Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Sait Faik'i Okumak

07 Ağustos 2011 Pazar
\n

\n

Oğlum patlak göz. Ben insanoğlu. Sen hayvanoğlu. Bundan milyonlarca sene evvel her ikimiz de kurttuk, solucandık, tek hücreli mahlûktuk. Ondan evvel boşlukta bir tozduk. Sonra bak işte bu hale geldik. Bundan sonra belki böyle kalırız. Belki değişiriz. Ama böyle kalmayalım. Siz de bedbahtsınız, biz de.

\n

Evlerde uyuyanlar, ipekler içinde uyuyanlar, kadın koynunda uyuyanlar, soba başında kıvrılmış bobiler de var. Lastikten kemikleri, topları var. Hanımları atar, koşup getirirler. Sabahları kapıcılar gezmeye çıkarırlar. İnsanlar var, sevdiklerini almışlar şu saatte koyunlarına, dalmışlar iki kişilik rüyalarına.

\n

Pekâlâ, ne yapalım?

\n

Ama sen Zeyrek yokuşunda kuyruksuz, tüysüz, uyuz, soğuktan titreyen bir sokak köpeği, ben Panconun arkadaşı, başka hiçbir şey değil, yağmura vurmuş, uykusuz, canı burnunda, yüreği Ağaççileği sokağında, kafası Bomonti tramvay durağından yüz metre uzakta kirli bir yastıkta bir adamcağızım.

\n

Ne yapalım?

\n

Günün birinde dostluklardan, insanlardan ve hayvanlardan ve ağaçlardan ve kuşlardan ve çimenlerden yapılmış vazife hissi ile çarpan yüreklerle dolu bir âlemde yaşayacağımızı düşünelim. Bir ahlakımız olacak ki hiçbir kitap daha yazmadı. Bir ahlakımız, bugün yaptıklarımıza, yapacaklarımıza, düşündüklerimize, düşüneceklerimize hayretler içinde bakan bir ahlakımız.

\n

O zaman seninle daha uzun dostluklar ederiz patlak göz. O zaman hiç merak etme. Dostum Panco da bana hak verecektir. Kilise ahlakından söz açmayacak. Dostluğun olağanüstü güzelliğini çocuklarına anlatacaktır.

\n

***

\n

Yukarıdaki alıntıyı Sait Faik Abasıyanıkın 1954 yılında kaleme aldığı, adı önce Yağmurlu Hikâye olan, fakat daha sonra yazar tarafından Öyle Bir Hikâye olarak değiştirilen öyküsünden aldım. (Alemdağda Var Bir Yılan, S. 14-15, YKY Yayınları, İstanbul 2003)

\n

Sait Faik benim çok sevdiğim, öykülerini defalarca okuduğum bir usta, aynı zamanda da büyük bir yazardır. Burada, İkisi aynı şey değil midir sorusu akla gelebilir. Kanımca değildir, çünkü edebiyatta ustalık edebiyatın kendine özgü ölçüleriyle değerlendirilir. Edebiyatçı söz konusu olduğunda büyüklük onun mesleğindeki ustalığının yanı sıra hayattaki duruşuyla ilgili bir durumdur.

\n

Dünyada da bu böyledir, örneğin Federico Garcia Lorca, Pablo Neruda ya da Fyodor Dostoyevski gibi.

\n

***

\n

Yukarıdaki görece kısa alıntıyı dikkatle incelediğimizde önemli mesajlar içerdiğini görürüz. İlk tümceler bize yazarın yaratılış teolojisine değil, Darvinin evrim kuramına inandığını, akıcı-aydınlanmacı bir düşünce yapısına sahip olduğunu gösterir. Sonraki tümcelerde yaptığı karşılaştırmalarda toplumdaki sınıfsal çelişkileri ortaya koyar.

\n

Tek başına bu alıntı bile Sait Faiki devrimci bir kişilik olarak tanımamıza yetiyor. Ne var ki yazar bu kimliğini ortaya koyarken, kesinlikle hamasete kaçmamış, öykünün edebi kurgusunu ve estetiği gibi dilinin yalınlığını da korumuştur.

\n

Bunu yaparken, okurlarını umutsuzluğa da düşürmüyor, tam tersine onlara çok daha farklı, çok daha iyi bir gelecek müjdeliyor.

\n

Dedim ya, Sait Faik edebi kişiliğiyle usta, insani kişiliğiyle büyük bir yazardır.

\n

Kitaplığımda okuduğum 12 yapıtı var, yaz sonuna kadar tümünü yeniden okumayı amaçlıyorum. Benim için yaz, deniz ve güneşin yanında okumak demektir.

\n

Güzel bir pazar geçirmeniz dileğiyle.

\n

\n



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları