Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Savaş ve Yalan

28 Ağustos 2013 Çarşamba

Savaş kapımızda. Yarın ya da öbür gün komşumuz Suriye’nin tepesine uçaklar bomba yağdırmaya başlayacak. Bölgedeki BAAS rejimleriyle yıldızı hiç barışmamış olan ABD ve yakın müttefiklerinin askeri merkezlerinde en ince ayrıntılarına kadar lojistik planlar gözden geçiriliyor.
Bilindiği gibi günümüzde savaşlar Birleşmiş Milletler tarafından bazı temellere ve kurallara dayandırılmıştır. Geçmişte yapılan savaşların aksine günümüzdeki savaşlarda
“ilke”, özellikle sivillerin öldürülmesini engellemek, ülke ya da kitleleri yok etmektense onları güçsüz bırakmaktır. Ne var ki Irak örneğinde görüldüğü gibi bu ilke ABD tarafından göz ardı edilmekte, bu tür “müdahale” savaşları yüz binlerce masum sivilin canına mal olmaktadır.
Öte yandan Irak’ta olduğu gibi Suriye’ye yönelik müdahalede de Birleşmiş Milletler’in aldığı bir karar yoktur. Bu durum, Suriye’ye askeri müdahale sabırsızlığı içindeki Başbakan
Erdoğan’ın diline “Nerede bu Birleşmiş Milletler?” türü müdahaleyi meşrulaştırma amaçlı aşağılama olarak yansımaktadır.

\n

***

\n

Gerçekleştirileceğine kesin gözle bakılan askeri müdahalenin gerekçesi 1.000’den fazla sivilin can kaybına yol açan kimyasal silah kullanımıdır. Bu tür silahların kullanılması -kullanan kim olursa olsun- bir insanlık suçudur. Mutlaka engellenmeli, suçlular uluslararası yargı önünde hesap vermelidir.
Suriye’de bu ölümcül gazların kimin tarafından kullanıldığı bugüne kadar belirsizdir. Devlet güçleri,
“Tam iç savaştaki güçler dengesini lehimize döndürdüğümüz bir aşamada kimyasal silah kullanıp dünyayı karşımıza alacak kadar ahmak değiliz” diyerek suçlamaları reddetmektedir. Aynı ret içinde El Nusra’dan çok sayıda insanlık dışı suçun faili olan El Kaide’ye kadar çok sayıda karanlık gücün cirit attığı isyancı cepheden de gelmiştir.
Suriye’deki iç savaş kirli tarafların savaştıkça daha da kirlendikleri bir çatışmadır. Taraflar kolayca yalan söylemektedirler, dolayısıyla güvenilecek hiçbir yanları yoktur. Fakat Şam’da kimyasal silah kullanıldığı bir gerçektir.
Bu silah her isteyenin bakkaldan satın alıp kullanacağı bir meta değildir. Edinilmesi birtakım koşulların yerine getirilmesine bağlıdır. Suriye devletinin elinde bulunması da gerçektir. Suriye’ye bir an evvel müdahale etmek için can atan devletler de bu ölümcül silaha sahiptirler.
İnsanın aklına ister istemez bir müdahaleyi haklı kılmak amacıyla bu devletlerden birisi ajanları aracılığıyla kimyasal silah kullanmış olamaz mı sorusu geliyor. Emperyalist güçlerin ve bölgedeki hempalarının bu coğrafyada uzun yıllardır döndürdükleri dolaplar bilindiğine göre bu haklı bir soru değil midir?

\n

***

\n

Anımsayalım: Irak’a müdahale öncesinde ABD ve Büyük Britanya hükümetleri Irak’ın kitle imha silahlarına sahip olduğu ve bu silahların koalisyon ülkeleri başta olmak üzere birçok ülkenin güvenliğini ciddi şekilde tehdit ettiğini ileri sürmüşlerdi. Birleşmiş Milletler Doğrulama ve Teftiş Komisyonu yetkilileri ise kimyasal silahların varlığı konusunda kanıtlarının olmadığını belirtmişlerdi. Irak kitle imha silahı programına 1991’de son vermişti. Buna rağmen terk edilmiş veya konulduğu yerin belirsiz olduğu kimyasal silah kalıntıları olacağı gerekçesiyle koalisyon kuvvetleri Irak’a harekât düzenlemiş, bir milyondan fazla insan can vermişti.
Savaşlar ezelden beri yalanlar üzerine bina edilir.
Akıldan çıkarmayalım.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları