Elçin Poyrazlar

Tarikat Yurtları

12 Ocak 2022 Çarşamba

Aralık ayında Antalya'nın Kepez ilçesinde Antalya İlim ve Kültür Derneği’ne ait kaçak öğrenci yurdunun aşçısı Akdeniz Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü 1. sınıf öğrencisi Mehmet Sami Tuğrul’un başını satırla kesti. 

Katil Tuğrul’un başını göğsüne koyarak ‘Deccal’i vurdum’ diye bağırdı. 

Tuğrul’un babası cenaze sırasında ‘Bugün bizim Şeb-i Arusumuz, biz bunu düğün gecesi olarak düşünüyoruz’ dedi. 

Kasım ayında Erzurum’da Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı Palandöken ilçesinde bulunan Hacı Bahattin Evgi yatılı erkek Kuran kursunda 10-11 yaşlarındaki 7 çocuk cinsel istismara uğradı. 

Olayları ortaya çıkaran yerel gazeteci müftülüğe ulaşamadı, onu arayan ‘hatırlı’ kişiler “Aman bu olay duyulmasın, şehrin imajını düşün, bu tip kurumların imajını düşün, kötü olur” uyarısında bulundular. 

Dosyayla ilgili gizlilik kararı getirildi.

Temmuz ayında Muş’un Karşıyaka Mahallesi’ndeki yatılı Kuran kursunda 12 yaşındaki Mehmet Halil Yavuz isimli çocuk bir kemerle tuvalet kapısının koluna asılmış bir şekilde bulundu. 

Daha sonra hastanede hayatını kaybeden çocukla ilgili intihar ettiği iddiası ortaya atıldı. 

Çocuğun ailesi intiharı kabul etmediklerini söyledi ve babası "Aramadığım yetkili kalmadı. Savcılığa gidiyorum bilgi alamadım. Avukata gidiyorum dosya da gizlilik olduğu için bana bilgi verilmiyor. Dört aydır kan ağlıyoruz. Ölüm sebebini öğrenmek istiyorum. Artık yeter” dedi. 

Soruşturmayla ilgili gizlilik kararı getirildi. 

Bu hafta Elazığ Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi 2. Sınıf öğrencisi 20 yaşındaki Enes Kara kaldığı tarikat yurdunda yaşadığı baskılara dayanamayarak intihar etti. 

Kara, ölümünden önce çektiği videosunda “Bulunduğum cemaat yurdunda namaz kılma ve cemaatin dersine katılmak zorunlu, verdikleri kitapları okumak zorunlu, kendim müslüman değilim, ailem bilmiyor, buradan ayrılmak istediğimi söylediğimde hayır cevabını aldım” dedi. 

Kara’nın babası “Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Biz kimseden şikayetçi değiliz” diye konuştu…

Bunlar son aylarda tarikat yurtlarından ve Kuran kurslarından gelen baskı, istismar, intihar, cinayet olaylarında buzdağının görünen kısmı. 

Halihazırda tarikat, cemaat, kurs yapısı altında binlerce çocuk ve genç büyük tehditler ve tehlikelerle karşı karşıya. 

İntihara sürüklenen, istismar edilen, şüpheli biçimde ölü bulunan  çocuklarla ilgili dosyalara gizlilik kararı getiriliyor ve dini çevrelerin ‘imajının’ korunması için gerekli mekanizmalar çalıştırılıyor. 

Şeffaflıktan uzak, denetimden kaçan, mali kaynakları şaibeli, çocukları ve gençleri kendi ideolojik ve dini görüşleri, sapkın arzuları için kullanan bu yapılar ülkenin birincil tehdididir. 

Tarikatlar ve cemaatler sadece dini ve ahlaki doktrinlerin öğretildiği yerler değil. 

Bunu Fethullah Gülen yapılanmasında açıkça gördük. 

Bu yapılar kendi siyasi emelleri için küçük yaştaki çocukların ve yoksul gençlerin beyinlerini yıkamayı ve biat kültürünü her aşamada pekiştirmeyi hesaplar. 

Tarikatlar varlıklarını güçlendirebilmek, mutlak iktidara ulaşmak için devletin ekonomik, siyasi ve güvenlik aygıtlarındaki kilit noktalarda daimi yer almayı hedefler. 

Bunun için soru sormayan, emirlerini derhal yerine getiren, itirazsız müritlere ihtiyaç duyar. 

Devletin içinin boşaltıldığı yerde tarikatlar sinsi, karanlık paralel bir iktidar mekanizmasına dönüşür. 

Ülkenin en acil, en ciddi güvenlik tehdidi budur. 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları