Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Umutlar Boşa Çıkmasın

06 Ocak 2013 Pazar

Ahmet Türk ve Ayla Akat Ata’nın İmralı’da Abdullah Öcalan ile görüşmesinin ardından toplumun geniş kesimlerine bir umut havası egemen oldu. Otuz yıldır süren, kırk bin cana mal olmuş bir savaşın sona erme olasılığının uzak ufukta da olsa beliriyor olmasının bizimki gibi ölüm acıları çekmiş bir toplumda umut doğurması doğaldır.

Hükümet yetkililerinin anlatımlarından Milli İstihbarat Teşkilatı’nın uzunca bir süredir İmralı’da görüşmeler yaptığını, bu görüşmelerde umulan hedefin PKK’ye silah bıraktırmak olduğunu anlıyoruz. Dileriz bu hedefe er ya da geç varılır. Ne var ki bir devletin kendisine silah doğrultmuş, kendisiyle savaşa girmiş bir güce silah bıraktırması uzun görüşmeleri gerektiren ve mutlaka çeşitli uzlaşmaları da içeren bir süreçtir. Toplumda sürecin bu yanına ilişkin itirazları olan çevreler, gruplar, kuruluşlar, siyasal partiler de vardır. Bunlar olası uzlaşma konularından yola çıkarak sürecin tümüne karşı seslerini yükselteceklerdir, yükseltmektedirler.
Bu da anlaşılabilir bir durumdur, çünkü Türk toplumu Osmanlı’nın Balkan ve Kafkasya bozgunlarından sonra yeni bir devlete, Türkiye Cumhuriyeti’ne dönüşürken milliyetçi damarlardan beslenerek ayakta kalmıştır. Bu açıdan bakıldığında bu toplumun hemen her bireyinde, her kuruluşunda, her siyasal partisinde milliyetçi damar varlığını bir biçimde korumuştur.
Milliyetçiler, Kürt sorunu gibi etnik farklılıklar temelinde ortaya çıkmış bir sorun çerçevesinde yapılanmış, devlete karşı silahlı bir savaşım başlatmış bir örgütle salt varılacak olası uzlaşmaları değil, onunla yapılacak görüşmeleri de büyük bir ödün olarak değerlendireceklerdir. Dolayısıyla PKK’nin silah bırakımı hedefi yolunda işletilecek süreçte öne çıkacak önemli engellerden biri de başta Milliyetçi Hareket Partisi olmak üzere irili ufaklı milliyetçi muhalefet olacaktır.
Cumhuriyet Halk Partisi, bünyesinde ve seçmen tabanında azımsanmayacak ölçüde milliyetçi unsur barındırmasına karşın, önce parti sözcüsü
Haluk Koç’un yaptığı “Önyargılı değiliz”, daha sonra da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun yaptığı “AKP’ye yeni kredi açıyoruz; sorunu çözün!” açıklamasıyla soruna ilişkin olumlu bir tutum içinde olduğunu göstermiştir.
İspanya’da ETA, İrlanda’da IRA, Kolombiya’da FARC örgütleriyle yapılan silah bırakımı ve barış görüşmelerinde de bu ülkelerin hükümetleri benzer yol ve yöntemler izlemişler, kendilerine en büyük destek ana muhalefet partilerinden gelmiştir. AKP iktidarı bu konu çerçevesinde CHP’nin
“saydamlık” talebini mutlaka ciddiye almalı ve yerine getirmelidir.
Suriye’de, Irak’ta, İran’da gelişmelerin ne olacağının bilinmediği bir ortamda Türkiye’nin kalıcı bir barışa gereksinimi vardır. Türk ya da Kürt olsun herkes yıllardır çekilen acılara son verilmesini, ülkenin huzur bulmasını, umutlarının boşa çıkmamasını istemektedir.
Yol uzundur, engebelidir, fakat istenirse hedefe ulaşmak olanaksız değildir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları