Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Türkiye Kanıyor (08.08.2012)

08 Ağustos 2012 Çarşamba
\n

Güneydoğuda on beş gündür bir savaş sürüyor; Gotan Dağına mevzilenmiş PKK güçlerine TSK uçakları her gün tonlarca bomba yağdırıyor. Bu sürede kaç can yitirdik, bilmiyoruz. Kamuoyu önceleri düşük yoğunluklu diye nitelenen, giderek şiddetli bir savaşa dönüşen bu çatışmaları, sanki başka, uzak bir ülkedeymişçesine artık merak etmekten de, izlemekten de vazgeçmiş. Endişe verici bir kanıksama da olsa haklı bir yanı var. 15 Ağustos 1984 akşamı PKKnin Eruh ve Şemdinliye yaptığı baskından bu yana 28 yıl geçti, fakat terörün önü alınamadı; alınamama nedeni ise bu üç sözcüklü tümce içinde saklıdır.

\n

***

\n

Türkiye İşçi Partisi, 16 Eylül 1967de Diyarbakır, 24 Eylülde Silvan, 1 Ekimde Siverek, 8 Ekimde Batman, 15 Ekimde de Ttuncelide düzenlediği mitinglerle ülkemizde Kürt Sorunu diye bir sorunun varlığını tüm boyutlarıyla ortaya koymuştu. 23 Mayıs 1971de kurulan Devrimci Doğu Kültür Ocakları da (DDKO) bu doğrultuda yararlı çalışmalar yaptı. Ne var ki o tarihlerden bu yana hiçbir iktidar, dolayısıyla devlet bu soruna gerçekçi bir bakışla yaklaşmadı, çözüm üretmedi. Karşılıklı kız alıp verdik, yüzyıllardır kardeşlik gibi feodal dönemden kalma, çağdışı safsatalarla yetinildi. Oysa feodal ilişkiler çözüldükçe, geçmişte pek bir anlam içermeyen dil sorunu, kimlik sorunu gibi farklı bir etnisiteye ait olmaktan doğan yeni sorunlar ortaya çıkıyordu. Devletin bu sorunları anlamazdan gelmesi, bu sorunların çözümü doğrultusunda istekler ileri sürenlerin üzerine baskı ve şiddetle gitmesi terör olgusunun birincil nedeniydi.

\n

Şiddet, şiddeti doğurdu. 12 Eylül 1980 darbesi sonrası binlerce Kürt genci Diyarbakır Cezaevinde en ağır işkencelerden geçirildi. Çok sayıda Kürt aydını öldürüldü; bölgedeki faili meçhul cinayetlerin sayısı 17 bine dayandı. Devlet sorunun temeline inmiyor/inmek istemiyor, sorunu hâlâ salt bir terör sorunuolarak görüyordu. Böyle değerlendirilen sorunun çözüm yöntemi de doğal olarak şiddete dayalı güvenlik siyasetiydi. Bu siyaset, sonunun çıkmaz olduğu biline biline tüm iktidarlar tarafından uygulandı. Bu siyaseti tek yöntem bağnazlığıyla uygulayan iktidarlar son 28 yılda yitirilen yaklaşık 45 bin candan sorumludurlar.

\n

***

\n

AKP ise Kürt dili üzerindeki yasakların kalkması, TRTde Kürtçe yayınların başlaması gibi adımların atıldığı demokratikleşme sürecinde bir kilometre taşı olduğu söylenenKürt Açılımı adını verdiği proje çerçevesinde 2009 yılının ekim ayında Kandil Dağından 8, Mahmur Kampından ise 26 PKKli ya da PKK yandaşının Türkiyeye girişine izin verdi.

\n

Ne var ki bir yandan BDPnin basiretsizliği, bir yandan TSKnin tepkisi, öbür yandan da bir bölüm medyanın olumsuz yayınları nedeniyle bu proje daha başında açmaza girdi. PKKnin de istediği buydu; hükümet demokratikleşmede geri adım atarak yeniden güvenlik siyasetine döndü. Ölüm sayısı hızla yükselmeye başladı.

\n

Güvenlik siyasetini çözüm olarak gören anlayış AKP içinde baskın güç olan siyasal İslamın yanı sıra milliyetçiliğin de gelişmesine yol açtı; AKP, özellikle Kürt sorununa ilişkin olarak MHP ile yarışmaya başladı. Milliyetçi-muhafazakâr nitelikteki bir AKPnin bugün geldiği noktada Kürt sorununa ilişkin kalıcı çözümler üretmesi oldukça zor, hatta olanaksız görünüyor. Böyle önemli, can alıcı bir sorun iç politika malzemesi olarak kullanılmamalıdır. AKP ise bunu yapıyor; Güneydoğu siyasetini İslami değerleri öne çıkararak o bölgelerde BDPden seçmen çalmak, Türkiye genelinde ise MHP ile milliyetçilik kulvarında yarışmak temeline oturtuyor. BDPyi de, kendisine el uzatan CHPyi de dışlamak için elinden geleni yapıyor.

\n

Türkiye ise kanıyor, sürekli kan yitiriyor.

\n

Oysa Kürt sorunu çözülemez bir sorun değildir. Benzer sorunlar İspanyada da (Basklar), İngilterede de (Kuzey İrlanda), İtalyada da (Güney Tiroller) çözülmüştür. Eğer Kürt sorunu gerçekten çözülmek, özlenen barışa bir an önce kavuşmak isteniyorsa Türkiyede de soruna o ülkelerde olduğu gibi demokratik, adil”, eşitlikçi bir anlayışla yaklaşmak gerekiyor.

\n

Çözüm geciktikçe bundan kazançlı çıkan PKK oluyor. Yoksa örgütün bugüne kadar izlediği vur kaç stratejisinden vur kalstratejisine geçecek gücü nereden bulduğunu nasıl anlayabiliriz?

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları