bir gücü var.

Bugün ‘liberal demokrasi’ adına bu adımı atan bu şirketler yarın kendi ‘çıkar ve kârları’ adına ne tür kararlar alacak?

Trump, Twitter ve Facebook gibi platformların kendisine düşman olduğunu her fırsatta dile getiriyor. 

Dijital oligarşinin kontrolsüz gücü daha da büyürse düşmanların niteliği ve değişken cephesi endişe verici boyutlara kayabilir. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları