Elçin Poyrazlar

Gericiye ne diyelim?

08 Şubat 2022 Salı

HDP İstanbul Milletvekili Oya Ersoy AKP’yi gericilikle itham ettiği konuşmasının ardından ‘İslam düşmanı’ olarak ilan edildi.

Ersoy meclisteki konuşmasında "Size neden gerici diyoruz biliyor musunuz? Çünkü sizler 500 yıl geride kalmış Osmanlı'yı, 1500 yıl geride kalmış din esaslı toplum düzenini yeniden hortlatmaya çalışıyorsunuz. Biz kadınlar özgür olabileceğimizi öğrendik ve ne 500 yıl ne de 1500 yıl öncesine gitmeye niyetimiz yok. Götüremezsiniz" ifadelerini kullanmıştı. 

Ersoy hem kendi partisi içinden hem de AKP tarafından, kullandığı gericilik tanımı nedeniyle saldırılara maruz kaldı. 

Özetle bir kadın, dine dayalı bir siyasi sisteme karşı olduğu, mevcut haklarını ve eşitlik ilkesini savunduğu için gündemde. 

Siyasi çevreler ise oy kaygısıyla bir kez daha dini ve manevi hassasiyetleri hukuki ilkelerin önüne geçirerek pozisyonlarını belirlemiş oldular. 

Türkiye Anayasası’nda ‘laiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının, devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı’ ifadesi yer alır. 

Anayasa’nın Cumhuriyet’in niteliklerini açıklayan ikinci maddesinde ise Türkiye Cumhuriyeti’nin ‘demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti’ olduğu yazar.

Anayasa’daki laiklik ilkesinin, din üstünden siyasi sermaye devşirmek isteyenleri nicedir öfkelendirdiği yeni bir bilgi değil. 

Ancak laikliği savunanları ve anayasanın esas ilkelerine atıf yapanları ‘din karşıtı’ olarak damgalamak aşırıcı, psikolojik bir hücumun işareti.

‘Halkın yüzde 90’ı Müslüman o zaman dini temelli siyasi ve toplumsal bir düzen getirilmeli’ demenin artık suç teşkil etmemesi gibi… 

Yargıtay’ın adli yılının Diyanet İşleri Başkanı’nın duasıyla açılması gibi… 

En tepeden yapılan siyasi açıklamalarda hukuki ilkelerin değil Allah’ın ve dini referansların öne çıkarılması gibi… 

Kadın-erkek eşitliğinin fıtratlarına aykırı olduğunun her fırsatta altının çizilmesi gibi… 

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin garantisi olan İstanbul Sözleşmesi’nin ‘kutsal aile yapısı, manevi ve dini değerlere aykırı’ olduğu iddiasıyla bir gecede silinip atılması gibi. 

Her türlü ideolojiden, dogmadan ve siyasetten bağımsız olması gereken Merkez Bankası’nın Nas suresine göre faiz kararı belirleyeceğinin açıklanması gibi…

Ülkede laiklik fiili olarak adım adım silinirken bu temel ilkeyi her ne cepheden olursa olsun savunanların ateş altında kalması gibi…

Laiklik, yalnızca din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması değildir. 

Laiklik, inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eşit yurttaşlık hakkı ve dini dogmalardan bağımsız çağdaş, uygar bir toplumsal yapının garantisidir. 

Laiklik, devletin akıl ve bilimle yönetilmesiyle ilerici medeniyetler arasında yer alma hedefini taşır. 

Laik toplumlarda din adamlarının ve belli bir zümrenin değil, hukukun üstünlüğü esastır. 

Laiklik, kadın-erkek eşitliğinin, kadınların medeni yasalardan doğan haklarının korunması için hayatidir. 

Laiklik, bireylerin temel insan haklarını, çoğunluğun baskın fikirlerine, inançlarına ve zorbalığına karşı korur. 

Ve insanlığın yüzyıllar içinde kazandığı eşitlik, özgürlük ve adalet gibi evrensel haklarının sürdürülmesi için temel teşkil eder.  

O halde siz söyleyin…

Tüm bu değerlere mutlak iktidar hırsı için karşı çıkanlara ne diyelim?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları