Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
"Ver Lefter'e, Yaz Deftere!"
Balıkçılık yaparak on iki nüfuslu ailesini geçindirmek zorunda olan bir babanın oğluydu Lefter Küçükandonyadis. 22 Aralık 1925 günü Büyükada’da dünyaya gelmişti. İlkokul ile birlikte top peşinde koşmaya başlamıştı; bu nedenle anne babasının gözünde “haylaz”, “yaramaz” bir çocuktu. Başarıyı okulda, derslerinde değil, arsalarda oynadığı maçlarda attığı çalımlarda, gollerde arıyordu. Zor bela geçtiği ortaokul sıralarındayken mahalleden ağabeyleri onu Büyükada Futbol Kulübü’ne götürdüler. Çok geçmeden Taksim Spor Kulübü talip oldu bu acar delikanlıya.
\n1941 yılıydı, II. Dünya Savaşı başlayalı iki yıl olmuş, gençler için askerlik süresi dört yıla çıkmıştı. 1943 yılında, Taksim’de adını ilk duyurmaya başladığı sırada askere çağrıldı. Görev yeri Diyarbakır’dı. Ne yapıp edip futbol oynamanın yollarını buldu. Anlatılır: Diyarbakır karması Mersin karması ile maç yapmaya giderken, o da “tebdili kıyafet” ile Diyarbakır karmasına katılmış, Mersin’e gitmişti. Ne var ki maçta 25 metreden attığı muhteşem gol sonucu foyası ortaya çıkmış, Diyarbakır karması “hükmen yenik” sayılmıştı.
\nAskerlik dönüşü Fenerbahçe Spor Kulübü’nden teklif aldığında 23, 3 Haziran 1964 günü Beşiktaş’la oynanan ve 1-1 biten jübile maçıyla futbol hayatına veda ettiğinde 39 yaşındaydı.
\n***
\nBiz hangi takımın ateşli bir yandaşı olursak olalım, insanların birbirlerine saygı gösterdiği, rakiplerinin başarılarını alkışladığı, renk farkı gözetmeksizin her iyi futbolcuya hayranlık duyduğu futbolsever bir kuşaktandık. İnönü/Mithat Paşa Stadyumu’nun kapalı tribününü GS, FB, BJK yandaşları yan yana paylaşırdık. Galatasaraylılar deniz tarafında, Fenerbahçeliler ortada, Beşiktaşlılar ise Gazhane tarafında otururlardı. Her takımın bir “idol” futbolcusu vardı; Metin Oktay Galatasaray’ın, Recep Adanır Beşiktaş’ın, Lefter Küçükandonyadis de Fenerbahçe’nin “süperi” idi. Onlar birbirlerine saygı duyan arkadaşlardı. Biz, ateşli yandaşlar da…
\nLefter, hem kıvrak futbolu, golleri, zekâsı hem de insanlığı ile tüm futbolseverlerin sevdiği, saygı duyduğu bir kişilikti.
\nUlusal Takım’a ilk kez 1948 yılında, 23 Nisan günü Atina’da Yunanistan ile oynanacak maç için çağrılmıştı. Atina’ya giderken etrafını çeviren gazeteciler, “Maçın sonucu ne olur” diye sorduklarında “3-1 kazanırız!” yanıtını vermişti. Bununla da kalmamış, “Golleri Fikret, Şükrü ve ben atacağım” diye eklemişti. 90 dakika bittiği zaman skor gerçekten de 3-1’di. Golleri ise Fikret Kırcan, Şükrü Gülesin ve o atmıştı! Maç boyunca Rum olması nedeniyle Yunanlardan yediği küfürler, onu durdurmak isteyen rakiplerinin savurduğu tekmeler onu yıldırmamıştı.
\nLefter, Ulusal Takım’da 50 kez oynadı, 12 kez kaptanlık bandını taktı, 32 de gol attı. Boynuna “Altın Madalya” takılan ilk futbolcudur. Liglerde ve kupalarda 832 gol atmıştır. O yıllarda liglerin çok daha az sayıda takımla oynandığı düşünülecek olursa, bu, kırılması çok zor olan bir rekordur.
\nBir başka futbol idolü olan Can Bartu onu anlatırken, “Tek başına bir takımdı. İyi oynadığı zaman hiçbir rakip onu durduramazdı. Topu istediği yere atardı. Frikikleri, penaltıları engellenemezdi. Rakiple dalga geçerdi” diyor ve ekliyor: “Türkiye’nin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu hiç tereddütsüz Lefter’dir.”
\n***
\nFutbolun “ordinaryüs”ü olan Lefter, bir yıl İtalya’nın Fiorentina takımında, bir yıl da Fransa’nın Nice takımında top koşturmuştur.
\nBir anı: Yıl 1952. Avrupa Kupası maçlarından birinde F.C. Nice ile Yugoslavya’nın Kızılyıldız takımı karşılaşıyor. Kızılyıldız’ın kalesinde 1950’li yılların efsane kalecisi Beara var. Lefter müthiş bir vole ile takımına bir gol kazandırıyor. Ve hiç olmadık bir şey oluyor. Beara, Lefter’e doğru koşmaya başlıyor, Lefter şaşkın, biraz da korku içinde bekliyor; Beara, Lefter’in yanına gelip onu kucaklıyor, on binlerce seyircinin alkışları arasında alnından öpüyor. Böyle bir övgü dünyada kaç golcüye nasip olmuştur?
\nBir Galatasaraylı olarak başta Fenerbahçeliler olmak üzere tüm futbolseverlere başsağlığı diliyorum, benim kuşağıma futbolun onca güzelliğini sunarken, aynı zamanda da spor nedir, spor ahlakı nedir öğreten Lefter Küçükandonyadis’in anısı önünde saygıyla eğiliyorum.
\nToprağı bol olsun, rahat uyusun.
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Ölüm nedeni belli oldu
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'İsrail'e petrol sevkıyatı' gerilimi!