Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Öfke (18.07.2015)

18 Temmuz 2015 Cumartesi

Genel olarak öfke, “doyurulmamış isteklere, istenmeyen sonuçlara ve karşılanmayan beklentilere karşı verilen duygu” olarak tanımlanıyor.
Dün televizyonda Cumhurbaşkanı’nın bayram namazı çıkışında basına yaptığı çözüm süreci ve HDP’ye ilişkin açıklamasını dinlerken bu tanımlamayı anımsadım.
Cumhurbaşkanı öfkeli. Öfkesinin kaynakları yukarıdaki tanımlamayla tümüyle örtüşüyor.
Başkanlık isteği sandığa çarpıp un ufak olmuş, 400 milletvekili beklerken 258’de kalmış, AKP’nin yeniden tek parti iktidarı beklentisi boşa çıkmış. Bir de üstüne HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız!” tehdidi gelince…
Öfkelenmekte haklı.
Ne var ki aşırı öfke Cumhurbaşkanı gibi bir retorik ustasının bile söylemlerini tutarsızlaştırıyor, içini boşaltıyor.

***

Çözüm süreciyle ilgili sözleri tam anlamıyla bir tutarsızlık örneği. Süreci başlatan, başbakanken, Abdullah Öcalan ile birlikte bizzat kendisi. Milli İstibarat Teşkilatı’nı Oslo’da PKK/ KCK yetkilileri ile görüşmeye yönlendiren de, İmralı görüşmelerine kapı açan da kendisi.
Tüm bu görüşmelerin amacı PKK/KCK’ye silah bıraktırmak değil miydi? Dolmabahçe “mutabakatı”nda da aynı amaç güdülmüyor muydu?
Nitekim 3 Mart 2015 günü Dolmabahçe’de iktidar yetkililerinin HDP sözcüleriyle kamuoyuna ortaklaşa açıkladıkları 10 maddelik mutabakatın neredeyse tüm maddeleri üzerinde 2012 yılında Oslo’da anlaşmaya varılmıştı.
Cumhurbaşkanı şimdi “Ben bu mutabakatı tanımıyorum” diyor ve “bir mutabakat sağlanacaksa bu ancak TBMM’de tüm partilerin katılımıyla söz konusu olabilir” diye ekliyor.
Cumhuriyet Halk Partisi’nin bu konuya ilişkin üç yıldır dile getirdiği önerinin bundan hiçbir farkı yok!
O zaman Cumhurbaşkanı’ndaki bu çark ediş ne anlama geliyor?

***

Anlam açık: Cumhurbaşkanı, altından kalkamayacağı bir sorumluluğa zorlayıp süreçten dışlayarak kendisini başkan yaptırmamakla tehdit eden HDP’den intikam alıyor.
HDP, “Silah bırakımında muhatap biz değiliz, biz yalnızca aracıyız, muhatap İmralı” dedikçe, Cumhurbaşkanı, “O zaman heyette ne işiniz var?” diye bindiriyor.
Görülen o ki Cumhurbaşkanı umudunu bir koalisyon hükümetinin kurulamamasına, dolayısıyla seçimlerin tekrarlanmasına bağlamış.
Yine kent kent dolaşıp meydanlarda toplanan kalabalıklardan AKP’ye oy isteyecek.
Neyse… Bayram gününe yakışmayan tatsız bir yazı oldu. Fakat bayram diye tatsızlıklar ara vermiyor.

***

Tüm okurlarımın esenlik ve huzur içinde bir bayram geçirmelerini dilerim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları