Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Usanmak

13 Ağustos 2014 Çarşamba

Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonuçlandı, Recep Tayyip Erdoğan yüzde 51.8’lik oy oranıyla devletin en yüce katına yerleşti. Vatana, millete hayırlı olsun!
Ben, kendisini “sosyal demokrat” olarak tanımlayan siyasal partilerde cumhurbaşkanı adayının parti üyelerinin tümünün katılacağı doğrudan demokratik eğilim yoklamasıyla belirlenmesinin en doğru yöntem olduğu inancındayım. Genel Merkez, sözgelimi, beş aday belirler, bu adayları tüm parti üyelerinin tercihine sunar ve alınacak sonuca göre adayı saptar. Ne var ki bu yöntem CHP için bir hayaldir, büyük olasılıkla yarın da bir hayal olarak kalacaktır.
Doğal ki CHP cumhurbaşkanı adayı olarak kendi içinden birini gösterebilirdi. Fakat bu kez bu aday her kim olacak idiyse ya Baykalcıların ya ulusalcıların ya da her ikisinin birden tepkisiyle karşılaşacaktı.

***

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bir olasılıkla bu nedenle MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile el ele vererek belirledikleri “çatı adayı” Ekmeleddin İhsanoğlu’nu kamuoyuna sundu. Bu bir oldubittiydi. Geri dönüş yoktu. Birçokları gibi “Aman, Erdoğan seçilmesin de kim seçilirse seçilsin” düşüncesiyle bu satırların yazarı da İhsanoğlu’nu destekledi. Burada söz konusu olan İhsanoğlu’nun saygın kişiliği değildir! Ama mütedeyyinmuhafazakâr kişilikteki bu aday, olağan koşullarda destekleyebileceğim bir aday olmaktan çok uzaktı. Ancak o saatten sonra adayı eleştirmenin, aleyhinde yazmanın Erdoğan’a yarar sağlamaktan öteye bir anlamı yoktu. Ayrıca 6.8.2014 tarihli “Benim Cumhurbaşkanı Adayım” başlıklı yazımda nasıl bir cumhurbaşkanının tercihim olacağını belirtmiştim.
Bugün pişman mıyım? Evet! Pişmanlığımın nedeni İhsanoğlu’nu desteklemiş olmam değil, uzun yıllardır onca seçimde “Belki bu kez” diyerek her seferinde CHP’ye destek verdiğimden kaynaklanıyor. Bir kez daha gördüm ki birçok CHP’linin dünya umurunda değil. Onlar deniz kıyılarında, sere serpe şezlonglarında keyif çatarlarken, ben ter döküyorum.
Yeter artık!

***

Açık söyleyeyim, bundan böyle CHP ne demiş, ne yapıyor, hangi klik hangi kliğe sataşacak, örgüt kaç parçaya bölünmüş, uzun boylu ilgi alanımda olmayacak. Başka bir deyişle kendimden, siyasal-ideolojik inançlarımdan ödün vermeksizin konuşup yazacağım.
1996’dan beri Cumhuriyet’te yazıyorum; ideolojik görüşümün Marx-Engels çizgisinden gelen sosyalizm olduğunu defalarca belirttim bu köşede. Doğal ki Komünist Manifesto’dan bu yana geçen 166 yılda birçok şey gibi Marksizmi doğuran koşullar da değişti. Fakat emek ile sermaye arasındaki çelişki Marksist ideolojiyi yaratıp geliştiren temel gerçek olarak kaldı. 71 yaşındayım, 19’umdan bu yana, yani 52 yıldır bu çelişkinin mutlaka emekten yana çözülmesi gerektiği inancımı korudum. Bugün geriye dönüp baktığımda, CHP gibi sözünde sosyal demokrat, özünde bürokratküçük burjuva bir partiye zaman zaman destek vermiş olmamın ideolojik inancımdan bir sapma olduğunu düşünüyor, kendimi kınıyorum.
Bundan böyle temel siyasal-ideolojik inançlarıma en yakın siyasal partiye destek vereceğim.
CHP usandırdı beni!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları