Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Cumhuriyet Halk Partisi: Yeniden (2)

13 Temmuz 2018 Cuma

CHP’nin Türkiye genelindeki kemikleşmiş oy oranının yüzde 25 olduğunu söylüyoruz. Bu oranla parti her genel seçimden doğal olarak “yenik” çıkıyor. Her yenilgiden sonra da parti içinden yönetime istifa çağrıları yükseliyor.
Yönetim değişikliği bu yenilgi sorununa bir çözüm olabilir mi?
Konuyu tartışmaya açmak için Avrupa ülkelerinden örnekler vermek istiyorum.
Bilindiği gibi dünyanın en köklü partilerinden biri ilk kongresini 1869 yılında yapmış olan Almanya Sosyal Demokrat Partisi’dir (SPD). Partinin 2017 genel seçimlerindeki oy oranı yüzde 20.5’tir. Bu oran SPD’nin 1972 yılındaki oy oranının (yüzde 45.8) yarısından azdır.
Sosyal demokrasinin en güçlü olduğu ülkelerden biri olan İsveç’te Sosyal Demokrat İşçi Partisi’nin son genel seçimlerdeki oy oranı yüzde 31.01’dir.
İtalya’da Sosyalist Parti yıllar önce kapanmış, 1970’li yıllarda yüzde 40’lara yakın oy alan İtalyan Komünist Partisi’nin bu yıl yapılan seçimlerde ulaştığı oy oranı yüzde 0.33’tür.
Fransa’da uzun yıllar iktidar olmuş Sosyalist Parti’nin 2017 yılında yapılan seçimlerdeki oy oranı yüzde 7.44’tür. Parti bu seçimlerde 2012 seçimlerine göre oylarının yüzde 21.91’ini yitirmiştir.
İspanya’da 2016’da yapılan seçimlerde Sosyalist İşçi Partisi’nin eriştiği oy oranı yüzde 22.63’tür.
Bu çerçeveyi Portekiz ve Yunanistan ile genişletebiliriz fakat genel eğilim değişmeyecektir.

***

Avrupa genelinde tüm komünist, sosyalist ve sosyal demokrat partiler 1980’lerde esmeye başlayan neoliberal rüzgârların etkisiyle güç yitirmeye başlamışlardır.
Bu partilerin ortak yanlışı kendi temel ilkelerinden ödün vererek rakiplerine benzemeye, bir başka deyişle “sağ’ı sağdan geçmeye” çalışmak olmuştur. Bu eğilimin en belirgin örneğini 1998- 2005 yılları arasında Federal Almanya’da Şansölye (Başbakan) olarak görev yapan Gerhard Schröder’de gördük. Bu dönemden sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi kendini toparlayamadı, oy oranı yüzde 20’lere kadar düştü.
Oysa Avrupa’da emekçi sınıflarının sermaye ile çelişkileri hiç değişmemişti. Emek-sermaye arasındaki çelişki bugün de temel çelişkidir ve komünist, sosyalist, sosyal demokrat partilerin başat görevleri bu çelişkiyi emekçi sınıfların lehine çözmek, çözümü yolunda öneriler üretmektir.
Cumhuriyet Halk Partisi de bu yanlışa düşmüştür. “Sağ’ı sağdan aşmaya” çabalayarak sürekli oy yitirmeye, yüzde 25 dolaylarında kalmayı “başarı” saymaya başlamıştır.
Bu ülkede yüzde 25 oy oranıyla iktidar olmak olanaksızdır. CHP bu gerçeğin bilincinde olarak kendini değiştirmelidir.
Bu kafayla başta Kemal Kılıçdaroğlu ya da bir başkası olmuş, fark etmeyecektir.
Belirleyici olan kişinin değil, kafanın değiştirilmesidir.
Eğer bir “olağanüstü kurultay” talep ediliyorsa bu kurultayın amacı yeni bir yönetim seçmek değil, yerel seçimler yönünde gerçekçi bir eylem programını hayata geçirmek olmalıdır.
Konu üzerinde duracağız.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları