Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Umut Etmek

14 Kasım 2011 Pazartesi
\n

Şu sıralar en fazla kullandığımız sözcüklerden biri de umut. Bir yabancı bizi gözlemlese sanırım şaşırır. Biliyorsunuz geçen hafta ulusal futbol takımımız bağışlanması olanaksız, çok kötü bir oyun çıkartarak Hırvatlara 3-0 yenildi. Ama hâlâ köşelerinde, umudumuz rövanş maçına kaldı diye yazan spor yazarları var.

\n

Umutlarını yitirmemişler, İstanbulda bize üç gol atan Hırvatları yarın akşam Zagrepte 4-0 yenip Avrupa Şampiyonası vizesi alabileceğimizi düşünüyorlar. Oysa futboldan az buçuk anlayan herkes bu takımın, bu oyunla ve bu teknik direktörle Hırvatları kendi seyircileri önünde yenemeyeceğimizi biliyor. O spor yazarları köşelerinde umut tacirliği yapacaklarına, mucize beklediklerini yazsalar bir itirazımız olmayacak.

\n

***

\n

Umudun kaynağı bilgidir. Bilgilenme ise emek ister; okumak, incelemek, araştırmak, düşünmek. Emek harcamadan, bilgi sahibi olmadan umut etmek insanı kaçınılmaz olarak düş kırıklığına götürür. Bu, hayatın her alanı için geçerlidir.

\n

Sözgelimi barış umudu. Barışı umut etmek için önce savaşın nedenlerini incelemek, bilmek gerekmez mi? Bu nedenler ortadan kaldırılmadan barışa ilişkin umut beslemek hayalcilik değil midir?

\n

Ya da demokrasi umudu. Günümüz Türkiyesi’nin siyasal koşullarında evrensel anlamda bir demokrasiyi hayata geçirmek olası mıdır? Büyük çoğunluk yeni bir anayasanın bu yolda atılacak en önemli adım olduğu görüşündedir. Yeni anayasa, Türkiye Büyük Millet Meclisinde yer alan partilerin milletvekilleri tarafından madde madde onaylanacaktır.

\n

Ben, bu milletvekillerinin ezici çoğunluğunun evrensel demokrasiyi içselleştirdiğini düşünemiyorum. Çünkü insanın demokrasiyi içselleştirebilmesi için demokrasinin ne olduğunu bilmesi, demokrasiye gereksinim duyması, demokrasinin vazgeçilmezliğinin bilincinde olması gerekir. Bu milletvekilleri ise siyaseti lider sultasının egemen olduğu yapılanmalarda öğrenmiş, itiraz kültüründen yoksun, demokrasi deneyimleri olmayan, dolayısıyla demokrasiye gereksinim duymayan insanlardır.

\n

Çok partili rejime geçildiği 1946 yılından bu yana topluma demokrasi diye çoğulcu parlamenter sistem gösterilmiş, parlamenter çoğunluk tabulaştırılmıştır. Oysa demokrasi özünde azınlığın haklarını çoğunluğa karşı güvence altına alan, kişi hak ve özgürlükleri temeline dayanan bir rejimdir.

\n

Evrensel demokrasilerde yazarlar, gazeteciler, yayıncılar, bilim insanları sudan nedenlerle tutuklanmazlar; bir mahkûmiyet kararı olmaksızın aylarca, yıllarca demir parmaklıklar arkasında çürütülmezler.

\n

Evrensel demokrasilerde sendikalar, parlamento dışı siyasal partiler, muhalif sivil toplum örgütleri ve meslek odaları iktidarlar tarafından düşman bellenmezler.

\n

Evrensel demokrasilerde yüzde 10luk seçim barajı yoktur.

\n

Bizde ise bunların hepsi vardır. Bunlar varken, TBMM çoğunluğu kılını kıpırdatmamaktadır.

\n

Bu ülkede yıllardır insan hakları çiğnenirken, Parasız eğitim istiyoruz! diye pankart açan çocuklar 16 ay boyunca özgürlüklerinden yoksun bırakılırken, sesini çıkartmayan bu TBMM çoğunluğu mu demokratikleşmeye ivme kazandıracak yeni bir anayasa hazırlayacaktır?

\n

Demokrasiye inanmayan insanların demokratik bir anayasa hazırlamaları olası mıdır?

\n

***

\n

Bu TBMM çoğunluğunun demokratik bir anayasa hazırlayacağını umut etmek, ulusal futbol takımımızın yarın akşam Hırvatları dört gol farkla yenip İstanbula zaferle döneceğini beklemek kadar hayalciliktir.

\n

Demokrasi bu ülkede toplumumuz yattığı derin uykudan uyanıp silkinene kadar ne yazık ki bir hayal olarak kalacaktır.

\n

Ya mucize?

\n

Futbolda belki.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları