Elçin Poyrazlar

Gerileme Raporu

14 Ekim 2022 Cuma

Türkiye'nin Avrupa Birliği hayali ne zaman söndü?

İktidar AB’ye yakınlaşma bahanesiyle tüm yapıyı temelinden yıkarken mi yoksa Brüksel Türkiye’yi sadece yörüngesinde tutma kararı verdiğinde mi?

Gelinen noktada Türkiye AB üyeliğine adaymış gibi, AB de müzakereler sürüyormuş gibi yapıyor. 

Türkiye, AB için savunma, göçmenler, Rusya ve diğer dış konular açısından yabancılaştırılmaması gereken bir ülke.

Ancak onlara göre kulübün bir parçası değil ve yakın gelecekte de olmayacak. 

AB'nin Türkiye ilerleme raporlarını okumayı sürdüren bir avuç insandan biri olarak kısacık bir zaman diliminde bir devletin pusulasının bu denli şaşmasını nasıl karşılamalı? 

AB’nin 2022 Türkiye raporu görünen köyün kılavuzluğuna soyunmuş gibi. 

Tek cümleyle raporu özetleyecek olursak Türkiye demokrasi, insan hakları, eşitlik, yargı bağımsızlığı ve ekonomi alanlarında ciddi bir gerileme yaşıyor. 

Rapora göre başkanlık sisteminde eksiklikler devam ediyor ve meclis hükümetin hesap verilebilirliğini sağlayamıyor.

Yasama, yürütme ve yargı arasında etkin kuvvetler ayrılığı yok ve yetkiler Cumhurbaşkanlığında merkezileşiyor.

Yargı terörle bağlantılı olduğu iddia edilen suçlarla ilgili olarak, meclisteki muhalefet partilerin üyelerini sistematik olarak hedef almaya devam ediyor. 

İktidar, muhalefetin yerel belediye başkanları üstünde idari ve adli soruşturmalarla baskı kuruyor.

Özellikle Güneydoğu’da zorla görevden alınan belediye başkanları ve kayyumların olması yerel demokrasiyi engelliyor.

Ülkede sivil toplum kuruluşları artan baskıyla ifade, örgütlenme ve toplanma haklarından mahrum bırakılıyor. 

Asker, polis ve istihbarat servislerinin hesap verebilirliği çok sınırlı kalıyor, güvenlik kurumları üzerindeki parlamenter denetimin güçlendirilmesi gerekiyor.

2016’dan bu yana yargı bağımsızlığı konusunda ciddi bir gerileme yaşanıyor. 

Yargı bağımsızlığı sistemsel olarak eksik ve hakim ve savcılar üstünde usule aykırı baskı kuruluyor. 

Özellikle Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala davalarında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanmasının reddedilmesi hukukun üstünlüğü ve temel haklara saygı konusundaki eksiklere işaret ediyor. 

Gazeteciler, insan hakları savunucuları, avukatlar, yazarlar, muhalif politikacılar, öğrenciler, sanatçılar ve sosyal medya kullanıcılarına karşı açılan ceza davaları ve mahkumiyetler sürüyor bu çevrelere adli ve idari yollarla baskı artıyor, ifade özgürlüğünün kullanılması baltalanıyor. 

Barışçıl gösteriler yasaklanırken güvenlik güçleri orantısız güç kullanıyor. 

Azınlıklar, özellikle LGBTİ+’lar gibi en dezavantajlı gruplara yönelik toplumsal cinsiyete dayalı şiddet, ayrımcılık ve nefret söylemi çok ciddi bir endişe konusu. 

Ülkenin gevşek para politikası ve politika güvenirliğindeki eksiklik lirayı zayıflatıyor, resmi enflasyonu en yüksek seviyesi olan yüzde 80’in üstüne çıkartıyor. 

Merkez Bankası halen ciddi bir baskı altında ve işlevsel bağımsızlığının yeniden tesis edilmesi gerekiyor. 

Türkiye'nin tek taraflı dış politikası, özellikle Suriye ve Irak'taki askeri eylemleri ve AB'nin Rusya'ya yönelik kısıtlayıcı tedbirlerine uyum sağlamaması nedeniyle, Ortak Güvenlik ve Dış Politikası kapsamındaki AB öncelikleriyle çelişmeye devam ediyor.

Özetle Türkiye adayım dediği AB'nin demokrasi, temel hak ve özgürlükler, siyasi ve ekonomik kriterlerine teğet bile geçmiyor.  

*Raporu İngilizce okumak için:

https://www.ab.gov.tr/siteimages/birimler/kpb/trkiye_report_2022.pdf



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları