Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Trakya 1934 ya daTarihle Yüzleşirken
1930’lu yıllarda başta İtalya ve Almanya olmak üzere Avrupa’da hızla esmeye başlayan ırkçı-faşist rüzgârlardan Türkiye’nin de payını aldığını biliyoruz.
\n14 Haziran 1934 günü Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen 2510 sayılı İskân Kanunu bile tek başına bir örnek olarak kabul edilebilir. Bu kanun, “tek dille konuşan, bir düşünen, aynı hissi taşıyan bir memleket (yaratmak amacıyla)” ülkenin “Türk kültürlü nüfusunun yoğunlaşması istenen mıntıkalara”, “Türk kültürünü temsili istenilen nüfusun nakil ve iskânına ayrılan mıntıkalara” ve “yer, sıhhat, iktisat, kültür, siyaset, askerlik ve inzibat sebepleri ile boşaltılması istenilen, iskân ve ikamete ayrılan” mıntıkalara göre yeniden yapılanmasını öngörmekteydi.
\nDaha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu için hazırlanmış bu yasa “fiili olarak” önce Trakya Yahudileri aleyhine kullanılmaya başlandı.
\n***
\nO yıllara, Trakya’ya dönelim. Nihal Atsız, Edirne Erkek Lisesi’nde edebiyat öğretmeni (11.09-28.12.1933) idi. O tarihlerde Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) ile birlikte Çanakkale’ye bir gezi yapmıştı. Bu geziden edindiği izlenimleri, MTTB’nin yayın organı Birlik’te şöyle anlatıyordu: “Şehirde ne kadar çok Yahudi, ne kadar çok Çingene, ne kadar da Rum bozuntusu var!” Hezeyanlarını, “Türk bünyesini mikroptan temizleyecek en güzel tedavi usulü: Katliam!’dır” diyecek kadar ileri götürmesi üzerine öğretmenlikten alındı.
\nBir süre sonra İbrahim Tali Öngören bölgeye “Trakya Umum Müfettişi” olarak atandı. Öncesinde Trakya’da bir inceleme gezisi yapmış, 90 sayfalık bir rapor hazırlayarak bunu CHP yönetimine ve hükümete sunmuştu. Bir bölümünü okuyalım: “Trakya (Yahudi)si göze batacak kadar ahlâkî fesat ve karaktersizlik içindedir. Muzırdır. Son asırda diğer muhtelif kanlarla mütemadi ihtilât neticesinde zahirî bir ıstıfaya uğrayarak Yahudiliğin bünyevî esas karakterini tamamen denecek derecede kaybetmesine rağmen (Yahudiliğin) yılışık hilekâr, zamirini gizler, kuvveti daima alkışlar, altına tapar, yurt sevgisini kovar karakterini olduğu gibi muhafaza etmiş ve hatta bu sahada beşeriyete ıstırap verecek kadar zararlı bir şekilde yeni inkişaflara da mazhar olmuştur.(...) Yahudi terbiyesinde şeref ve haysiyetin yeri yoktur. Trakya (Yahudi)si harplerin Türk unsuru üzerinde yaptığı tahripkâr tesirleri üzerinde yükselmiş, zenginleşmiş ve kuvvet bulmuştur...”
\nBu arada Nihal Atsız, Orhun dergisini yayımlamaya başlamıştı. O da aynı düzeyde yazılar kaleme alıyordu. Derginin 1934 yılında çıkan 7. sayısındaki bir paragrafa göz atalım: “Yahudi denilen mahlûku dünyada Yahudi’den ve sütü bozuklardan başka hiç kimse sevmez. Çünkü insanlık daima kuvvete, kahramanlığa ve iyiliğe tapındığı halde Yahudi zilletin, korkaklığın, kötülüğün ve seciyesizliğin örneği olmuştur. (…) Onlara yapılacak ihtar şudur: Hadlerini bilsinler. Sonra biz kızarsak Almanlar gibi Yahudileri imha etmekle kalmaz, daha ileri giderek onları korkuturuz. Malum ya ataların sözüne göre Yahudi’yi öldürmektense korkutmak yektir.”
\nÖngören partiyi ve hükümeti kışkırtırken, Atsız da halkı kışkırtıyordu.
\n***
\nBeklenen/istenen oldu. Yahudi cemaatinin önde gelen üyelerine ölüm tehditleri içeren mektuplar gelmeye ve halkı Yahudi tüccarları boykot etmeye davet eden bildiriler dağıtıldı.
\nİlk olaylar 21 Haziran 1934 günü Çanakkale’de başladı. Çanakkale’de Yahudilere yapılan ekonomik boykotun dozu kaçınca fiziki saldırılara dönüştü. Yağma, dayak, ırza geçme, imzasız tehdit mektupları gönderme olayları oldu. Kırklareli’nin valisi bu sırada tatildeydi ve Çanakkale’de olanların aynısı bu şehirde de oldu. Kırklareli’nden kaçan Yahudilerin bir kısmı Edirne’ye varınca olayın ciddiyetini anlayan Edirneli Yahudiler de mallarını mülklerini bırakıp İstanbul’a kaçtılar. Edirne, Tekirdağ, Kırklareli, Çanakkale, Uzunköprü, Silivri, Babaeski, Lüleburgaz, Çorlu ve Lapseki’de olayların aynı gün içinde başlamasından, bu işin birkaç çapulcunun işi olmadığı anlaşılıyordu.
\nBu olaylardan sonra Trakya’daki Yahudi nüfusu azaldı, çoğunluğu İstanbul’a ve bir kısmı da yurtdışına göçtü. Kesin rakam belli olmamakla birlikte Trakya’dan ayrılan Yahudilerin sayısının 13.000 ile 15.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir.
\nMadem tarihimizle yüzleşiyoruz, kendi “kristal gecelerimizi” de unutmayalım istedim.
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Soylu'dan 'Özür dileriz' çıkışı
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- Ölüm nedeni belli oldu
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- AKP döneminde ne kadar harcanmıştı?
- İşte AKP'li belediyelerin 'etkinlik' harcamaları!
- AKP ve CHP döneminin harcama raporu!
- MEB’ten skandal karar: Müdüre üstün başarı ödülü!
- 'İsrail'e petrol sevkıyatı' gerilimi!