Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Onlara Hiç Bu Kadar Yakın Olmamıştık

09 Kasım 2011 Çarşamba
\n

\n

Oğuz K. bir sitenin içinde bulunan apartmanının dördüncü kat balkonundan bir hafta önce site duvarının hemen yanı başındaki arsaya kurulan, bayram yaklaştıkça hareketlenen koyun pazarını izliyordu. Arsa, inşaat artığı kalas, tel, branda bezi gibi malzemeyle çevrilerek güvenlik altına alınmıştı. Koyunlar arsanın ortasında toplanmışlar, kimi toprağa yatmış, kimi ayakta fakat hepsi neredeyse hiç kıpırdanmadan sessizce duruyorlardı. Arada bir çitin branda bezinden yapılmış eğreti kapısı aralanıyor, tümü erkek olan müşteriler yanlarındaki mal sahibiyle içeri girip koyunları alıcı gözle inceliyorlardı. Bazıları hayvanlardan birinin ağzını açıp dişlerine bakıyor, bazıları da artık ne anlıyorsa hayvanların önkollarını, arka bacaklarını mıncıklıyordu. İnceleme sona erdikten sonra mal sahibi ile müşteriler arasında ateşli bir pazarlık başlıyordu. \n

\n

Oğuz K. mal sahibini artık iyice tanıyor, müşterisine ne zaman, nasıl davranacağını önceden biliyordu. Müşteri en çok hangi hayvanla ilgilenmişse öbürlerinin arasından onu çekip çıkartıyor, yanına alıp pazarlık boyunca başını okşuyordu. Olayın en eğlenceli yanı adamın, pazarlığın sonuna doğru müşterinin sağ eline yapışıp kolunu kopartmak istercesine sallamaya başlamasıydı. Mal sahibi fiyatta anlaşana kadar müşterinin elini bırakmıyor, anlaşma sağlanınca birbirlerine sarılıp öpüşüyorlardı. \n

\n

Her öpüşme sonrasında koyunlardan biri eksiliyordu. Bazı müşteriler, boynuna bir ip geçirilen hayvanı peşinden sürükleyerek, gücüne güvenen bazıları da sırtlayarak götürüyorlardı. Öbür koyunlar içlerinden birinin gidişini, eksilişlerini hiç umursamıyorlar, ardından bile bakmıyorlardı. \n

\n

*** \n

\n

Bu umursamazlık ilk günlerde Oğuz Kyi öfkelendirmişken şimdi hüzünlendiriyordu. Nasıl umursasınlar, zavallılar hiçbir şeyin farkında değiller ki, diye düşünüyordu. \n

\n

Nihal Hanım kocasının bu günlük gözlemlerinden bıkıp usanmıştı. Balkonda saatler geçirmesine bir itirazı yoktu; temiz havada oturmasından, oyalanacak bir şey bulmuş olmasından hoşnuttu. Fakat Oğuz Bey bununla yetinmiyor, izlediklerinden kuramlarüretiyor, karmaşık duygularla sarmalanıyor, bunları eşiyle paylaşıyordu.\n

\n

Nihal Hanımın kurbanlık koyunlara ilişkin düşüncesi netti. Oraya satılmak üzere getirilmişlerdi. Birileri tarafından satın alınacaklar, bayramın ilk günü bıçak altına yatırılıp kurban olarak can vereceklerdi. Umursamazlıkları da, olan bitenin farkında olmamaları da doğaldı, sonuçta hayvandılar.\n

\n

Kafasına takılan tek soru, Tanrının, Hz. İbrahimin oğlu İsmaili kendisine kurban etmek üzereyken oğlu yerine onu kurban etsin diye meleği Cebrail aracılığıyla gönderdiği hayvanın niçin birkoyunolduğuydu. Bu soru her aklına geldiğinde, belki de hayvanların içinde altıncı hissi en gelişmemiş hayvan olduğundandır, derdi. \n

\n

Oğuz K. arife günü akşamüzeri gözlemlerini tamamlamış, içeri girip salondaki yüksek arkalıklı koltuğunda yerini almıştı. Elindeki çay tepsisiyle mutfaktan gelen karısını görür görmez, Biliyor musundiye söze başladı, koyunlar topluca intihar ediyorlarmış!” Nihal Hanım, Biliyorumdedi, bir yerde okumuştum.Kocası oralı olmadan sürdürdü konuşmasını. Vanın Gevaş ilçesinde bir yerlerde koyunun biri kendini kayalıklardan aşağıya atınca peşinden 480 koyun daha atlamış, ancak 30u sağ kalmış!” Nihal Hanım sinirlenmişti. Aptallıklarındandiyerek sertlendi, koyun aptallığı!” “Böyle söylemededi Oğuz K. \n

\n

Siniri tepesine çıkmıştı Nihal Hanımın. Bir haftadır koyundan başka bir şey konuşulmuyor bu evde. Koyun, koyun, koyun Başka lafın yok mu senin? Onları bırak da biraz bize bak! İnsanlara bak! İki emekli üç göz odaya tıkılıp kalmışız. Buna hayatdiyoruz. Hayat mı bu? Koyunlar olan bitenin, başlarına geleceklerin farkında değiller, tamam, acınacak bir durum. Peki, biz farkındayız da ne oluyor? Bir şey mi yapıyoruz? Karşı mı çıkıyoruz? Pazarda fiyatlar tavana vurmuş, maaşımıza gelen zam bir kilo etin bile karşılığı değil! Haydi, durmayalım, sokağa çıkalım, protesto edelim Yapmıyoruz, yapamıyoruz, değil mi? Korkutulmuşuz, sindirilmişiz, koyunlaştırılmışız çünkü…”\n

\n

Oğuz K. artık dinleyemiyordu. Koltuğundan kalktı, yatak odasına doğru yürüdü. Odanın kapısını açarken Nihal haklıdiye mırıldandı, koyunlara hiç bu kadar yakın olmamıştık…”

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları