Elçin Poyrazlar

Bir felsefeniz var mı?

09 Ocak 2020 Perşembe


“Felsefe gibi boş işlerle uğraşacak vaktim yok” diyenlerin çoğunlukta olduğunu tahmin ediyorum. Felsefe soyut, güne uyarlanamayan, kafa karıştıran, üniversite eğitiminden sonra iş bulmaya yaramayan, marjinal bir alan olarak görülür genellikle. 

Oysa biraz daha yakından bakınca felsefenin farklı dallarının insanları tanımak için oldukça elverişli bir araç olduğunu fark edebilirsiniz. Hayat felsefesi üstünden insanları tanıma kılavuzu yazılacak olsaydı, nasıl olurdu? 

BİZİM ZAMANIMIZDA...

Varoluşçular: Bu gruptakiler insanın özünü kendi yarattığına inanır. İnsan seçimleriyle kendi insanlığını inşa etmelidir. Sorumluluk bizzat ve en önce insanın kendisindedir. Varoluşçular için özgürlük ve eylem çok önemlidir. 

Rakı masalarında size mesleğinizle, eğitiminizle ya da sürdürdüğünüz bir projeyle ilgili soruları soran, eleştiri getiren genellikle bu gruptan çıkar. “Kaderini eline al, gelişmek için çok çalışmak lazım, korkak değil kahraman ol” gibi motivasyon konuşmaları yapmayı severler. Kendilerine ne yaptığının sorulmasından hoşlanmazlar. Bir yerlerde yazıhaneleri ya da dükkânları vardır. Fransa’dan, gençken başaramadıkları devrimden, felsefi ve siyasi akımlardan, “bizim zamanımız çok farklıydı” anekdotlarından beslenirler. 

Marksistler: Sınıflar arası savaşım teorisini ortaya atan, bunun sonucunda eşitlik ve özgürlüğe, yani komünizme ulaşılacağını ileri süren öğretiye inanan Marksistlerin hemen hepsi bugün parlak plazalarda üst düzey yönetici olarak çalışmaktadır. 

Marks’tan öğrendikleri kapitalizm teorisi sayesinde piyasada kendi çıkarına uygun fırsatları değerlendirmeyi, işçileri sömürmeyi, kârı en hızlı biçimde artırmayı iyi bilirler. Fırsatlar eşitliğinde en eşit onlardır ve iktidarın dalgasına göre dümen kırmayı çok iyi becerirler. Geçmişe özlem duyan kimi duygusal kapitalist-Marksistler, içki masalarında ruhlarını sattıklarını kabul bile edebilirler. 

Fatalistler (Kaderciler): Bu gruptakiler önceden belirlenmiş bir yazgıdan ötürü bireyin özgür olmadığına inanır ve sorumluluk bilincinden sıyrılır. Her şeyin doğaüstü bir güç tarafından belirlendiğini düşündükleri için insan ne kadar uğraşırsa uğraşsın sonuç değişmez. 

En kolay hayatı yaşayan fatalistlerde biat oldukça gelişmiştir. Bir üst otoriteye sorumluluğu yüklediklerinden ne vicdan azabı çekerler ne de açıklama yaparlar. Bu gruba özellikle politikacılar girer. 

İhmallerinde “Alın yazısı, fıtratımızda bu var, Allah’ın dediğine karşı gelinmez” türünden sloganlarla hesap vermekten kurtulurlar. Fatalist nüfusu genişletmek en büyük hedeflerinden biridir.

ŞAŞAAYA DÜŞKÜNLÜK

Hedonistler: Hazcılık felsefesine inanan bu gruba göre yaşamın amacı haz olmalıdır. Haz veren her şey iyi, acı veren her şey kötüdür. İnsanın her davranışının nedeni mutlu olma isteğidir. 

İktidarların çevresinde konumlanan bu gruptakiler için sadece vur patlasın çal oynasın ruh hali yeterli değildir. Bu ruh halinin gösterişe dönüşmesi esastır. Örneğin bebek mevlidinde yeni doğan çocuğa tek taş pırlanta takılmalı, tarihi saraylarda şaşaalı kutlamalar yapılmalı, servet harcanırken bunu milyonların gözüne sokmak gereklidir. Başkalarının acıları, ölümleri ve yoksullukları hedonistleri çok kızdırır. Onların felsefelerine göre acıdan kaçınmalı, bilgeliğe ancak hazla ulaşılmalıdır. Hedonistler haz getirmediği için eleştiriye asla açık değildir. Böyle durumlarda fatalistlere katılabilirler. 

ÇOĞU FARK ETMEZ

Nihilistler: Tüm dini ve ahlaki ilkeleri reddeden ve hayatın anlamsız olduğuna inanan Nihilistlere (Yokçular) baskıcı rejimlerde sıklıkla rastlanır. Sisteme, siyasete, adalete inancını yitirmiş bu grup, düşünmekten ve eylemden vazgeçmiştir.

Fatalistler ve hedonistlerin yönettiği topraklarda dışlanmış, araçsız ve çaresiz bırakılmış, hatta sürgün edilmiştir. Ne kadar eğitimliyse o kadar nihilist gruplara konma olasılığı artar. İçi geçmiş varoluşçular ve azgın Marksistlerin geride bıraktığı enkazda kendine yaşam alanı açmanın çabaya değmeyeceğini düşünür. Nihilistlerin çoğu nihilist olduğunun farkına varmaz. Bu nedenle nihilizm döngüsünden kurtulamaz.




Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları