Elçin Poyrazlar

Biz, Onlar ve Kanal İstanbul

17 Ocak 2020 Cuma

Onlar: ‘Kanal İstanbul’u yapacağız.’

Biz: ‘Kamuoyuna 2011’de Çılgın Proje olarak lanse ettiğiniz Kanal İstanbul’un ekonomik, çevresel, sosyal ve siyasi sakıncaları var. Bunların iyi değerlendirilmesi gerekiyor. Uzmanlar bu projenin İstanbul’un su kaynaklarını yok edeceğini, kuzey ormanlarını, meraları, tarım alanlarını tehlikeye atacağını, üç aktif fay hattının geçtiği bu bölgede nüfus ve yapılaşma baskısı sonucu afet riskini oluşturacağı uyarısında bulunuyorlar. Üstelik projenin anayasanın çevreyi geliştirme ve çevre sağlığını korumaya yönelik 56. maddesine de aykırı olduğu belirtiliyor. Tüm bu görüşleri dikkate alacak mısınız?’ 

Onlar: ‘Kanal İstanbul’u yapacağız.’

Biz: ‘Kanal İstanbul’dan daha acil Libya meselesi var. Libya’ya asker gönderme kararı oldukça hızlı ve kamuoyunda pek de tartışılmasına fırsat verilmeden alındı. Türkiye’nin bölgedeki çıkarları ve alacağı riskler derinlemesine değerlendirilmeli. Suriye iç savaşının ülkeye etkileri malum. Türkiye Libya’da bir çatışmanın içine çekilme riskiyle karşı karşıya. Türk ordusunun Libya’da ‘eğitim ve danışma’ görev tanımıyla konuşlanacağı belirtiliyor. Ancak olası bir askeri krizde Türkiye çatışmaya doğrudan dahil olacak mı? Türk askerlerinin oradaki görev tanımı tam olarak nedir? Türkiye’nin gerçekte bir Libya stratejisi var mı? Yoksa Ortadoğu politikamızın bozuk pusulasıyla mı ilerliyoruz?’

Onlar: ‘Kanal İstanbul’u yapacağız.’ 

Biz: ‘Kanal İstanbul’un finansman kaynakları, maliyeti ve getirisi konusunda tatmin edici yanıtlar verilmiyor. Ülkenin içinde bulunduğu ekonomik kriz ortamı başta yoksul kesim olmak üzere her tabakayı etkiliyor. Üniversiteli gençler, işsizler, geçim derdi yaşayan ailelerin intihara yönelmesi toplumsal bir krize işaret ediyor. Kanal İstanbul’u konuşmadan önce ekonomik krizden en çok etkilenen kesimlerin desteklenmesi konusunda somut ve acil politikalar geliştirilmeli ve derhal uygulanmalıdır. Hükümetin bu yönde kapsamlı bir çalışması var mı?’

Onlar: ‘Kanal İstanbul’u yapacağız.’ 

Biz: ‘Ülkede giderek artan kadın cinayetleri doğrudan siyasetin konusudur. Bir cinsiyetin böylesi aleni kıyımına yönelik önlemlerin alınması, yasaların güçlendirilmesi, kolluk kuvvetlerinin eğitilmesi gerekmektedir. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre 2019 yılında 474 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Kadınlara yönelik yerli dizi, film ve medyadaki ayrımcı ve aşağılayıcı dil, şiddetin özendirilmesi, kadının geleneksel rollere sıkıştırılması bir tesadüf değil, kasıtlı yaklaşımların sonucudur. Türkiye hükümeti, sınırları içindeki kadınların haklarını korumak, fırsat eşitliği sağlamak ve kadın cinayetlerini durdurmak için ne tür planlar geliştiriyor?’

Onlar: ‘Kanal İstanbul’u yapacağız.’ 

Biz: Türkiye’nin en acil sorunlarından biri de beyin göçü. Eğitimi ve yetişmesi için servet ve yıllar harcanan pek çok öğrenci, bilim insanı, doktor, mühendis, akademisyen, sanatçı kendilerine bir gelecek göremeyerek yabancı ülkelere göçüyor. Diğer ülkelerin kolaylıkla vize verdiği bu başarılı ve yetenekli kişilerin gitmesi orta ve kısa vadede ülkenin en değerli kaynaklarından yoksun kalacağı anlamına geliyor. İnsan hakları, ifade özgürlüğü, fırsat eşitliği, sosyal güvenceler, liyakat kültürü ve işleyen bir demokrasinin yoksunluğu ne ekonomik ne de siyasi hedeflere ulaşılmasına yol açar. Hükümetin Türkiye ve vatandaşlarıyla ilgili somut vizyonu tam olarak nedir?’ 

Onlar: ‘Tek hedefimiz ve vizyonumuz Kanal İstanbul’u isteseniz de istemeseniz de yapmaktır!’  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları