Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ortalık Toz Duman (18.12.2013)

18 Aralık 2013 Çarşamba

Öyle günlerdeyiz ki karşılaştığımız olaylar karşısında elimiz, dilimiz tutuluyor, ne yazacağımızı, ne söyleyeceğimizi bilemiyoruz. Dün sabah bir gazetede, Azeri işadamı Reza Zerrab’ın katıldığı bir müzayedede 1.200.000 TL değerinde bir Nazmi Ziya tablosu alıp şarkıcı eşi Ebru Gündeş’e armağan ettiğini okuyup “Vay be!” dediğim sırada, arabanın radyosunda spiker adı geçen işadamının “bakan oğullarına rüşvet verme” şüphesiyle gözaltına alındığını duyuruyordu.
Bu yazıyı yazdığım sırada “büyük yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda” gözaltına alınanların sayısı 37’ye yükselmişti. Aralarında işadamları, üç bakanın oğlu, bir banka genel müdürü, bir ilçe belediye başkanı, yüksek bürokratlar vardı. İlk izlenim, gözaltına alınan şüphelilerin devasa bir çıkar çetesi oluşturmuş oldukları doğrultusundaydı. Sonu neye varır, şimdilik bilmiyoruz. Bekleyip göreceğiz. Kesin olan, İstanbul Başsavcılığı’nın başlattığı operasyonun açılacak bir ceza davasına zemin olması durumunda, Başbakan’ın “çeteleri temizledik” sözlerinin bir anda acıklı bir masal olacağı gerçeğidir.
Bu arada iktidar yandaşı medyanın bu operasyonun “emniyet ve yargıda yuvalanmış cemaatçi cuntanın bir komplosu” olduğuna ilişkin çıkacak yazı, yorum ve görüntüleri okur-görür gibiyim.
Neyse…

***

Bugün aslında Gezi protestoları sırasında Çanakkale’de yola “Hükümet istifa” ve “Faşizme ölüm” yazan 13 yaşındaki B.T.İ. hakkında savcılıkça açılmak istenen davadan söz edecektim. Konu önemli, çünkü 1. Asliye Ceza Mahkemesi, Çanakkale Cumhuriyet Savcısı Ozan Kaya’nın hazırladığı iddianameyi ciddiye alıp “Eylemi suçun anlamını kavrayarak yaptı” derse çocuk “kamu malına zarar vermek” suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar ceza alacak.
Burası nasıl bir ülkedir, işleyen nasıl bir hukuktur ki, bir ortaokul öğrencisi çevresindeki abilerine, ablalarına özenip yere yazı yazdı diye polis, karakol, mahkeme süründürülebiliyor.
Oysa çocuğa Adli Tıp “eyleminin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin yeterince gelişmemesi nedeniyle cezai ehliyetinin olmadığı” raporu vermiş.
Fakat savcı ısrarcı, Adli Tıp raporunu dikkate almıyor, çocuk cezalandırılsın istiyor. 27 Kasım günü görülen ilk duruşmaya B.T.İ. okuldaki sınavı nedeniyle katılamayınca yargıç, çocuğun “bir sonraki oturuma polis zoruyla getirilmesine” karar vermiş.
Yargılama sonunda mahkeme olur da “çocuğun, yaptığı eylemin suçun anlam ve sonuçlarını kavramadığına” karar verip cezaya gerek görmezse, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nda belirtilen 5. ve 7. maddeler uygulanıp B.T.İ. ailesinden alınarak bir yetiştirme yurdunda koruma altına alınabilecek.
Durum bu! Elbirliğiyle bir şeyler yapıp bu çocuğumuzu devlet şiddetinden kurtarmamız gerekmiyor mu? Her ne kadar ortalık tozdan, dumandan görünmüyor olsa da!  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları