Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Önemli Bir Çağrı

18 Mart 2013 Pazartesi

Turizm ve Kültür Bakanı Sayın Ömer Çelik Moskova gezisi sırasında Türkiye büyükelçiğinde düzenlenen bir toplantıda Türkiye’den kaçırılan, göçe zorlanan Müslüman olmayan azınlıklara bir çağrı yaptı. Okuyalım: “Geçmişte yapılan bazı yanlışlıklar yüzünden ülkemizi terk etmiş Hıristiyan ve Yahudiler var. Hepsine ‘Ülkenize geri dönebilirsiniz’ diyoruz. Dünyanın herhangi bir yerinde başınız sıkışırsa ilk başvuracağınız yer Türk büyükelçiliği olsun. Geçmişte azınlıklara karşı yapılan bazı yanlışlıklar artık söz konusu değil. Türkiye, tüm kimlikleri, tarihsel mirasını koruyan bir demokrasi haline gelmiştir.” (Sabah, 17.3.2013)

\n

Bu çağrı önemlidir, çünkü 1930’lardan günümüze kadar çeşitli baskılar nedeniyle doğup büyüdükleri, yurttaşı oldukları Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan yüz binlerce Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani ve Yezidiyi ilgilendirmektedir.
Türkiye kamuoyu, 1934 Trakya Olayları, 6/7 Eylül 1955 Olayları, 1942/1943 Varlık Vergisi, Yunan uyruklu Rumlara karşı uygulanan, fakat ailelerinin de etkilendiği 1964 Türkiye’yi terk etmelerine ilişkin Bakanlar Kurulu kararı gibi uygulamalar dışında Türkiye genelinde Müslüman olmayan azınlıklara karşı yapılan baskılardan habersizdir.
Bu baskılara en somut örnek 1964 yılından başlayarak varlıkları Lozan Antlaşması’nın ilgili hükümlerince güvence altına alınmış, tümü Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan Gökçeada (İmroz) ve Bozcaada (Tenedos) Rumlarına karşı gerçekleştirilen uygulamalardır.
Bu uygulamalar kapsamında 1964 yılında yaklaşık 6 bin Rumun yaşadığı Gökçeada’da ve yaklaşık bin Rumun yaşadığı Bozcaada’da ilkin Rum okulları kapatılmış, okul çağında çocuk sahibi aileler Yunanistan’a göçe zorlanmıştır. Rumlara ait tarım alanları büyük çapta kamulaştırılmış, Gökçeada’da ada dışına hayvan satışıyla Rumların balıkçılık yapmaları yasaklanmıştır. Böylelikle gelir kaynakları kurutulan Rumlar çareyi Yunanistan’a göçte bulmuşlardır. Bunlar da yetmemiş, adada bir açık cezaevi kurulmuş, Türkiye’nin dört bir yanından getirilen, çeşitli adi suçlardan hükümlü binlerce mahkûm adaya salınmış, sayıları giderek azalan Rumlar korkudan evlerinden çıkamaz olmuştur.
Bugün Gökçeada’da 273, Bozcaada’da ise 22 Rum kalmıştır. Giden Rumların geride kalan evleri, tarlaları gasp edilmiş, hukuksuzluklar birbirini kovalamıştır. Bugün haklarını arayan Rumların hukuksal başvuruları ya mahkemelerde ya da bürokraside takılıp kalmakta, yetkililerin elleri çoğu kez Rumların haklarını teslim edecek kararların altına imza atmaya gitmemektedir.
Sayın Ömer Çelik’in
“Türkiye, tüm kimlikleri, tarihsel mirasını koruyan bir demokrasi haline gelmiştir” sözünün içi ancak gerekli yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesiyle doldurulabilir. Çeşitli baskılar nedeniyle Türkiye’den göçmek zorunda kalmış Müslüman olmayan azınlıkların anayurtlarına dönmelerine ilişkin yapılan çağrı ancak o zaman bir anlam kazanır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları