Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Savaş ve Yalan
Savaş kapımızda. Yarın ya da öbür gün komşumuz Suriye’nin tepesine uçaklar bomba yağdırmaya başlayacak. Bölgedeki BAAS rejimleriyle yıldızı hiç barışmamış olan ABD ve yakın müttefiklerinin askeri merkezlerinde en ince ayrıntılarına kadar lojistik planlar gözden geçiriliyor.
Bilindiği gibi günümüzde savaşlar Birleşmiş Milletler tarafından bazı temellere ve kurallara dayandırılmıştır. Geçmişte yapılan savaşların aksine günümüzdeki savaşlarda “ilke”, özellikle sivillerin öldürülmesini engellemek, ülke ya da kitleleri yok etmektense onları güçsüz bırakmaktır. Ne var ki Irak örneğinde görüldüğü gibi bu ilke ABD tarafından göz ardı edilmekte, bu tür “müdahale” savaşları yüz binlerce masum sivilin canına mal olmaktadır.
Öte yandan Irak’ta olduğu gibi Suriye’ye yönelik müdahalede de Birleşmiş Milletler’in aldığı bir karar yoktur. Bu durum, Suriye’ye askeri müdahale sabırsızlığı içindeki Başbakan Erdoğan’ın diline “Nerede bu Birleşmiş Milletler?” türü müdahaleyi meşrulaştırma amaçlı aşağılama olarak yansımaktadır.
Gerçekleştirileceğine kesin gözle bakılan askeri müdahalenin gerekçesi 1.000’den fazla sivilin can kaybına yol açan kimyasal silah kullanımıdır. Bu tür silahların kullanılması -kullanan kim olursa olsun- bir insanlık suçudur. Mutlaka engellenmeli, suçlular uluslararası yargı önünde hesap vermelidir.
Suriye’de bu ölümcül gazların kimin tarafından kullanıldığı bugüne kadar belirsizdir. Devlet güçleri, “Tam iç savaştaki güçler dengesini lehimize döndürdüğümüz bir aşamada kimyasal silah kullanıp dünyayı karşımıza alacak kadar ahmak değiliz” diyerek suçlamaları reddetmektedir. Aynı ret içinde El Nusra’dan çok sayıda insanlık dışı suçun faili olan El Kaide’ye kadar çok sayıda karanlık gücün cirit attığı isyancı cepheden de gelmiştir.
Suriye’deki iç savaş kirli tarafların savaştıkça daha da kirlendikleri bir çatışmadır. Taraflar kolayca yalan söylemektedirler, dolayısıyla güvenilecek hiçbir yanları yoktur. Fakat Şam’da kimyasal silah kullanıldığı bir gerçektir.
Bu silah her isteyenin bakkaldan satın alıp kullanacağı bir meta değildir. Edinilmesi birtakım koşulların yerine getirilmesine bağlıdır. Suriye devletinin elinde bulunması da gerçektir. Suriye’ye bir an evvel müdahale etmek için can atan devletler de bu ölümcül silaha sahiptirler.
İnsanın aklına ister istemez bir müdahaleyi haklı kılmak amacıyla bu devletlerden birisi ajanları aracılığıyla kimyasal silah kullanmış olamaz mı sorusu geliyor. Emperyalist güçlerin ve bölgedeki hempalarının bu coğrafyada uzun yıllardır döndürdükleri dolaplar bilindiğine göre bu haklı bir soru değil midir?
Anımsayalım: Irak’a müdahale öncesinde ABD ve Büyük Britanya hükümetleri Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu ve bu silahların koalisyon ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini ileri sürmüşlerdi. Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Teftiş Komisyonu yetkilileri ise kimyasal silahların varlığı konusunda kanıtlarının olmadığını belirtmişlerdi. Irak kitle imha silahı programına 1991’de son vermişti. Buna rağmen terk edilmiş veya konulduğu yerin belirsiz olduğu kimyasal silah kalıntıları olacağı gerekçesiyle koalisyon kuvvetleri Irak’a harekât düzenlemiş, bir milyondan fazla insan can vermişti.
Savaşlar ezelden beri yalanlar üzerine bina edilir.
Akıldan çıkarmayalım.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
- Ege'nin Gündemi'nde bu hafta!
- Dubai çikolatasına rakip
- Balbay'dan çarpıcı Saray kulisi!
En Çok Okunan Haberler
- Bahçeli ile görüşmesini anlattı
- İhraç talebi ile disipline sevk iddiası!
- CHP'den 'İmamoğlu' çağrısı
- AKP'li başkandan 'torpil' savunması
- 2 çocuk vurulmuş halde ölü bulundu!
- İşte Enes Güran'ın kolundaki ısırık izinin fotoğrafı
- 'Erdoğan' zirvesi sonrası MHP'den bir paylaşım daha!
- 'Bundan 25 gün önce de...'
- Çok konuşulacak 'Kabine değişikliği' kulisi
- Biberonla tiner içirilen bebek öldü