Dikmen Gürün

Ve günümüze seslenen oyunlar

30 Haziran 2020 Salı

Tüm dünya gibi Türkiye de koronavirüs ile mücadele ediyor. Ama salt koronavirüs mü mücadelemizin merkezi? Yasaklar, şiddet, işsizlik, adaletsizlik, hukuksuzluk… Öncesinde de iç içe yaşadığımız bu gerçekler günümüzde daha hızlı tırmanıyor. Bulandırıyor zihinleri… Sağlam bir toplumsal düzenin temelleri olan eğitimden ekonomiye, hukuka uzanan yapıların geliştirilmediği toplumlarda bu süreçleri yaşamak kaçınılmaz oluyor. Eğitim sisteminin çöküşü, cehaletin tepe yapması, iletişim kopukluğu, uyumsuzluk, sevgisizlik, saygısızlık... Her alanda ve her anlamda yaşanan kırılmalar, parçalanmalar. Bir de son günlerde hak-hukuk-adalet nosyonlarını hepten sıfırlayan olaylarla yüzleşiyoruz. Baro başkanlarına uygulanan şiddet, tutuklanan gazeteciler, tutukluluk süreleri ısrarla uzatılan insanlar, Cumhuriyet’e verilen cezalar… Sadece birkaç örnek… İşte bu durumlar, bu yaşananlar bana insan haklarını, adalet mekanizmasını irdeleyen oyunları düşündürüyor. O kadar çok ki zihinlere özgür düşünce tohumlarını eken oyunlar… Tiyatro böyle bir şey işte. Ben de bu yazımda iki oyuna selam etmek istedim gerilere giderek, ileriye bakarak. 

‘Fikir suçlusu yoktur’

David Rintels’in yazdığı “Savunma için Clarence Darrow” 1983’te Kenter Tiyatrosu’nda Müşfik Kenter’den izlediğim unutulmaz bir oyundu.  Rintels, Irving Stone’un 1941’de yazdığı aynı adlı kitabından yola çıkarak kaleme almış. Yapıtı böylesine önemli kılan sadece sağlam içeriği değil, Müşfik Kenter’in güçlü yorumuydu. Sıklıkla anarım… Clarence Darrow, işçi haklarının önde gelen savunucularından biri olarak isim yapmış bir savunma avukatıdır. Dolayısıyla, oyun işçi hareketlerinden kaynaklanan davalar üzerine odaklanır. Demiryolları sendikası başkanı, madenciler sendikası başkanı, demir işçileri sendikası başkanı aleyhine büyük sermaye tarafından açılan akıl almaz davalar ve güçlü savunmalar.  Hepsinde de emekçinin yanında yer alır Clarence  Darrow. “Fikir suçlusu yoktur” der. İnsanın düşüncelerinden ötürü cezalandırılmasına karşıdır... Bilindiği gibi, Darrow ile köktendinci avukat W. Jenning Bryan arasındaki “Maymun Davası” da, ayrı bir oyun ve film konusudur. Mahkeme, Tennessee’de bir okulun biyoloji hocası John Scopes’un Darwin’in Evrim Teorisi’ni öğrencileriyle paylaşması çevresinde döner. Zafer yine Darrow’undur. Tutucu bir Amerikan kasabasında dün yaşanmış bu olayın bugüne de, hele de bize söyleyecek çok sözü olduğu kesin.   

‘Sivas 93’ 

İki gün sonra 2 Temmuz 2020! Nasıl unutabiliriz bundan 27 yıl önce, 2 Temmuz 1993’te Sivas’ta yaşananları? Genco Erkal’ın 2007 yılında yazıp yönettiği belgesel oyun “Sivas 93” bir Dostlar Tiyatrosu yapımı. İçinde yaşadığımız toplumun tarihiyle, belleğiyle ciddi bir hesaplaşma. O gün, köktendincilerin, yobazların Sivas’ta Madımak Oteli’nde başlattıkları şiddetin nasıl bir histeriye, vahşete dönüştüğünü adım adım inşa ediyor Genco Erkal bu oyunda. Pir Sultan Abdal Şenlikleri nedeniyle gittikleri Sivas’ta gözü dönmüş yobazlar tarafından “yak, yak, yak” çığlıkları arasında öldürülür 33 aydın insan ve 2 otel görevlisi. Belleksiz bir toplumuz ama üstünden bunca yıl geçmiş olmasına karşın asla üstünün bir sis perdesiyle örtülmemesi gereken bir olay bu. Genco Erkal’ın tamamen belgelere dayanan metni, Fazıl Say’ın müzikleri, Nurdan Arca’nın yine belgelerden hazırladığı filmi, o temmuz günü ve akşamında yaşananları bir tokat gibi çarpıyor suratlarımıza. Dışarıda, otel çevresinde  kümelenmiş gözü dönmüş cahil insanlar, din adına, iman adına saldırıyorlar... İçerde, sıkışıp kalmış olanlar ise pırıl pırıl gençler, tiyatrocular, dansçılar, kalem ustaları, saz ustaları, şairler... “Neden” diye sormadan edemiyorum. Neden, bu olayın hesabı sorulmadı Ankara’dan başlayarak Sivas’a uzanan zincirin halkalarına tek tek? Adaletsizliğin, hukuksuzluğun, din istismarının işaretleriydi yaşananlar. Susuldu. Ankara’dan Sivas’a susuldu!  Oyunda Aziz Nesin, Ataol Behramoğlu, Behçet Aysan, Metin Altıok, Nâzım Hikmet, Uğur Kaynar dizeleri insanın içinde kopan fırtınaları, acıyı, burukluğu daha da pekiştiriyor… Evet, “Hiç bir şey eyleme geçen cehalet kadar korkutucu olamaz!” İzleyin “Sivas 93”ü  YouTube’dan bir kez daha 2 Temmuz’da… 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Cumhuriyetin yüzü 29 Ekim 2024

Günün Köşe Yazıları