Deniz Kavukçuoğlu
Deniz Kavukçuoğlu den_kav43@hotmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

'O Konu Beni Aşar Abi!'

12 Şubat 2012 Pazar
\n

Nurettin bizim kaldırım manavımız. Her sabah saat 9.00a doğru bir el arabasıyla gelir, her zamanki yerinde kaldırıma muşamba bir örtü serip üzerine içlerinde çeşitli sebzeler bulunan küçük plastik kasaları yerleştirir. Sebzeleri hep tazedir, hep albenilidir. Bağırarak, seslenerek müşteri çağırmak gibi bir alışkanlığı yoktur. Efendi adamdır. Kasaların yanına yerleştirdiği açılıp kapanır taburesine oturur, bekler.

\n

Oturur oturmaz yaptığı ilk iş cep telefonunu çıkartıp bakmaktır. Bakmaktır diyorum, çünkü telefonunun çaldığı hiç duyulmadığı gibi konuştuğu da hiç görülmemiştir. Nurettini ilginç kılan da budur; telefonunu hiç kullanmaması ama elinden de hiç bırakmamasıdır.

\n

Hep aynı yerde tezgâh açtığından tüm mahalleli tanır Nurettini. Zaman içinde çok sayıda dostu, ahbabı olmuştur mahalleden. Başından, özellikle gençler hiç eksik olmaz. Ortak konuları cep telefonudur. Gençler kendi aralarında Nurettinden telefon manyağı diye söz ederler. Ona yakıştırdıkları bu manyak sıfatını hoş bulmasam da bunu gençlerin sözcük dağarcıklarının darlığına veririm.

\n

Nurettin, akşam çöktüğünde çoğu zaman tümü boşalmış kasalarını el arabasına yükleyip Acıbademdeki evinin yolunu tuttuğunda günlük yaşamının bundan sonraki bölümünü nasıl geçireceğini biliriz. Televizyonun karşısındaki koltuğuna oturup elinde kumandasıyla kanallar arasında dolaşıp reklamları izler. Eşi, çocukları, önüne konacak yemek, her şey onun için ikincil, üçüncül önemdedir. Varsa yoksa reklamlar, reklamlara yansıyan GSM operatörleri arasındaki kapışmalar Gözkapakları düşene, eşi Esma Hanım tarafından kaldırılıp yatağa gönderilene kadar ayrılmaz ekran karşısından. Ertesi sabah başına toplanacak dostlarını aydınlatacak önemli bilgileri toplar.

\n

Nurettin için sayıları üçe inmiş GSM operatörlerinden hangisi bedava dakika yarışında birincidir, hangisi telefon aygıtını en ucuza verir, hangisi dakika başına en az ücreti alır, bunları bilmek zorundadır. Çünkü bunlar yarın kendisine sorulacaktır. Ne var ki Nurettin yalnızca bilgi toplamakla kalmaz, arada bir de sabah işe gelirken bir GSM acentesine uğrayıp hattını değiştirir. Bir ayda 12 operatör değiştirmek gibi kırılması kolay olmayan bir rekorun sahibidir.

\n

Dün oturduğu kaldırımın önünden geçerken baktım, kayın mantarı getirmiş. 250 gram ver dedim. Biraz zencefil, iki büyük kasap soğanı, bir demet de fesleğen aldım. Sohbete başladık. Yahu, nedir sendeki bu telefon merakı?” diye sordum. Güldü. Benimki hobi, abi dedi. Herkesin bir hobisi var, benimki de telefon. Sormadan edemedim. Ama pek kullanmıyorsun galiba…” Başını salladı. “Doğru dedi, kullanmıyorum, kullanmasını da bilmiyorum zaten. Tam öğrenecekken, yenisiyle değiştiriyorum. Gerçekten ilginç bir adamdı.

\n

Laf lafı açtı, politikaya geldi. Nurettindedim, reklamları beklerken, herhalde haberleri, yorumları da izliyorsundur. Yüzünü buruşturdu. Mecburen izliyorumdedikten sonra devam etti, yoksa vakit geçmek bilmiyor. Sohbeti koyulaştırdık. Tüm güncel konulardan haberdardı. Yalnız haberdar olmakla kalmıyor, aynı zamanda yorumlar da getiriyordu. Reklamları izlerken, birbirlerine karşıt yayın yapan kanalları izliyor, karşı çıkılması zor, ilginç sentezlere varıyordu. Peki diye sordum, arkadaşlarınla da paylaşıyor musun bana anlattıklarını?” Hayır, anlamında başını salladı. Aman abidedi, bana sakın siyaset deme!

\n

Anlattı. Birkaç yıl öncesine kadar bir elektronik fabrikasında ustabaşıymış. İşçileri greve kışkırtıyor suçlamasıyla işten atılmış, başvurduğu tüm kapılardan geri çevrilince kaldırım manavı olarak hayata tutunmuş. Şimdi çok mutluyum dedi, kafam boşaldı, rahatladım. Ya bu telefon merakı diyecek oldum, sözümü kesti. Telefon işi hikâye dedi, kendimi siyasetten uzak tutmamın bahanesi.

\n

Akıllı adamdı. İmrendim doğrusu. Ama yine de kendimi tutamadım. Nurettin kardeş dedim, sen ne dersen de olan biteni izliyorsun Hem de çoğundan fazla. Yüzüme baktı. Anlat bakalım dedim, şu son MİTçiler meselesi hakkında ne düşünüyorsun? Kolumu tuttu. Fısıldarcasına, O konu beni aşar! dedi. Tam, Beni de diyecektim ki sustum. Öyle ya, tüm gazeteler, televizyonlar o konuda yoğunlaşmış, herkesin yazacak, söyleyecek bir şeyleri varken benim hiçbir şey yokmuş gibi suskun kalmam olmazdı. Hem benim onunki gibi kafa boşaltan bir hobim yoktu ki. Elimde torbam eve doğru yürürken cebimdeki telefon çaldı. Açmadım. Sesi bana bir tuhaf geldi. Yarından tezi yok gidip değiştireceğim. Nurettin de o mutlu hayatına böyle başlamış olmalı. Kim bilir?

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda (28.09.2018) 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları