Elçin Poyrazlar

Dinbaz hassasiyeti

19 Ocak 2022 Çarşamba

‘Hassas’ dönemlerden geçiyoruz. 

Kabilelerin tüküre tüküre hassasiyetlerini bilediği, sivri ucunu düşmanın böğrüne geçirmek için fırsat kolladığı zamanlar. 

Beş yıldır ortada olan bir şarkının sözlerinden bir anda nem kaparak, din, iman, manevi değerler, kutsallar ve gelenekler üstünden ideolojik savaşa girişenlerin düzeni. 

Sezen Aksu’nun ‘Şahane Bir Şey Yaşamak’ isimli şarkısında geçen Adem ile Havva’yı, oradan tüm insanlığı, oradan da tüm evrenin gururunu sahiplenip kakafoni çıkaranların çağı. 

Dindar geçinip dini kendi siyasetlerine ve suçlarına oyuncak edenlerin dönemi… 

Laik bir ülkede, bir sanatçının şarkısı dini değerlere hakaret, tahrik ve aşağılama suçuyla itham edilemez. 

Laik bir ülkede, inançlıların hassasiyetleri kadar inançsızların da hassasiyetleri geçerlidir. 

Laik bir ülkenin ceza yasalarını, gündemin acil gerçeklerini bulandırmak için harekete geçirilen dalkavuklar ordusunun talepleri şekillendiremez. 

Laik bir ülkede ifade ve fikir özgürlüğü, eleştiri ve inanmama hakkı sabittir…

Kişilerin değerleri ve vazgeçilemez gördükleri şeyler onların medeniyet düzeyini belirler.  

Güya manevi değerler üstünden, kendilerine kibir ve makam devşiren dinbazlar, tarikat yurtlarında çaresizlikten canına kıyan gençler için aşırı hassasiyetlerinin binde birini harcamazlar. 

‘Din bizim, iman bizim’ diye sokaklara dökülen gruplar, boşanan kadınlara nafaka verilmesini engellemek için lobicilik yapar. 

İstanbul Sözleşmesi gibi kadına, çocuğa, LGBTİ+ ’lara şiddeti önleyecek bir anlaşmayı ‘eşcinselliği özendiriyor’ bahanesiyle aforoz ederler. 

Erkeklerin binlerce kadını öldürmesi ‘fıtratlarına münasip’ görünür, vakıf yurtlarında tecavüz edilen çocuklar için ‘bir kereden bir şey olmaz’ derler. 

Her gün artan elektrik, gaz, su, gıda ve diğer temel ihtiyaçlardaki zamlar konusunda hassasiyetlerinden milim kıpırdamazlar.

Bir hastanede gebe bir hemşirenin karnına vurarak dövenleri protesto etmek, sağlık çalışanlarının yanında durmak için sokaklara da dökülmezler. 

Diyanetin milyonlarca liralık araçlarla gezen, 16 milyar liralık bütçeye hakim, makam sahibi din adamları, sanatçılara ‘ahlaklı ve ilkeli’ olmaları için en tepeden parmak sallar. 

Hatta şarkıyla galeyana gelen bir imam, laik bir ülkede açık bir suç işleyerek ‘Biz o makamı geri istiyoruz arkadaş. İslam adına istiyoruz' şeklinde hilafet çağrısında bulunur. 

Ülkede dini, manevi, kutsal ve erkek hassasiyetlerin alanı hızla ve ezici bir güçle yayılıyor.

Hedef, tüm kitleleri ve farklılıkları tek bir dogmada eritmek.  

Dinbaz siyaset, hür fikri, hür vicdanı, hür iradeyi yok etmek için çıt diye kırılan hassasiyetleri provokasyon olarak ısıtıp öne sürüyor. 

O halde bize düşen şöyle anlatmak;

O makamı asla geri alamayacaksınız arkadaş. 

Laiklik adına biz varız!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları