Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Yurtdışında Türk Olmak

14 Ekim 2012 Pazar
\n

\n

Frankfurt Kitap Fuarının sokaklarında yürümekten yorgun düşmüş, bir bankta dinlenirken, yanımda oturan adamın elimdeki gazeteden Türk olduğumu anlayıp Neler oluyor Türkiyedediye sorması tepemi attırmıştı. Nasıl neler oluyor? diye terslendim sonradan Avusturyalı olduğunu öğrendiğim adama. Tepkime bir anlam verememişti. O uçağı sormak istedim diye geveledi, hani o indirdiğiniz uçak”? İlkin, Ben uçak falan indirmedimdiye bir kez daha terslenecektim, vazgeçtim. Sesimi yumuşatıp Ben hükümetin elçisi değilim dedim, indirdiklerine göre bir bildikleri vardır”... Adam gülümsedi, fakat sinir bozucu bir gülümsemeydi bu. Ama haklıydı da, onun yerinde olsam herhalde ben de gülümserdim.\n

\n

Öyle ya koskoca Türkiyenin iki savaş jeti kalkıyor, hava sularımızda seyretmekte olan bir Suriye yolcu uçağını, uluslararası hava hukukuna aykırı malzemetaşıdığı gerekçesiyle Ankaraya inişe zorluyor. Yolcular saatlerce bekletiliyor, ambarındaki yükler didik didik ediliyor, bir bölümüne el konulduktan sonra uçağın gitmesine izin veriliyor. Kuşkulu yükler Rusyada üretilmiş; Ruslar, Aralarında hava hukukuna aykırı düşen herhangi bir nesne yok! diyor. Bize göre ise var! İyi de ne var? Bu açıklanmıyor. \n

\n

Böyle bakıldığında Avusturyalı yayınevi sahibi haklı; merak ediyor. Çünkü Suriye, Rusya, İran derken, iki pat pat, üç drannn drannn, savaş çıkması demek; orada bir savaş çıkma olasılığı ise küresel bir korkuya neden oluyor. Silah tacirlerinin, çelik endüstrisinin, savaş sanayisi üreticilerinin dışında hiç kimse savaş istemiyor.\n

\n

*** \n

\n

Öbür yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğanın, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlunun dili insanları ürkütüyor. Ortak kanı, bu dilin barış dili olmadığı yönünde. Türkiyenin Suriyeye yönelik siyasal stratejisini Hamas, Katar ve Suudi Arabistandan başka savunan kimse kalmamış. ABD bile bu stratejiden geri duruyor, Türkiyeye açık el vermiyor; NATO da keza. \n

\n

Dünya, Suriyedeki Esad rejiminin kanlı yaptırımlarını onaylamıyor, ama aynı zamanda da muhalif güçlere, Özgür Suriye Ordusunakuşkuyla bakıyor. Suriyeli Nusayriler, Hıristiyanlar, ticaret burjuvazisinin Sünni kesimi rejimle bağlarını koparmamışlar, koparacağa da benzemiyorlar. Muhalif güçler içinde radikal İslamcılar, İslamcı terör örgütleri, çeşitli ülkelerden devşirilmiş silahlı militanlar cirit atıyor. Bu görüntü, Esad muhaliflerine karşı güvensizliği artırıyor. \n

\n

Dünya, Suriyedeki iç savaş muhalifler lehine sonuçlandığında bunun Müslüman Kardeşler iktidarı anlamına geleceğini görüyor. Müslüman Kardeşlerin ise evrensel ölçütlerde bir demokrasinin yanından bile geçmeyeceği/geçemeyeceği yaşanmış deneyimlerle biliniyor. Dolayısıyla aklı başında hiçbir ülke gelecekteki bir Müslüman Kardeşler iktidarı için elini taşın altına koymak istemiyor.\n

\n

Türkiye ise artık yeni Osmanlıcılık düşleri mi, yoksa aculluk mu dersiniz, kendini bir batağa atmış debeleniyor, debelendikçe de biraz daha batıyor.\n

\n

*** \n

\n

Doğrusu bir Türk olarak eski günleri arıyor insan. Yalnızca burada, Frankfurtta değil, Avrupanın dört bir yanında insanlar Türkiyenin demokratikleşme yönünde attığı adımlardan, Avrupa uluslar ailesinin bir üyesi olmak için gösterdiği çabalardan övgüyle söz ederlerdi. \n

\n

Konu ekonomiden açıldığında Türkiyenin ekonomik istikrarına, büyüme hızına gıptayla bakarlardı. \n

\n

Artık Türkiye denince insanların aklına bunlar değil, zindanlara tıkılan gençler, haklarında bir hükme varılmadan yıllarca cezaevlerinde tutulan milletvekilleri, gazeteciler, yazarlar, bilim insanları geliyor. Sahte delillere dayanılarak yaşamlarından uzun yıllarının çalınmasına hükmedilmiş generaller, amiraller, subaylar geliyor. \n

\n

Evet, bir zamanlar yurtdışında Türk olmak kolaydı; şimdi ise zor.\n

\n

Hem de çok zor!

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları